BİR yiğit adam vardı.
İnce hesaplar yapmadan yüreğinden geldiği gibi konuşan, menfaat gözetmeksizin
adım atan Muhsin Yazıcıoğlu…
Onu
düşman görenler bile ne kadar mert olduğunu takdir ederdi.
Kıydılar
o yiğit adama. Helikopterini düşürdüler, kasıtlı olarak başka dağlarda
arattılar.
Onu
şehit edenler kanı bozukmuş, soysuzmuş; bana ne!
İster
asilzâdenin, ister sefilzâdenin önde gideni olsunlar. Ne fark eder?
En
çok “Namlusunu millete çevirmiş tanka selâm durmam” deyişiyle hatırlanan Muhsin
Yazıcıoğlu, bugünleri görseydi, nasıl konuşur, nasıl davranırdı diye
düşünüyorum.
İsrail
Cumhurbaşkanı Ş. P. Türkiye ziyaretinde TBMM’de konuşmaya geldiğinde, o gün
Genel Kurul’a gitmeyen tek milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu idi.
“Ben
emzikli bebekleri öldürenlerin konuşmasını dinlemem” demişti.
Asalet
diye bir şey varsa eğer, kanda değil, davranıştadır.
Örneğini
verdik.
Şimdi
de 11 Ocak 2009 târihli bir habere bakalım… “Katil İsrail kendi kanında boğulacak”
diyen Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sivas’a gelişinde yaptığı konuşmayı İsmail Güneş
haberleştirmiş. Helikopterde şehit olan gazeteci…
O
vakitlerde de İsrail, her zaman olduğu gibi Filistin’e saldırıyordu. Bu konuyu
ele alan Muhsin Başkan bakalım neler demiş…
“BBP
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Filistin’e saldırı düzenleyen İsrail’i
kınayarak mallarının boykot edilmesi gerektiğini söyledi.
Büyük
Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Ermenilere sahip çıkan
Türklerin ihanet gördüğünü söyledi. Ermenilerden özür dileme kampanyasına
katılan ve kendilerini aydın olarak gösterenleri de eleştiren Yazıcıoğlu,
Filistin’e saldırı düzenleyen İsrail’i kınayarak mallarının boykot edilmesi
gerektiğini söyledi.
Karayolu
ile Sivas’a gelen Yazıcıoğlu, burada partililer tarafından karşılandı.
Davulculara bahşiş veren Yazıcıoğlu, Atatürk Kültür Merkezi’ne gelişinde
‘Başbakan Muhsin’ sloganları ile karşılandı. Annesi Fidan Yazıcıoğlu’nun elini
öpen Muhsin Yazıcıoğlu, daha sonra TRT Türk Halk Müziği sanatçısı Kubilay
Dökmetaş’ın söylediği türkülere eşlik etti. BBP İl Başkanı Erhan Üstündağ’ın
açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan Yazıcıoğlu, birlik mesajları verdi.
(Erhan Üstündağ da helikopterde şehit oldu.)
Bugüne
kadar Osmanlı ve Türk devletlerinin, yaşadığı kıtalara hep barış götürdüğünü
kaydeden Yazıcıoğlu, ‘Avrupa, Yahudileri öldürüyor, yakıyor, fırınlara koyuyor,
işkenceler yapıyor, soykırımlar yapıyordu. Avrupa’nın soykırım yaptığı ve
dünyada sığınacak yer bulamayan Yahudileri benim ecdadım Osmanlı bağrına bastı.
Ancak Müslüman bir ülkede kendilerine yer bulabildiler. Müslüman bir ülke
onlara insanlık gösterdi. Türk milleti onlara sığınak, barınak oldu. Adam
oldular. Adam yerine kondular. Ermeni, Yahudi, Rum’uyla Türk milletinin
yönettiği ülkelerde ve bu coğrafyada onlar efendi muamelesi gördüler. Ama
döndüler, onlara efendilik imkânı veren devlete ihanet ettiler. Döndüler,
düşmanla işbirliği yaptılar. Çeteler kurdular. Taşnak, Hınçak çetesi kurdular.
Düşmanla boğaz boğaza Çanakkale Boğazı’nda savaşan delikanlılarımızın
boşalttığı köylere girdiler. Ruslarla işbirliği yaptılar. Târihin teşekkür
etmesi gereken Türk milletine, şimdi içimizden çıkarttığımız hainler, içimizde
ürettiğimiz ama milletine yabancı aşağılık düşüncesi içindeki sözde aydınlar,
şimdi katillerden özür diliyor, katliamcılardan özür diliyor, Asalacılardan
özür diliyor ve benim milletime hakaret ediyor. Bunu hazmetmemiz mümkün değil.
Bu doğru bir yaklaşım değil’ dedi.
