NATO’ya başkaldırı

Bundan sonra ne Avrupa Birliği, ne de Rusya Türkiye’den vazgeçebilir. Bunu gören Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasında taraf olmayarak “barış” söylemini eyleme döken ilk ülke olmuştur. Ayrıca Fransız siyasetçilerin Türkiye üzerine oyun oynamalarına karşın Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, tarihî bir adım atarak Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ı Antalya Diplomasi Forumu’na davet etmiş ve katılımlarından dolayı da teşekkür etmiştir. Bu çıkış bile Fransa’yı çileden çıkarmıştır.

BAŞKA insanî konuları yazmak ne iyi olurdu Ukrayna’ya yapılan işgal girişimi olmasaydı. Bir de “Ukrayna Savaşı” ifadesi ne acı! Bağımsız bir devlete güçlü bir başka devletin yaptığı işgal girişiminin farklı bir şekilde telaffuz edilmesi bir garip. Demek ki bir olay karşısında doğru adlandırma yapmak çok önemli oluyor.

Bağımsız bir devletten başka bir bağımsız devlete karşı saldırı veya saldırı şüphesi yoksa işgal girişimi için üretilen diğer bütün argümanlar boşa çıkıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin sadece iki devlet arasında gerçekleştiğini ifade etmek güçleşiyor. Zira arka plânda sürekli olarak Ukrayna tarafının da savaşı sürdürmesi için itici etkilerin giderek yükseldiğini görmek zor değil.

Bir olayın konumunun, hızının ve anî değişimlerinin zamanla değişmeleri birbirlerine doğrudan bağlıdır. Buna göre bir olayın gelişim hızının zamanla değişimi bilinirse, olayın hangi konumda ne durumda olacağı rahatlıkla tespit edilir. Benzer şekilde, konumun zamanla değişimi bilinen bir olayda da hızının zamanla nasıl evirileceği ise olay olmadan önce açıkça ortaya konulabilir.

Bir olayı başlatan, sürdüren ve durduran etki, güç ve kuvvettir. Bu nedenle olayın çıkışı arkasındaki güç ve kuvvete bakmak gerekiyor. Aristotales’ten Platon’a, İbn-i Sina’dan Galileo’ya kadar zamanla değişen olaylar hakkındaki görüşleri, günümüzde evrensel bir bütün hâline gelmiştir. Zamanla değişen asırlık olay analizi anlayışı, Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalinin asıl etkin kuvvetinin ve gücünün ne olduğunun ortaya konulmasını açık ediyor. Fen bilimleri açısından ortaya konulan “zamana bağlı değişen olayları anlama ve kavrama bakışı” Fransız muhalif lider tarafından dillendirildi.

Fransa Cumhurbaşkanı adayı Valerie Pecresse’nin, dünyanın Rusya-Ukrayna Savaşı’nı kilitlenmesi aşamasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yerinin olmadığını söylemesi, içerinin açığa vurulmasıdır. Bu açıklamanın iki önemli ayağı görülebilir: Birincisi, Türkiye’nin AB’yi eleştirmesinden sonra gelmiş olması ve Türkiye’ye bir gözdağı olarak görülmesi; diğeri ise Ukrayna’ya Rusya tarafından yapılan işgal girişiminin nihaî hedefi hakkındaki ipuçları...

Pecresse, cumhurbaşkanlığı adaylığını Türkiye ve İslâm düşmanlığı üzerinden güçlendirmek isteyerek kendi iç kamuoyuna sinyal göndermiş olabilir. Ancak bunun diğer asıl hedefleri arasında, Ukrayna’yı işgal girişimi sonrasında kurulacak olan yeni düzende başrol oynamanın ilk adımları da vardır.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Ukrayna’yı işgal etme talimatı veren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “diktatör” olduğunu söyledi ki bu da aynı minvâlde bir çıkıştır. Asıl çıkış ise, Macron’un, “NATO’nun beyin ölümünü gerçekleştirmiştir” ifadesidir. Rusya’nın Ukrayna’daki girişiminin Macron’un söyleminden sonra çıkması tesadüf değildir.

Fransa’da bütün yollar NATO’ya bir başkaldırı olarak görülmüştür. Bunu fark eden gizli Rus ortağı ABD, hemen Ukrayna’ya bütün desteğini vereceğini söyleyerek ateşe körükle gitmiştir. Bundan sonra Ukrayna’da olacakları ve akacak kanları tarif etmek, insanlığa sığacak cinsten değil.

Bu noktada Almanya, tarihinde en fazla savunmaya bütçe ayırma girişimini başlattı. Bundan sonra ne Avrupa Birliği, ne de Rusya Türkiye’den vazgeçebilir. Bunu gören Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasında taraf olmayarak “barış” söylemini eyleme döken ilk ülke olmuştur. Ayrıca Fransız siyasetçilerin Türkiye üzerine oyun oynamalarına karşın Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, tarihî bir adım atarak Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ı Antalya Diplomasi Forumu’na davet etmiş ve katılımlarından dolayı da teşekkür etmiştir. Bu çıkış bile Fransa’yı çileden çıkarmıştır. Fransa’nın yeni düzende Türkiye’ye biçtiği rolü Türkiye’nin giymeyeceğini ve büyük oyuncu olduğunu ortaya koymuştur. Dünyanın beşten büyük olduğu söyleminin bir yansıması olarak ortaya atılan Fransa’nın NATO’ya başkaldırı girişimi, tarihin yeni girişimlerini göstermektedir. ABD ise ayakta kalmak için son hamlelerini yapma derdine düşmüştür. Ne kadar çok silah satarsa o kadar çok ayakta kalacağını çok iyi bilmektedir.