Ne yazsak boş!

Zihnim o kadar sallantıda, o kadar bulanık ki şu an. Ne yazdığımı, ne yazacağımı düşünemiyorum. Yaşadığım sallantılar sırasında eşime ve çocuklarıma ulaşamadığım birkaç saniyede yaşadığım büyük korkuyla o şiddetli depremleri merkezinde yaşayan vatandaşlarımızın hislerini mukayese bile edemiyorum.

BİLGİSAYARIN başındayım ama hiçbir şey yazamıyorum. Hiçbir şey okuyamıyorum.

Ankara’ya 700 kilometre uzaktaki Kahramanmaraş’ta yaşanan iki depremi o uzaklığa rağmen hissedip sallandıktan sonra korkuyu ve hüznü anlatmak öyle saçma geliyor ki…

Sosyal medyayı takip etmek, komplo teorilerini düşünmek öyle boş geliyor ki…

Vücudun ara ara verdiği ürperti, nefes alışverişinde kesinti, çoluk çocuğun telaşı, bütün hayatını bir ev almak üzere iş tutarak geçiren insana ne acayip hisler yaşatıyor.

10 şehrimiz doğrudan can kaybı yaşama ve bina yıkıntılarıyla bu iki depremi ve artçılarını bütün şiddetiyle yaşadı. Biz ne konuşuyoruz?

Geçtiğimiz yıl Elazığ ve İzmir depremlerinde çok üzülmüştük. Ev fiyatlarını, kira ücretlerini yükselten haysiyetsizleri konuşmuştuk.

Her depremle İstanbul’daki olası deprem senaryolarını konuşturuyor birileri.

Ama onlarca kat mülkler dikerek insanları kümeslere hapsetmeye devam edenleri konuşmuyoruz.

O kümeslere yoktan yere verilen milyonlarca liraları konuşmuyoruz. Borsada her şeyi dip yaptırırken yeni evler yapılmasına neden olacağından çimento şirketlerinin hisselerini zirve yaptıranları konuşmuyoruz.

Ahmet Mete Işıkara merhum, 99 Depremi’nin sonrasında İzmit ve Gölcük depremleri nedeniyle Kuzey Marmara’daki fay hattının Türkiye’de çok önemli olduğunu, ancak Türkiye’nin dünyadaki en derin fay hatlarından birinin başlangıcında yer aldığını, bunun da merkezinin Kahramanmaraş olduğunu 1999 yılında söylemiş, burada 7’nin üzerinde çok büyük şiddetli depremlerin beklenebileceğini ifade etmişti.

Biz neyi konuştuk o yıllarda? Işıkara’nın Türkiye’nin en seksi erkeği olduğunu.

Zihnim o kadar sallantıda, o kadar bulanık ki şu an. Ne yazdığımı, ne yazacağımı düşünemiyorum. Yaşadığım sallantılar sırasında eşime ve çocuklarıma ulaşamadığım birkaç saniyede yaşadığım büyük korkuyla o şiddetli depremleri merkezinde yaşayan vatandaşlarımızın hislerini mukayese bile edemiyorum.

Biz ne konuşuyoruz?

Ne yazsak boş!

85 milyonluk ülkenin kendi elleriyle bütün şeytan kulelerini yıkıp iman kokan, kibir kokmayan, lüks kokmayan, zemine yaslanmış, doğayla barışık evler inşâ etmesi şarttır, elzemdir. Bunu yapmadan boş konuşmaya devam edeceğiz.

Can veren vatandaşlarımıza rahmet diliyorum.

Yaralı vatandaşlarımıza şifa diliyorum.

Zarar ve ziyana uğrayan vatandaşlarımıza kolaylık diliyorum.

Rabbimizden esirgeme ve bağışlama diliyorum.

Boş konuşmayacağımız günler diliyorum.