Modern dünyanın iflâsı

İnsan, sosyal bir canlı olduğu kadar, ruhen de önemli bir konumdadır. Buna rağmen hiç ve yok sayılması, modern dünyanın bitişini ortaya koymuştur. Bir insanı bütün olarak bedenen ve ruhen ele almayan sistemin devam etmesi mümkün değildir. Bu nedenle modern dünya Gazze’de bir kez daha iflâs etmiştir.

KELİME anlamı olarak “modern”, “yaşanan çağa uygun olmak” anlamına gelir. Yaşanan çağın idraki ne ise modern kelimesi de ona karşılık gelir. Yani modern kelimesi, “içine doldurulan şeyin mahiyetine ve kullanımına” işaret eder.

Bu idrak penceresinden bakıldığında, yaşanan çağın anlayışını ve kapsamını doğru tanımlayıp doğru doldurmak gerekiyor. Merkezinde insana, anlayışa, toplumun ihtiyaçlarına doğru ve kestirme yoldan cevap verenin adı olarak görmek de yanlış olmayacaktır.

Günümüzde pencereden içeri girip bakıldığında modernitenin istenen şeylerle dolu olmadığı görülür. Özellikle Avrupa’da on yedinci yüzyıl civarında başlayan ve tüm dünyaya tesir eden mekanik anlayışın hâkim olduğu görülür. Buna göre sanayi devrimleri başlamış ancak mekanik ve Skolastik anlayış tüm dünyada sosyal ve akademik çevrelerde bile yaygınlaşmıştır.  

Özellikle kuantumun keşfinden sonra kendilerini inkâr edercesine modernitenin doğru anlamına bile karşı çıkarak mekanik anlayışın tüm dünyada geçerli olması yolunda gayret sarf edilmiştir. Bu fen bilimleri açısından ortaya çıkan durum, sonradan toplumsal ve sosyolojik olaylara da yansıtılmıştır.

Kuantum modernitenin omurgasını oluştururken, kuantuma karşı çıkışla birlikte gelenek karşıtı bir durum inşâ edilmeye çalışılmıştır. Böylece birey, politik ve toplumsal olaylar nedensellik ilkesinin sonucu olarak modernite şeklinde sunulmuştur.

Aslında toplumlara ve dünyaya sunulan şey, mekanik ve nedensellikten başka bir şey değildir. Gerçek anlamda modernitenin omurgasını oluşturacak kuantum anlayışa bile karşı çıkılmıştır. Aslında buna bilerek karşı çıkılmıştır. Gerçek modernite, kuantum düşüncesini özümsemiş ve geleneksel eksende dönen materyalizme karşı bir durumdur. Ancak Batı bunun tam tersini dünyaya sunmuştur.

Batı’nın günümüzde dünyaya sunduğu modernite anlayışı güçlünün zayıfı ezdiği, zenginin fakiri hor gördüğü bir sınıf anlayışı; sebep-sonuç ilişkisinin bütün bir sisteme hâkim olduğu anlayış ve öldürenin haklı olduğu gibi baştan aşağıya yanlış bir tutumdur.

Günümüzde mevcut ve öldürmeyi normal sayan İsrail ve destekçisi Biden de tam anlamıyla bu yolda gitmektedir. Ne yazık ki bunu insanlık adına doğru bir atılım olarak görüyorlar. Beyni yanmış ve insan olmanın gereklerinden çok uzak bu anlayış, insanlığı taşıyamaz hâle gelmiş ve iflâs etmiştir.

Öncelikle insana ve insana dair şeylere dikkatle bakmak gerekir. Batı dünyası iki kısma ayrılır: Birincisi, daha vicdanını kaybetmemiş ve insanî değerleri önemseyenlerin olduğu bir grup; diğeri ise, tamamen mekanik anlayışa sahip olup gerçek moderniteden uzak, maddeci bir dünyadır. Gazze halkını destekleyenler insanlığını unutmamış olanlardır. 

İnsan, kendisine bu çerçeveden odaklanıldığında beden ve ruh yönü olan iki ana omurgadan oluşur. Bedenen biyolojik ve maddî ihtiyaçları olan bir canlıdır. Buna göre insan hava, yemek, su ve diğer bedenî ihtiyaçları olan bir durumdadır. 

Ruhen ise sevgi, ilgi ve saygı görme, özgürlük ve kendini toplum içinde ifade etme gibi özelliklere haiz bir konumdadır. Bedenî açlıktan bahsederken ruhî açlık da unutulmamalıdır. Modern dünya insanı sadece birinci yönden ele almış ve orada kalmıştır. Bu yol kapalı olduğundan modern dünya iflâs etmiştir.

İnsan, sosyal bir canlı olduğu kadar, ruhen de önemli bir konumdadır. Buna rağmen hiç ve yok sayılması, modern dünyanın bitişini ortaya koymuştur. Bir insanı bütün olarak bedenen ve ruhen ele almayan sistemin devam etmesi mümkün değildir. Bu nedenle modern dünya Gazze’de bir kez daha iflâs etmiştir. Çünkü ruh ikizini arama gayretinde olmayanların insanlığa yeni bir pencere aralamaları mümkün değildir.

Batı dünyasının iflâs ettiği bu bedenî insan modernitesine para, makam, otomobil ve dünyalık işler de girer. Şeytanın bunlarla işi olmaz. Diğer bir ifadeyle, kim ve hangi ülke vatandaşı olursa olsun, hayatı sadece para makam, zenginlik, hız ve haz olarak görüyorsa, bunlar da iflâs eden modern Batı dünyasının safında yer alırlar.