İsrail’in
Filistin’e yaptığı saldırıları da eleştiren Yazıcıoğlu, ‘Bugün Filistin halkı
kendi toprağında özgür değil. Ve İsrail tam bir terörist devlet olarak hareket
ediyor. İsrail terörist bir devlet olarak Filistin halkına topu, tüfeği,
bombası ile zulüm yağdırıyor, kan kusuyor, kin kusuyor. Ben burada tüm
Sivaslıların, büyük Türk milletinin hissiyatına tercüman olarak, onların
duygularını ifade ederek diyorum ki, terörist İsrail devleti, döktüğü kanında
boğulacak. Terörist İsrail devleti, yaptığı zulmün hesabını er geç verecek. Ve
terörist İsrail devletini yürüttüğü bu terör, katliam ve soykırım hareketinden
dolayı şiddetle, nefretle ve iğrenerek kınıyorum’ diye konuştu.
İsrail'in
Filistin’e saldırılarının ardından Türkiye’nin bu olaya en açık tepki koyan
ülke olduğunu söyleyen Yazıcıoğlu, İsrail ile askerî, ekonomik ve sanayi
konularındaki çalışmaların durdurulup durdurmadığıyla ilgili kendisine kesin
cevap verilene kadar hükûmet yetkililerinin kınamalarının kendini tatmin
etmeyeceğini dile getirdi. Yazıcıoğlu, ‘‘İsrail ile savunma işbirliği başta
olmak üzere diplomatik münasebetleri askıya almayı düşünüyor musunuz?
Akdeniz’de yaptığınız Türkiye, ABD ve İsrail’in ortak manevralarına, ortak
tatbikatlarına son vermeyi düşünüyor musunuz?’ diyorum. Bunların doğru cevabını
bana doğru vermedikçe hiçbir kınamanın bir anlamı yoktur’ şeklinde konuştu.
Meydanlara
çıkarak İsrail’i protesto edenleri de eleştiren Yazıcıoğlu, protesto sonrasında
İsrail ürünü olan sigaraların çıkarılıp içilmesine tepki gösterdi. Yazıcıoğlu,
İsrail mallarının boykot edilmesini de isteyerek, ‘Meydanlarda bağıranlara da
söylüyorum. ‘Kahrolsun İsrail’ demek yetmiyor, ‘Kahrolsun İsrail’ derken
cebinden çıkarıp sigarasını içmeyeceksin. Bir taraftan ‘Kahrolsun İsrail’
derken, öbür tarafta İsrail’e ait ve onunla işbirliği yapan uluslararası
teröristlerin, sermaye güçlerinin malına boykot yapacaksın, almayacaksın,
yemeyeceksin, giymeyeceksin. Yani bu tepkileri şuurlu yapacağız. İşte ilk günden
BBP olarak bizim görüşümüz bu’ dedi.
Arap
ülkelerini de barış için harekete geçmeye davet eden Yazıcıoğlu, daha sonra
Sivas’ta 8 ilçe ile 5 belde belediye başkan adayını partililere tanıttı…”
Sivas’tan
üç gün öncesinde ise Muhsin Yazıcıoğlu Eskişehir’deydi.
Orada
yaptığı açıklamada İsrail’e karşı sözlü değil, fiilî tepkilerin ortaya konulması
gerektiğini söyledi.
Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi’ni, Arap Birliği’ni ve İslâm Konferansı’nı İsrail’e
karşı yaptırım uygulamaya, Türkiye’yi de her türlü ilişkilerini askıya almaya
çağırmıştı.
İsrail’e
karşı yapılan tepkilerin yetersiz olduğunu belirten Yazıcıoğlu, İsrail’in Orta
Doğu’ya yerleştiği günden bu yana bölgede sürekli huzursuzluk oluşturduğuna
işaret etti. Yazıcıoğlu, “İsrail devlet ama bir terör devletidir. Uyguladığı
terörizmdir. Ağır silahlarıyla Filistin halkına yönelik bir katliam yürütüyor.
Sivil halk acımasızca katlediliyor. Dünya ise bunun karşısında susuyor. Birkaç
kınama dışında doğru dürüst İsrail’e karşı bir yaptırım yoktur. Sadece laf
söylemekle, sözlü kınamalar yapılıyor” diye konuştu.
ABD
ve Avrupa Birliği’nin bile İsrail’e ciddî anlamda kınama bile yapamadığının
altını çizen Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi, ortak bir karar alarak İsrail’e, ‘Susun, oturunuz yerinizde, bu
katliamlara bir son verin’ diyememiştir.
İsrail’in
yürüttüğü katliamları ve terör hareketini şiddetle, nefretle kınıyorum. Buradan
soruyorum: Bebekler ölüyor, kadınlar ölüyor, insanlar paramparça, evleri
başlarına yıkılıyor; ilâç, su, elektrik ve tedavi yok, Arap Birliği, İslâm
Konferansı, Birleşmiş Milletler nerede, insanlık nerede?”
Hükûmet
sözcülerinin, siyâsî parti temsilcilerinin, devlet temsilcilerinin tepkilerini
takdirle karşıladığını ama bunların yeterli olmadığını vurgulayan Yazıcıoğlu,
Türkiye’nin derhâl İsrail ile diplomatik ve ticarî münasebetlerine son vermesi
gerektiğini söyledi…
Görüldüğü
üzere, değişen pek bir şey yok.
İsrail
bugün de aynı. Hattâ daha azgın, daha cüretli. Tek fark, Muhsin Yazıcıoğlu’nun
şehitler kervanına katılması…