Ne işimiz var Türkiye’de?

Allah muhafaza, iktidara gelecek olsalar, üç beş yıl sonra neler diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim: “Ne işimiz var Kıbrıs’ta?”, “Ne işimiz var İzmir’de?”, “Ne işimiz var Güneydoğu’da?”, “Ne işimiz var Boğazlarda?”… Leblebisi ile ünlü Çorum ülkemiz, çok zengin Konya ülkemiz, güneydoğunun incisi Mersin ülkemiz, Trakya’nın illerinin ilçelerinin illeri, pek tabiî baş ülke olarak Ankara ülkemiz neyimize yetmiyor?

KENDİSİNİ “SİHA Sezgin” olarak tanırsınız. CHP’li milletvekili… Bu ismi de -bilirsiniz- İHA ve SİHA’ları ne kadar çok sevdiği için almıştır(!).

Ayrıyeten kendilerini terörist cenazelerinde gözyaşı dökerken yahut mezarlarına karanfil koyarken hatırlarsınız.

Aynı zamanda “TR705” kodlu Sezginciğim, CIA’nın güvenilir haber kaynağıdır Stratfor belgelerine göre.

CHP iktidara gelirse -hani, olur ya- olabilecekler hakkında öngörülerde bulunan bir Twitter hesabının paylaşımı pek bi’ hoşuna gitmiş Sezginciğimin.

Nasıl hoşuna gitmesin? Mesajda Sezginciğim Dışişleri Bakanı olmuş, Bayraktar SİHA üretimi durdurulmuş, savaş suçu işleyen bu SİHA’ların üretimini yurtdışına taşıması için Selçuk Bayraktar’a iki hafta süre verilmiş...

Sezginciğimden, “Yok canım, ne münasebet! İHA/SİHA hem terörle mücadelede, hem de sınır güvenliğinde çok önemli görevler üstleniyor. Bu konudaki yatırımlar ve destekler artarak devam edecek” demesini beklemiyorduk sanırım.

Darı ambarına düşmüş aç tavuk misali cevap vermiş Sezginciğim: “Emin olun, adil olacağız.”

İçinin yağları da erimiştir sanırım bu satırları yazarken.

Adil olacaklarını öğrenince benim de içim rahatladı şahsen.

***

Yalım Eralp, emekli büyükelçi. Monşer yani…

“Monşer” olarak anılmaktan rahatsız değil, zira Bir Monşer’den Anekdotlar ve Bir Monşer’in Hatıratı isminde iki kitabı da mevcut.

Bir dönem Yunanistan’da da görev yapmışlığı var.

Eralp, 25 Eylül 2021’de CHP’ye resmen üye oldu ve rozetini yakasına bizzat genel müdür takıverdi.

Monşerciğimiz geçen hafta bir açıklamada bulundu: “Lozan üç milin dışındaki adaları, beğenelim ya da beğenmeyelim, Yunanistan’a vermiştir.”

Ben, beğenmeme hakkımı kullanıyorum şahsen. Kendileri beğenebilirler.

Biz Adaları Lozan’da verdiğimizi söylediğimizde kıyametler kopuyordu. Monşerimiz en azından bu gerçeği ifade etmiş, buna da şükür.

Hatta, “Mısır ve Kıbrıs da, hatta Musul, Kerkük, Telafer, Süleymaniye, Batı Trakya, Batum da Lozan’da elimizden alındı” dediğimizde ne linçlere gelmişliğimiz vakidir.

Üstelik Lozan’ın ilgili maddelerini gözlerine sokmuş olmamıza rağmen… Neyse…

Monşerimizin ifadelerindeki tek doğru nokta, Adaların Lozan’da verilmiş olduğudur.

Lozan’da üç mil geçmez meselâ… Ve Adalar Yunanistan’a değil, İtalya’ya verilmişti. Ancak 1940’larda Yunanistan’a geçmişti.

Üstelik İtalya önce bize devretmeyi önerdiği hâlde, İnönü’nün “O adalara bakacak durumumuz yok” demesiyle şu an o adalar Yunanistan’ın elinde.

Gerçeklerden bu denli habersiz monşerimiz, muhtemelen bu adaların Lozan’a göre silahsız ve askersiz bölgeler olarak kalması gerektiğini de bilmiyordur.

Elan mezkûr adaların içerisinde askerî üs olmayanı kalmadı. Her bir adada Yunanistan tarafından askerî yığınaklar yapılmış, askerî birlikler, hatta askerî havaalanları kurulmuş vaziyette.

Yani monşerimiz beğensin ya da beğenmesin, Lozan’ın şartları çoktan delinmiş durumda.

Bu şeraitte Türkiye olarak biz ne yapacağız peki? Lozan’ın bize dayattığı şartlara kuzu kuzu uymaya devam mı edeceğiz monşer?

***

Daha önceki birçok yazımızda CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve muhtemel Dışişleri Bakanı namzedi Ünal Çeviköz’den bahsetmiştik.

Kendileri -malûmunuz- Libya’daki varlığımızdan rahatsız ve onun gözünde oradaki askerlerimiz birer “lejyoner”.

Mavi Vatan ile ilgili haklı mücadelemiz Çeviköz’e göre “yayılmacı ve saldırgan bir tutum”.

Karabağ Savaşı’nda Türkiye’nin Azerbaycan’a maalesef silah desteği sağladığından ve “cihatçı” gönderdiğinden de şikâyetçi idi Çeviköz. Ve bu şikâyetlerini dünya kamuoyu ile paylaşmaktan imtina etmiyordu.

Sınır ötesi harekâtlar için yapılan tezkere oylamasında CHP’nin -HDP’nin talimatı üzerine- firesiz “Hayır” dediğini de biliyoruz.

Hâsılıkelâm, körün taşı, kelin başı olur da, CHP (yani yedili ittifak) iktidara gelirse neler yapacaklarını eylemleri ve söylemleri ile açık açık ifade ediyorlar.

Bir de kendisine sorulan “HDP’ye bakanlık verecek misiniz?” sorusuna “Hayır” diyemeyen Faik Öztrak’ı da bu denkleme eklerseniz, tablo daha da netleşecektir.

Allah muhafaza, iktidara gelecek olsalar, üç beş yıl sonra neler diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim:

“Ne işimiz var Kıbrıs’ta?”, “Ne işimiz var İzmir’de?”, “Ne işimiz var Güneydoğu’da?”, “Ne işimiz var Boğazlarda?”…

Leblebisi ile ünlü Çorum ülkemiz, çok zengin Konya ülkemiz, güneydoğunun incisi Mersin ülkemiz, Trakya’nın illerinin ilçelerinin illeri, pek tabiî baş ülke olarak Ankara ülkemiz neyimize yetmiyor?

Adam olana çok bile!

Kalınız sağlıcakla...