EVET, bu yazı, iki yüzlü
bir madalyon resmidir. Ve hangi yüzüne bakarsak bakalım, bize ait olanla
karşılaşacağız. Ve her iki yüzü resmedenlere birkaç cümlelik serzenişimizi
sunmadan edemeyeceğiz.
Bu
birkaç cümlelik göndermelerimize erişmek içinse epey bir cümle kurmam gerekecek
-ki dilerim sıkılmadan takip edersiniz-.
Şimdi
madalyonun ilk yüzüne bakalım…
Öyle
gizemli, öyle girift bir manzara değil görecekleriniz. Bilakis gayet basit ve
gözler önünde gerçekleşiyor olup bitenler ve kör gözümüze parmak sokarcasına
kahramanlık sergileniyor son bir yıldır; her gün, neredeyse her saat başı
televizyonlarımızda, telefonlarımızda...
Madalyonun
ilk yüzünde görünen o gerçeklik, enteresan replikler barındıran hijyen ve gıda
ürünleri üreterek dünyaya servis eden İngiliz patentli bir markanın reklâmları…
“E,
ne olmuş?” dediğinizi duyar gibiyim. Parası olan reklâmını verir, ürününü
pazarlar. Bundan kime nedir ki? Haklısınız. Fakat işin ucunda küresel sermaye
olunca ve reklâm, ürün pazarlamanın ötesinde işlere bulaşıp bunu “duyarlılık”
adına yapınca, reklâm metinlerindeki ifadeler sinirlerinize dokununca,
madalyonun diğer yüzünü çevirmeden önce ön yüzünü en doğru biçimde okumak
gerekiyor.
Buyurun,
birlikte okuyalım!
İşte
o markanın hijyen ürününe ait reklâm metni:
“Domestos
okul hijyen programı 10’uncu yılında. Bugüne kadar Domestos hijyenini binlerce
okula, milyonlarca öğrenciye ulaştırdık.
Yolumuza
durmadan devam ediyor, 10’uncu yılımızda 10 bin okula daha Domestos bağışı
yapıyor ve okulların hijyen şartlarının geliştirilmesine katkı sağlıyoruz.
Konu
çocuklarımız olunca evde ve okulda Domestos durdurulamaz!”
Bu
metinde ilk dikkatimi çeken, “durdurulamaz” ifadesi olmuştu. Tek bir kelime ile
meydan okunduğunu düşünmekten kendimi alamamıştım. İman edenler için “Allah
dilerse her şey durdurulabilir”. Durmuyorsa kaderindendir, kaderidir. İlkin, zihnime
ve kalbime çarpan bu kelimenin şiddetine karşı gelişen fikrî refleksimi komplo
teorilerine aşina oluşumdan mülhem sandım. Sonra, “Bir reklâm repliği ile kaotik
okumalar yapmanın âlemi var mı, yok mu?” sorusunu sordurunca, önyargılarımdan
ve kendime mahsus okumalarımdan azade bir yol izlemem gerekliliğine inandım.
Malûm,
her birimizin akıllı telefonları aracılığı ile iletişim kurduğumuz grupları
var. İşte bu gruplara reklâmdan söz etmeksizin şu soruyu yönelttim: “‘Durdurulamaz’
kelimesi zihninizde ve kalbinizde nasıl bir etki oluşturuyor? Neleri durdurulamaz
kabul ederiz?”
627
kişiye ulaşan bu soruma 299 kişi cevap verdi. İçlerinden 34 kişi bu reklâmı ve
metindeki “durdurulamaz” ifadesine dikkat çekti. Sair cevapların pek çoğu inanç
perspektifinden verilmiş, içlerinden dikkate alınmayacak düzlemde (“Doların
yükselmesi durdurulamaz”, “Kötülerin kötülükleri durdurulamaz”, “Su uyur düşman
uyumaz gibi) cevaplar vardı.
Beni
ilgilendiren ve bu reklâmı bir meydan okuma olarak yorumlamama neden olan
“durdurulamaz” ifadesine verilen cevaplardı bunlar. Yukarıda da beyan ettiğim
gibi, “Allah her şeye kadirdir ve O dilerse durması gereken her şey yine O’nun ‘Kün’
emri ile pıt diye durabilir” şeklindeki inanç kaynaklı verilen cevaplar ise
şöyleydi:
Ölüm
durdurulamaz!
Kader
durdurulamaz!
Kaza
durdurulamaz!
Ömür
durdurulamaz!
Afetler
durdurulamaz!
Kıyamet
durdurulamaz!
Bu
küçük kamuoyu yoklamasından sonra, zihnimde meydan okuma çağrışımlarının bir
zan olmadığına kanaat getirerek reklâmı yapılan ürünün menşe ve markasını
araştırmak beyhude bir uğraş olmaktan çıktı.
Ve
işte madalyonun ilk yüzüne yansıyan resim, artık sadece bir “meydan okuma”dan
ibaret kalmayıp milyonlarca Türk çocuğunun hedef kitle olarak seçildiğini de
resmediyor!
Bizler
madalyonu çevirip diğer yüzüne bakmadan evvel, bu resme şimdi biraz daha dikkat
kesilebiliriz!
Bu
marka, milyonlarca çocuğumuzu hedef almış ve her ne yapıyorsa, neredeyse bir
iyilik meleği vasfıyla yapıyor, meydan okuma cüretini de haklılık paydalarına
yazıyor. Dertleri “temizlik”… Üstelik bağış yapıyorlar. Çocuklarımıza temizliği
eriştirmekte gönüllüler.
Ne
benim zannettiğim gibi meydan okuyorlar, ne de “Evde ve okulda çocuklarımız söz
konusu olduğunda Domestos durdurulamaz!” repliği ile bir restleşiyorlar. Onlar bu
reklâmla sadece kararlılıklarını gösteriyorlar.
