Müjde de bizi görecek mi?

Hiç kimsenin aklından bile geçmeyen bir müjdeyle karşımıza çıkarsa Erdoğan bu Cuma günü? Meselâ, “Hazreti Süleyman’ın hazînesini, Ahit Sandığı’nı bulduk!” deyip trilyonlarca dolarlık bir kaynağın haberini verse, nasıl olur? Her şey bir yana, AK Partililerin çoğu için varlığı ve sağlığı bile müjde olan Başkan’ın ağzından çıkacaklar, mutlaka Türkiye’yi uçurmaya adaydır.

TAKVİMLERİN Cuma’yı gösterdiği ilk saatlerde yayınlanacak bu yazıyı yazmak ne kadar zormuş! Milyonların heyecanla beklediği müjdeyi öğrenmeden yazacağımız her ne olursa olsun, gündemin çok gerisinde kalacak, eminim.

“Kara Cuma” dayatmalarından kurtulup “müjdeli Cumalara” kavuştuk, çok şükür!

Senelerdir Cuma namazlarının ardından konuşmayı alışkanlık hâline getiren Erdoğan, bir randevu daha verdi bugüne. Namaz sonrası mı konuşur, başka bir plâtform mu seçer, bilinmez. Ama İslâm’ın kutlu gününe kutlu haberlerle katkı vermeye devam edecek inşâallâh.

Şimdi herkes gibi biz de şansımızı deneyelim ve birkaç tahminde bulunalım…

Herkesin beklentisi, Türkiye için ekonomik katkı sağlayacak bir müjde gelmesi yönünde. Borsanın yükselmesi, dövizin düşmesi de bu beklentinin bir göstergesi… Erdoğan’ın konuşmasını ve vurgularını tekrar tekrar dinleyince, ben de çok yüksek ihtimâlle ekonomiye güç katacak bir müjde bekliyorum. Bu konuşmanın bir enerji üretim fabrikasının açılışında yapılması da enerji endeksli bir beklentiyi güçlendiriyor. 

Aslında güncel olaylar üzerinden gidersek, en ağırlıklı tahmin, Akdeniz’de büyük bir enerji yatağı bulunduğu, hattâ bunun çıkarılmaya hazır olduğunun açıklanmasıdır. Ancak çok daha önceden arama faaliyetlerinin yapıldığı Karadeniz’den gelecek bir haber daha mantıklı duruyor şu anda. Bunun gaz ya da petrol olması fark etmez!

Yer altı enerji piyasasında neredeyse tamamen dışa bağımlı olan Türkiye’nin, meselâ doğalgaz ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak bir kaynağa ulaşması bile müjde olarak yeter de artar bize!

Farklı bir gündem de Kovid-19 aşısı… “Rusya’nın bulduğu aşı güvensiz, ABD daha önde, Çin de patent aldı, Almanya 2021 başında üretecek” gibi haberlerin arasına sıkışıp kalan Türkiye’nin aşı çalışmaları son aşamaya gelmiş, üretime başlamak için gün sayıyor olabilir. Bu da birkaç yıl için geçerli olacak bir ekonomik müjde kabul edilebilir elbette…

Herkes petrol ya da doğalgaza odaklanmışken, farklı bir yerden de gelebilir müjde. F-35’lerle ilgili lehimize bir gelişme, Fransa ile Akdeniz’de ortak sondaj çalışmalarının başlayacağı, Lozan’ın prangalarından kurtulmak için taraf ülkelerle yeniden masaya oturulacağı gibi haberler de ekonomimize kısmî bir dinamizm sağlayabilir ve bunların her biri, Erdoğan’ın “Yeni bir dönem” vurgusuna uygun müjdeler olabilir.

Bazı siyasal hamleler de bir müjde olabilir memlekete; ABD ile FETÖ elebaşının iadesi konusunda anlaşma, Yunanistan ile 12 Ada konusunda bir uzlaşma, AB’ye tam üyelik müzakerelerinde beklenmeyen bir gelişme, Türk Birliği’nin gerçek bir hayatiyet kazanması gibi…

Bunlar da kısa vadede bahar rüzgârları, uzun vadede ekonomide süper lig habercisi olabilirler.

Tüm silahlı gücünü ve yönetim kademesini kaybeden PKK’nın kendini feshettiği haberi de onlarca yıldır dağa taşa gömdüğümüz milyar dolarların devletin kasasında kalacağı hesabıyla büyük bir ekonomik müjde olur elbette.

Peki, hiç kimsenin aklından bile geçmeyen bir müjdeyle karşımıza çıkarsa Erdoğan bu Cuma günü?

Meselâ, “Hazreti Süleyman’ın hazînesini, Ahit Sandığı’nı bulduk!” deyip trilyonlarca dolarlık bir kaynağın haberini verse, nasıl olur?

Her şey bir yana, AK Partililerin çoğu için varlığı ve sağlığı bile müjde olan Başkan’ın ağzından çıkacaklar, mutlaka Türkiye’yi uçurmaya adaydır. Yeni dönemin başlangıcı olacağını iddia ettiği müjdeyi, ben de vatan âşıkı milyonlar gibi sabırsızlıkla bekliyorum.

Cuma günü kimlerin ağlayıp sızlayacağı, kimlerin havalara zıplayacağı konusunda kehanette bulunmaya gerek yok. Memleket için hayırlı olacak her haberde olduğu gibi, muhalefet dışarıdaki müttefikleriyle birlikte saldırıya geçecektir, hiç şüpheniz olmasın!

Velhasıl, Çarşamba günü verilen müjde haberinin, beklentileri boşa çıkarmayacak bir heybeti olacağına dair kanaatim çok yüksek. En azından, Bush’un “milenyumun icadı” diye tanıttığı ve binmeyi bile beceremediği o gereksiz ulaşım aracındaki hayâl kırıklığı olmayacaktır.

Ama…

Türkiye, AK Parti döneminde büyük ekonomik yatırımlar yaptı. Ancak en büyük sıkıntı, ekonominin en iyi olduğu günlerde bile makroekonomik verilerin ve güçlü hazîne yapısının vatandaşın cebine yeteri kadar yansımamış olmasıydı.

Vizontele’nin meşhur repliğidir: “Zeki Müren de bizi görecek mi?” Şimdi asıl soru şu olmalıdır: “Müjde de bizi görecek mi?”