Modern bir anlatı aracı olarak diziler

Dizilerin etkisi hususunda en önemli belirleyici unsur, izleyicinin bilinçli bir medya okuryazarı olup olmadığıdır. Eğer izleyici bilinçli bir medya okuryazarı ise dizilerin negatif yönlerinde etkilenmeyecek, hatta tam tersi, dizilerin negatif etkileri üzerine daha fazla bilinç sahibi olacaktır.

MİTOLOJİ her ne kadar gerçek olmayan efsanelerden meydana gelse de insan yaşamında her daim var olan bir olgudur. Öyle ki, mitolojik birçok hikâye günümüzde doktrine edilmiş siyasal, felsefî ya da toplumsal ideolojilerin temelini bile oluşturabiliyor. Dolayısıyla “mitoloji” dediğimiz olguyu gerçek dışı görerek yok sayamayız.

Mitolojik hikâyelerin bu denli ilgi görmesi ve bu denli yaşama etki etmesinin arkasında hiç şüphesiz insanların mitolojik hikâyelerde anlatılan kahramanlık, düşmanlık, şiddet, cinsellik ve dram gibi ögelere olan ilgisi geliyor.

Anlatılar yönüyle sanal bir hikâye olarak değerlendirebileceğimiz sinema ve diziler de tıpkı mitolojik hikâyeler gibi insanların sıkı takibi altında.

Sinemanın ve dizilerin anlatı tekniği, mitolojik hikâyelerin kurgularına benzediğinden ve insanın hayâl edebileceği her şeyi sinema teknolojileri ile sinema sanatı çerçevesinde var edebileceğinden sinemayı modern mitoloji diye adlandıranlar da var.

Neden dizi seyrediyoruz?

Diziler her ne kadar sanatsal olmaktan ziyade tecimsel bağlamda yapılsa da en nihayetinde sinema tekniğini kullanan bir alan. Diziler, oluşturduğu anlatılar itibariyle de insanların büyük bir bölümü tarafından takip ediliyor. Hâliyle diziler, insanlar üzerinde derin etkiler bırakabiliyor. Bu etkiler kimlik oluşumundan hayatı okuma biçimi, tüketim alışkanlıklarının şekillendirilmesi ve toplumsal ciddiyet rollerinin dağılımına kadar hayatın hemen hemen her alanına etki ediyor.

Yapılan araştırmalar dizilerin takip edilme sıklığının her geçen gün arttığını, insanların özellikle mesai dışı vakitlerini dizilerin yayın saatine göre ayarladığını ya da insanların dizileri kaydederek ilk fırsatta seyretme eğiliminde olduğuna işaret ediyor. Peki, diziler neden bu kadar çok ilgi görüyorlar?

Bu soruya, bakış açılarına göre farklı cevaplar verilebilir. Örneğin bazı insanlar günlük yaşamın yorgunluğunu evde dizi seyrederek atmaya çalışıyorlar. Bazıları yaşadıkları sorunları dizilerde aynen bulabiliyorlar. İnsanlar dizilerde yaşadıkları sorunları görünce, bu sorunları sadece kendilerinin yaşamadığını ve başkalarının da benzer sorunlar yaşadığını düşünerek rahatlayabiliyorlar.

Bu nedenle de bazı insanlar, yaşadıkları sorunları anlatan dizileri daha fazla takip etme eğilimine girebiliyorlar. Böylece hem bir tür geçici rahatlama duygusu yaşıyor, hem de yaşadığı sorunların çözümü noktasında izledikleri dizilerden ilham alabiliyorlar.

Ya da sırf can sıkıntısından dolayı dizileri takip eden insanlar var.

Ayrıca bir dizi takip edilmeye başlandığında, izleyici, dizideki olaylar ve karakterlerle özdeşlik kurmaya yöneldiğinde ve merak duygusunu taze tuttuğunda diziyi sürekli takip eder hâle geliyor.

Dizilerin bireyler üzerindeki etkisi bireyin sosyodemografik özelliklerine göre değişse de bireylerin aile yapıları, aile içerisindeki iletişimin yönü ve sıklığı, arkadaş grubu, iletişim ve kendini anlatma biçimi dizilerden etkilenebiliyor.  

Ama dizilerin etkisi hususunda en önemli belirleyici unsur, izleyicinin bilinçli bir medya okuryazarı olup olmadığıdır. Eğer izleyici bilinçli bir medya okuryazarı ise dizilerin negatif yönlerinde etkilenmeyecek, hatta tam tersi, dizilerin negatif etkileri üzerine daha fazla bilinç sahibi olacaktır.