
YEDİLİ masanın iktidara
geldiklerinde herkesi nasıl kucaklayacağını, memlekette muhabbet iklimini yeniden
nasıl tesis edeceğini geçen hafta canlı yayında canlı canlı izledik.
Cemal
Enginyurt nam Demokrat (!) Parti milletvekilinin, canlı yayında muhatabı
gazeteci Latif Şimşek’in üzerine nasıl yürüdüğünü hepiniz izlediniz sanırım.
Yayın
henüz canlı iken koltuğundan hışımla kalkan Enginyurt, önce Latif Şimşek’in
üzerine yürüyor, Latif Şimşek de ayağa kalkıp gardını aldığında birden pabucun
pahalı olduğunu ve teke tek bir kavgayı göze alamayacağını anlayıveriyor.
Yayın
reklâm arasına girince kulisten stüdyoya akın eden Enginyurt’un “çalışma
arkadaşları” Latif Şimşek’i darp ediyorlar.
Bu
cesur “çalışma grubu”, polisin gelmekte olduğunu öğrenince de cesurca stüdyodan
topukluyorlar.
Enginyurt,
sanırım bu arkadaşları ile kick-boks salonunda çalışıyor.
Olur
da iktidara gelirlerse vatandaşı kucaklamak için sağlam kaslar gerekecek
sonuçta.
Bu
tatsız olay sonrasında ve tepkiler arş-ı âlâya yükselince Cemalciğim -lütfen-
bir özür açıklaması yapmak zorunda kalıyor.
“Özür
açıklaması” dediğime bakmayınız.
Normalde
böyle bir durumda normal bir insanın üç dört kişi ile “cesurca” darp ettiği
muhatabından özür dilemesi beklenir.
Ancak
normal bir insan evladından değil, Cemalciğimden bahsediyoruz.
Cemalciğimin
açıklamasından anladığım kadarıyla kendileri Latif Şimşek’i değil, Türk milletini,
kamuoyunu ve mesleğini lâyıkıyla yerine getiren basın camiasını darp etmiş.
Benzer
“kucaklamadan” Lütfücüğümün kaçak villasının yıkımını çeken kameraman da
nasibini almıştı. Kameramanı o kadar içten kucaklamışlardı ki basın mensubunun
ağzı gözü dağılmıştı.
Hatta
Meral aplaya hoşuna gitmeyen sorular soran kimi vatandaş da bu uygulamadan
payına düşeni almıştı.
Bunlardan
birisi de şehit ağabeyi idi. Hatta “kucaklamaya” bonus olarak sin kaflı
küfürler de pakete dâhil edilmişti.
Bu
konuda Yedili Masa’nın sicili pek parlak değil maalesef.
Bu
değişik “kucaklama” şekli ile ilgili bu köşede birkaç sefer yazmışlığımız da
vakidir hani.
Bunları
tekrar edecek olsak üç dört haftalık yazı dizisi olur.
Benim
vurgulamak istediğim konu, muhalefetin “muhabbetini” gösterme biçimi değil
aslında.
Artık
o kadar zıvanadan çıkmış durumdalar ki Hükûmet’e ve Erdoğan’a yakın gördükleri
kim varsa her türlü ezayı, hakareti, kötü muameleyi normal ve “hak edilmiş” bir
ceza olarak görüyorlar.
Bu
normal bir insan psikolojisi olmaktan çıktı ve tıbbın, özellikle de
psikiyatrinin konusu olmaya evrildi.
Bu
saldırı ile ilgili olarak ne Yedili Masa’dan, ne muhalefet liderlerinden, ne de
basın derneklerinden “gık” çıkmadı.
Benzer
“Kuzuların Sessizliği” sahnesine, küfürbaz Lütfü’nün kameraman dövdürdüğünde ve
gazeteci Emre Erciş silahlı saldırıya uğradığında da şahit olmuştuk.
O
kadar ayarı kaçırmış durumdalar ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Latif Şimşek’e
geçmiş olsun mesajı sonrasında, İP’in İstanbul İl Başkanlığı Yönetim Kurulu üyesi
Tolga Tekneci nam zat, bakınız nasıl bir sosyal medya paylaşımı yapıyor:
Bu
mesajdan sonra Tolgacığım hesabını gizlemiş. Kof kabadayılık biraz da böyle bir
şey işte!
Diyeceğim
odur ki, bunlar muhalefetteyken vatandaşı böyle muhabbetle kucaklıyorlar, Allah
muhafaza, iktidara gelirlerse neler yaparlar, varın siz düşünün!
Atalarımız
ne güzel demiş: “Ayı, yavrusunu severken öldürür.”
Allah
hepimizi muhalefetin “kucaklamasından” ve yeniden tesis edeceği “muhabbet
ikliminden” muhafaza buyursun efendim. Mümkünse biz almayalım…
Kalınız sağlıcakla…