Muhsin Yazıcıoğlu bugünleri görseydi

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ortak bir karar alarak İsrail’e, ‘Susun, oturunuz yerinizde, bu katliamlara bir son verin’ diyememiştir. İsrail’in yürüttüğü katliamları ve terör hareketini şiddetle, nefretle kınıyorum. Buradan soruyorum: Bebekler ölüyor, kadınlar ölüyor, insanlar paramparça, evleri başlarına yıkılıyor; ilâç, su, elektrik ve tedavi yok, Arap Birliği, İslâm Konferansı, Birleşmiş Milletler nerede, insanlık nerede?” (Şehit Muhsin Yazıcıoğlu)

BİR yiğit adam vardı. İnce hesaplar yapmadan yüreğinden geldiği gibi konuşan, menfaat gözetmeksizin adım atan Muhsin Yazıcıoğlu…

Onu düşman görenler bile ne kadar mert olduğunu takdir ederdi.

Kıydılar o yiğit adama. Helikopterini düşürdüler, kasıtlı olarak başka dağlarda arattılar.

Onu şehit edenler kanı bozukmuş, soysuzmuş; bana ne!

İster asilzâdenin, ister sefilzâdenin önde gideni olsunlar. Ne fark eder?

En çok “Namlusunu millete çevirmiş tanka selâm durmam” deyişiyle hatırlanan Muhsin Yazıcıoğlu, bugünleri görseydi, nasıl konuşur, nasıl davranırdı diye düşünüyorum.

İsrail Cumhurbaşkanı Ş. P. Türkiye ziyaretinde TBMM’de konuşmaya geldiğinde, o gün Genel Kurul’a gitmeyen tek milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu idi.

“Ben emzikli bebekleri öldürenlerin konuşmasını dinlemem” demişti.

Asalet diye bir şey varsa eğer, kanda değil, davranıştadır.

Örneğini verdik.

Şimdi de 11 Ocak 2009 târihli bir habere bakalım… “Katil İsrail kendi kanında boğulacak” diyen Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sivas’a gelişinde yaptığı konuşmayı İsmail Güneş haberleştirmiş. Helikopterde şehit olan gazeteci…

O vakitlerde de İsrail, her zaman olduğu gibi Filistin’e saldırıyordu. Bu konuyu ele alan Muhsin Başkan bakalım neler demiş…

“BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Filistin’e saldırı düzenleyen İsrail’i kınayarak mallarının boykot edilmesi gerektiğini söyledi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Ermenilere sahip çıkan Türklerin ihanet gördüğünü söyledi. Ermenilerden özür dileme kampanyasına katılan ve kendilerini aydın olarak gösterenleri de eleştiren Yazıcıoğlu, Filistin’e saldırı düzenleyen İsrail’i kınayarak mallarının boykot edilmesi gerektiğini söyledi.

Karayolu ile Sivas’a gelen Yazıcıoğlu, burada partililer tarafından karşılandı. Davulculara bahşiş veren Yazıcıoğlu, Atatürk Kültür Merkezi’ne gelişinde ‘Başbakan Muhsin’ sloganları ile karşılandı. Annesi Fidan Yazıcıoğlu’nun elini öpen Muhsin Yazıcıoğlu, daha sonra TRT Türk Halk Müziği sanatçısı Kubilay Dökmetaş’ın söylediği türkülere eşlik etti. BBP İl Başkanı Erhan Üstündağ’ın açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan Yazıcıoğlu, birlik mesajları verdi. (Erhan Üstündağ da helikopterde şehit oldu.)

Bugüne kadar Osmanlı ve Türk devletlerinin, yaşadığı kıtalara hep barış götürdüğünü kaydeden Yazıcıoğlu, ‘Avrupa, Yahudileri öldürüyor, yakıyor, fırınlara koyuyor, işkenceler yapıyor, soykırımlar yapıyordu. Avrupa’nın soykırım yaptığı ve dünyada sığınacak yer bulamayan Yahudileri benim ecdadım Osmanlı bağrına bastı. Ancak Müslüman bir ülkede kendilerine yer bulabildiler. Müslüman bir ülke onlara insanlık gösterdi. Türk milleti onlara sığınak, barınak oldu. Adam oldular. Adam yerine kondular. Ermeni, Yahudi, Rum’uyla Türk milletinin yönettiği ülkelerde ve bu coğrafyada onlar efendi muamelesi gördüler. Ama döndüler, onlara efendilik imkânı veren devlete ihanet ettiler. Döndüler, düşmanla işbirliği yaptılar. Çeteler kurdular. Taşnak, Hınçak çetesi kurdular. Düşmanla boğaz boğaza Çanakkale Boğazı’nda savaşan delikanlılarımızın boşalttığı köylere girdiler. Ruslarla işbirliği yaptılar. Târihin teşekkür etmesi gereken Türk milletine, şimdi içimizden çıkarttığımız hainler, içimizde ürettiğimiz ama milletine yabancı aşağılık düşüncesi içindeki sözde aydınlar, şimdi katillerden özür diliyor, katliamcılardan özür diliyor, Asalacılardan özür diliyor ve benim milletime hakaret ediyor. Bunu hazmetmemiz mümkün değil. Bu doğru bir yaklaşım değil’ dedi.

İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırıları da eleştiren Yazıcıoğlu, ‘Bugün Filistin halkı kendi toprağında özgür değil. Ve İsrail tam bir terörist devlet olarak hareket ediyor. İsrail terörist bir devlet olarak Filistin halkına topu, tüfeği, bombası ile zulüm yağdırıyor, kan kusuyor, kin kusuyor. Ben burada tüm Sivaslıların, büyük Türk milletinin hissiyatına tercüman olarak, onların duygularını ifade ederek diyorum ki, terörist İsrail devleti, döktüğü kanında boğulacak. Terörist İsrail devleti, yaptığı zulmün hesabını er geç verecek. Ve terörist İsrail devletini yürüttüğü bu terör, katliam ve soykırım hareketinden dolayı şiddetle, nefretle ve iğrenerek kınıyorum’ diye konuştu.

İsrail'in Filistin’e saldırılarının ardından Türkiye’nin bu olaya en açık tepki koyan ülke olduğunu söyleyen Yazıcıoğlu, İsrail ile askerî, ekonomik ve sanayi konularındaki çalışmaların durdurulup durdurmadığıyla ilgili kendisine kesin cevap verilene kadar hükûmet yetkililerinin kınamalarının kendini tatmin etmeyeceğini dile getirdi. Yazıcıoğlu, ‘‘İsrail ile savunma işbirliği başta olmak üzere diplomatik münasebetleri askıya almayı düşünüyor musunuz? Akdeniz’de yaptığınız Türkiye, ABD ve İsrail’in ortak manevralarına, ortak tatbikatlarına son vermeyi düşünüyor musunuz?’ diyorum. Bunların doğru cevabını bana doğru vermedikçe hiçbir kınamanın bir anlamı yoktur’ şeklinde konuştu.

Meydanlara çıkarak İsrail’i protesto edenleri de eleştiren Yazıcıoğlu, protesto sonrasında İsrail ürünü olan sigaraların çıkarılıp içilmesine tepki gösterdi. Yazıcıoğlu, İsrail mallarının boykot edilmesini de isteyerek, ‘Meydanlarda bağıranlara da söylüyorum. ‘Kahrolsun İsrail’ demek yetmiyor, ‘Kahrolsun İsrail’ derken cebinden çıkarıp sigarasını içmeyeceksin. Bir taraftan ‘Kahrolsun İsrail’ derken, öbür tarafta İsrail’e ait ve onunla işbirliği yapan uluslararası teröristlerin, sermaye güçlerinin malına boykot yapacaksın, almayacaksın, yemeyeceksin, giymeyeceksin. Yani bu tepkileri şuurlu yapacağız. İşte ilk günden BBP olarak bizim görüşümüz bu’ dedi.

Arap ülkelerini de barış için harekete geçmeye davet eden Yazıcıoğlu, daha sonra Sivas’ta 8 ilçe ile 5 belde belediye başkan adayını partililere tanıttı…”

Sivas’tan üç gün öncesinde ise Muhsin Yazıcıoğlu Eskişehir’deydi.

Orada yaptığı açıklamada İsrail’e karşı sözlü değil, fiilî tepkilerin ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, Arap Birliği’ni ve İslâm Konferansı’nı İsrail’e karşı yaptırım uygulamaya, Türkiye’yi de her türlü ilişkilerini askıya almaya çağırmıştı.

İsrail’e karşı yapılan tepkilerin yetersiz olduğunu belirten Yazıcıoğlu, İsrail’in Orta Doğu’ya yerleştiği günden bu yana bölgede sürekli huzursuzluk oluşturduğuna işaret etti. Yazıcıoğlu, “İsrail devlet ama bir terör devletidir. Uyguladığı terörizmdir. Ağır silahlarıyla Filistin halkına yönelik bir katliam yürütüyor. Sivil halk acımasızca katlediliyor. Dünya ise bunun karşısında susuyor. Birkaç kınama dışında doğru dürüst İsrail’e karşı bir yaptırım yoktur. Sadece laf söylemekle, sözlü kınamalar yapılıyor” diye konuştu.

ABD ve Avrupa Birliği’nin bile İsrail’e ciddî anlamda kınama bile yapamadığının altını çizen Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ortak bir karar alarak İsrail’e, ‘Susun, oturunuz yerinizde, bu katliamlara bir son verin’ diyememiştir.

İsrail’in yürüttüğü katliamları ve terör hareketini şiddetle, nefretle kınıyorum. Buradan soruyorum: Bebekler ölüyor, kadınlar ölüyor, insanlar paramparça, evleri başlarına yıkılıyor; ilâç, su, elektrik ve tedavi yok, Arap Birliği, İslâm Konferansı, Birleşmiş Milletler nerede, insanlık nerede?”

Hükûmet sözcülerinin, siyâsî parti temsilcilerinin, devlet temsilcilerinin tepkilerini takdirle karşıladığını ama bunların yeterli olmadığını vurgulayan Yazıcıoğlu, Türkiye’nin derhâl İsrail ile diplomatik ve ticarî münasebetlerine son vermesi gerektiğini söyledi…

Görüldüğü üzere, değişen pek bir şey yok.

İsrail bugün de aynı. Hattâ daha azgın, daha cüretli. Tek fark, Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehitler kervanına katılması…