Mohamed Amar Ampara

Bilindiği üzere 15 Temmuz süreci ve sonrasında FETÖ’cüler Yunanistan’a kaçmıştır. Yunan casusun önemli faaliyetlerinden biri de Yunanistan’a yerleşen FETÖ’cüler ile ilgili araştırmalar yaptığıdır ki bu da ortaya çıktı. FETÖ, MİT tırları olayı ve sınır hattındaki istihbarî bilgiler birlikte düşünüldüğünde, ABD’nin Türkiye ve Suriye-Irak sınırında terör devleti kurmaya her koldan devam ettiği ortaya çıkar.

TÜRKİYE’nin düşmanları hiçbir zaman Türkiye’yi kendi başına bırakmak istemiyor. Kırılma noktasının 15 Temmuz olduğu kısa döneme bakıldığında yabancı istihbarat ajanlarının aktif oldukları görülür.

Turistik, ticarî, dinî veya başka amaçlarla ülke içerisine girip bilgi, belge ve istihbarat açısından sırları ülke dışına aktarma peşindeler. 15 Temmuz’dan önce bu tür açıdan ciddî bilgilerin sızdırıldığı bir gerçektir. Rahip Brunson olayını herkes biliyor.

Son olarak Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Gaziantep Bölge Başkanlığı ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalanan Yunanlı casus Mohamed Amar Ampara olayı gündeme düştü.

İsmine bakınca Arap olduğu düşünülür, detaya indikçe Yunan vatandaşı olduğu görülür. Ancak aynı zamanda Suriye vatandaşıdır. Kısaca “Suriye (Arap) asıllı Yunanistan ve Suriye çifte vatandaşı” demek daha doğrudur.

Türk Devleti paketledi.

Bu casus neler yapmış, bir bakalım…

Suriye asıllı bir Arap olan, Suriye-Yunanistan çifte vatandaşı 67 yaşındaki Yunan casus Mohamed Amar Ampara, Türkiye’deki faaliyetlerine 15 Temmuz 2016’dan önce başlamıştır. 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sürecinde kim bilir neler yapmıştır?

Yunanistan istihbarat servisi (EYP) adına Türkiye’de casusluk faaliyetlerinde bulunmuştur. EYP’nin talimatları doğrultusunda Türkiye’nin sınır güvenliği hakkında bilgiler toplayıp Atina’ya aktarmıştır.

Türkiye’deki Suriyelilerin adres, kimlik ve benzer bilgilerini yine Atina’ya aktarmıştır. Gaziantep, Mersin ve Hatay gibi yerlerde dikkat çekmeden istihbarat faaliyetlerinde bulunmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bilgiler derleyerek Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatına aktarmıştır. Özellikle Türkiye-Suriye sınır bölgesindeki bilgileri titizlikle takip edip sınır hattı boyunca istihbarat bilgileri toplamıştır.

Bilindiği üzere 15 Temmuz süreci ve sonrasında FETÖ’cüler Yunanistan’a kaçmıştır. Yunan casusun önemli faaliyetlerinden biri de Yunanistan’a yerleşen FETÖ’cüler ile ilgili araştırmalar yaptığıdır ki bu da ortaya çıktı. FETÖ, MİT tırları olayı ve sınır hattındaki istihbarî bilgiler birlikte düşünüldüğünde, ABD’nin Türkiye ve Suriye-Irak sınırında terör devleti kurmaya her koldan devam ettiği ortaya çıkar.


Yunan casusun eşi Randa, 2014 yılında Türkiye üzerinden Suriye’ye gitmiş ve DEAŞ’a katılmıştır. Eşi Randa Ampara’nın da DEAŞ okullarının Rakka Eğitim Sorumlusu olduğu belirlenmiştir. Casusun DEAŞ mensuplarına para aktardığı da başka bir faaliyettir. Son iki yıl içerisinde de PYD, FETÖ, PKK ile iltisaklı sanayici ve iş adamları ile iletişimde olduğu belirlenmiştir.

Casusun Yunan vatandaşı oluş tarihinin Türkiye’nin son yirmi yılı öncesine denk gelmesi manidardır. Daha da ilginç olan yanı ise, İngiltere ile irtibatlı bir kadın akademisyenin önce ABD’de Türkiye lehine birtakım seminerler verip sonrasında DEAŞ’ın reklâmını yaptığı tarihlerin bu Yunan casusun Atina’ya yerleşmesine denk gelmesidir.

ABD’nin Yunanistan’a neden bu kadar asker ve silah yığdığı çok açıktır. Hedef Türkiye ve Suriye-Irak kuzey hattında bir terör devleti kurmaktır. Bu nedenle ABD göstermelik olarak Ukrayna’nın yanında yer alsa da perde arkasında Putin’e yardım ettiği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlantı mantıksız gibi görünebilir ancak Türkiye’yi bölgede etkisizleştirmeden bir terör devleti kurulamaz. Buna ciddî yardımsa Putin’den gelebilir. Biden ve Putin birlikte, perde arkasında Türkiye’yi bölgede etkisiz kılmak istiyorlar.

Yunan casus Mohamed Amar Ampara, eşi Randa Ampara, Yunan “Kriaki” isimli kadın ve “Nicos” isimli erkeğin bağları ciddî şekilde araştırmak gerektiriyor. Zira Kriaki ve Nicos, bir telefon vererek Yunan casusun kendileriyle iletişimde kalmalarını sağlıyor. İlginç olan bir durum da, telefona Kriaki ve Nicos farklı isimlerle kaydediliyor. Bu tür isim değişikliklerine nerede rastlanıyordu? FETÖ’de! Şimdi ağababaları ABD’nin hem FETÖ, hem de diğer terör örgütleri ile casuslara kod isim kullandırmaları ortaya çıkıyor.

Yunan casusun Mersin’deki Suriyeliler ve faaliyetleriyle ilgili bilgileri toplamanın yanında lojistik ve Mersin Limanı ile ilgili bilgileri takip ettiği ortaya çıktı. Ayrıca bazı Suriyeli işyeri sahiplerinin de Yunan casus ile irtibatlı olmasına dikkat edilmeli.

Netice olarak, aziz milletin bu toraklardan sökülüp atılmasını ABD kafaya koymuş. Ayrıca Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurmayı hedeflerinden biri saymış. Bu çerçevede Doğu Akdeniz’deki kaya gazı ve petrol rezervlerine göz dikmiş hâlde. ABD, 15 Temmuz’da başaramadıklarını 2023 Seçimleri sürecinde başarmak için Yunanistan’ı askerî üs hâline getirip orayı fiilen işgal etmiştir. 2023 Seçimleri işte bu nedenle çok önemlidir!