Bu
yüzden bu kadar yüksek perdeden 10 yıldır binlerce okula bağış yapmaları ve bir
yıldır neredeyse her saat başı evlerimizin baş köşesinden “kahraman/lık” narası
atarcasına durdurulamayacaklarını iddia etmeleri…
Bir
de bu iddialarına eşlik eden duyarlılık uyarısını da ihmâl etmemişler. Reklâm
yayınlanırken alt yazı olarak uyarı metni hızlı akıp geçiyordu. Bizlerin pek
okumaya hevesli olmadığı, okumaya kalktığımızda ise hızla kayıp giden
kelimeleri yakalamakta zorlandığımızı fark eder etmez vazgeçtiğimiz uyarı metni
ise şöyle:
“Biyositleri
güvenli kullanınız. Kullanmadan önce ürün etiketini ve kullanım talimatını
okuyunuz!”
Evet,
şimdi “durdurulamaz” iddiasını tazeden duyalım ve bu alt yazı ile ilgili
düşünmek için olduğumuz yerde biraz duralım. Ama önce “biyosit” ve/veya “biyosidal”
ürün tanımına bir bakalım:
“Biyosit”
terimi, ilgili kaynaklarda şöyle tanımlanıyor: “Biyosit, kelime anlamı olarak
biyolojik bir varlığı öldüren, canlı öldüren, canlıkıran demektir. Biyosidal
ürünler, içerdikleri aktif madde ya da maddeler sayesinde zararlı olarak kabul
edilen bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar, hamam böceği, kene,
karasinek, sivrisinek gibi böcekler, fare ve sıçan gibi kemirgenler üzerinde
kimyasal veya biyolojik etki gösterirler. Bu sayede biyosidal ürünler zararlı
organizmaların hareketlerini kısıtlayabilir, uzaklaştırabilir, zararsız
kılabilir ya da yok edebilirler.”
Bilinir
ki, yüksek yoğunluktaki çamaşır suları tamamen biyosidal ürünlerdir. Ve çamaşır
sularının doğru kullanılmadığında bakteri ve mikropların vereceği zarardan daha
fazla tehdit oluşturduğuna dair ciddi uyarılar yapılır. Çünkü insan sağlığını
geri dönülmesi imkânsız biçimde etkileyebilir ve en önemlisi de hayatî bir
tehdit hâline dönüşebilir. Bu sebepledir ki, bu tür ürünlerin satışında,
kullanımında, tavsiyesinde ve reklâmlarında sağlık riskine dikkat çekmek için
uyarı metninin yayınlanması yasal bir uygulamadır!
“Böyle
yasal bir yaptırım gerektiren hijyen ürünü milyonlarca çocuğumuza neden bedava
ulaştırılır?” sorusuna cevap aramadan önce, “Biyositlerin kullanımında dikkat
edilmesi gereken uyarılar nelermiş?” sorusunu soralım ve Türkiye Cumhuriyeti
Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Çevre Sağlığı Daire Başkanlığının
resmî sitesinde yer alan bilgilere bakalım:
Çamaşır sularında dikkat edilmesi
gerekenler
1)
Mutfakta
kullanılan araç ve eşyaların yoğun kıvamlı çamaşır suyu ile temizlenmesi
uygulandığı yüzeyde uzun süre kalması, yüzeyden defalarca yıkanması ve
durulanmasına rağmen kalıntı bırakması nedeniyle kesinlikle önerilmemektedir. (Tehlike!)
2)
Etiket
üzerindeki önerilere uyulmalı, detaylı bir biçimde anlatılan kullanım şekline
uyulmaması ürünün hatalı kullanımına yol açacağı bilinmelidir. (Tehlike!)
3)
Özellikle
günlük hayatta bir vesile ile birebir temas ettiğimiz yüzeylerde, gıda
maddelerinizle yakın temas hâlinde olan yüzey ve araç gereçlerin temizliğinde
kullanımı sakıncalıdır. (Tehlike!)
4)
Ürün,
etiketlerinde yer alan uyarıcılara dikkat edilmemesi durumunda zehirlenmelere
neden olabilir. (Tehlike!)
5)
Kullanıcılar
herhangi bir zehirlenme durumunda Ulusal Zehir Danışma Merkezi’nin (Uzem) 114
no’lu telefonunu aramalıdır. Ürünlerle ilgili şikâyet olması durumunda Alo 184
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’ne (SABİM) ulaşılmalıdır.
6)
Kullanım
talimatlarını mutlaka okuyunuz.
7)
Gıda
maddelerinden uzakta bulundurunuz. (Tehlike!)
8)
Diğer
dezenfektan ve kimyasallar ile asla karıştırılmamalı, uygulama dozu ve şekli
bilgileri göz önünde bulundurulmalıdır. (Tehlike!)
9)
Kilit
altında ve çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza edin. (Tehlike!)
10)
Kirlenmiş
boş ambalajları tekrar kullanmayın.
Görüldüğü
gibi hayli tehlikeli bu ürün, binlerce okulumuza bağışlanıyor, milyonlarca çocuğumuz
iyi durulanmama ihtimâline rağmen tuvaletlerde klozet ve lavabolara,
merdivenlerden trabzanlara, sınıf ve kantinden masalara, kapı kollarına,
elektrik düğmelerine değin dokunuyor. Ki 9’uncu madde gereği, bu ürünün
okullarımızda kullanılması zaten uygun değil!
Evet,
madalyonun bu yüzüne resmedilmiş bu can alıcı meseleye burada bir üç nokta
koyalım ve “Allah milyonlarca yavrumuzu korusun!” duası ile haftaya devam
edelim inşallah…