Millî teknoloji hamlesinin ayak bağları

O, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dâmâdıdır. İkinci olarak, emperyalizmin Orta Doğu’daki oyunlarını bozacak hamlelerin, SİHA’ların mimarıdır. Suçu büyüktür(!)… Ülkesi için bu kadar cansiperâne çalışıp üretmesi, birkaç yüz yıl sonra bizim de isteyince bir şeyler yapabileceğimizi ispatlamıştır. Selçuk Bayraktar, sürekli narkoz vererek yatağa mahkûm ettikleri hasta adamın gözünü açmıştır.

BİR kişi düşünün… İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olacak. Üniversite eğitimi esnasında Amerika’da University of Pennsylvania’nın (UPenn) GRASP Laboratuvarı’ndan staj kabulü alacak ve staj kapsamında almış olduğu burs teklifiyle, bu üniversitenin Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamlayacak…

Yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, çalışmaları esnasında göstermiş olduğu üstün başarılardan dolayı MIT’te (Massachusetts Institute of Technology) burslu olarak yüksek lisans-doktora teklifi alacak ve buradaki eğitimi sürecinde İnsansız Helikopter Sistemlerine agresif manevra yapma kabiliyeti kazandırabilen otomatik uçuş kontrol algoritmaları alanında çalışmalar yürütecek…

MIT Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü’nden ikinci yüksek lisans diplomasını alacak…

Sonra millî ve özgün insansız hava aracı teknolojileri geliştirme faaliyetlerine destek olmak maksadıyla doktora çalışmalarını yarım bırakarak ülkesine dönecek…

Bu süreçte İnsansız Hava Aracı Sistemleri’nin aviyonik sistem mimarisi, uçuş kontrol, seyrüsefer algoritmalarının geliştirilmesi, sistem kinematiği ve dinamikleri, elektronik donanım ve gömülü yazılım geliştirme konularında çalışacak…

Teknoloji Takımı Vakfı adında (T3 Vakfı) bir vakıf kurup burada yetenekli gençlerin ve her yaş grubundan insanın teknoloji geliştirilmesi süreçlerine katılmalarını sağlamak için çalışacak…

Havacılık rekorlarına imza atan İnsansız Hava Aracı Sistemlerinin güdüm ve kontrol sistemi tasarımını yapacak…

Ülkesinin Silahlı Kuvvetler envanterine giren ilk İHA’sının tasarımını yapacak…

İHA Sistemi ile füze atışlarını başarıyla tamamlayıp bu konuda patent alacak…

Ülkesinin ilk döner kanat İHA Sisteminin tasarımını yapacak…

Ülkesinin ilk millî “SİHA Sisteminin mimarı” unvanına sahip olacak…

Hava Araçları İçin Otomatik İniş-Kalkış Sistemi, Değişen Çalışma Şartlarını Algılayabilen Elektromekanik Servo Motor Kontrollü Eyleyici Sistemi ve Kontrol Metodu, Üç Yedekli Uçuş Kontrol Sistemi ve EKG Cihazı konularında ayrı ayrı patentlere sahip olacak…


Koronavirüs salgını nedeniyle solunum sistemi cihazları üretecek ve bunlar için de patent alacak…

Ülkesinin ordusunun giriştiği bir operasyona katılarak 4 ay bir hangarda yatıp bizzat ürettiği İHA ve SİHA’ların başında duracak…

Heyecanlandınız, değil mi? Öyle ya, “Kimmiş bu babayiğit?” diye sormakta haklısınız.

“Kimdir bu adam?” sorusunun cevabı, Selçuk Bayraktar’dır!

Böyle bir kişi hangi ülkede olsa millî kahraman ilân edilir, değil mi?

Evet! Ama vallahi bizde değil!

Nasıl mı?

***

Meselâ Cumhuriyet’in ilk döneminde ürettiği silahlarla İsrail’e karşı savaşan Müslümanlara destek olduğu için 1949 yılında fabrikasıyla beraber havaya uçurulan Nuri Killigil gibi…

Bizzat Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal tarafından silah sanayii işine girip uçak bombalarını yaptığı ve yaptığı bu bombaları satarak ülkeye döviz getirdiği için “Amerika istedi” diye tesislerini soba fabrikasına çevirmek zorunda kalan Şakir Zümre gibi…

Türkiye’nin 10 bin kilometrelik demiryolu ağının bin 250 kilometrelik bölümünün inşâsını gerçekleştirdiği için kendisine Mustafa Kemal tarafından “Demirağ” soyadı verilen; Türkiye’de ilk uçak fabrikasını kuran, ilk sigara kâğıdı üretimini yapan, ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştiren; İstanbul Boğazı üzerine köprü ve Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren; uçaklar yapan ama çalışmaları engellenen, yaptığı uçakları gömülen Nuri Demirağ gibi…

Yine yaptığı icatlar, buluşlar ve çalışmaları yüzünden hayatlarından olan ASELSAN mühendisleri gibi…

Bütün bunlar bizdedir!

***

Koronavirüs hâlâ gündemin ilk maddesi olmaya devam ederken, yapılan başarılı mücadeleyi gölgede bırakmak ve dikkatleri başka yönlere çekmek için arada bir darbeciler ve müfteriler sahneye fırlayıveriyorlar. Algı operasyonları konusunda dünya çapındaki dehâlarımız(!), bütün mesailerini bu meselelere hasrediyorlar. Ülkede başlatılan millî teknoloji hamlesine ayak bağı olmak ve bunu akâmete uğratmak için çaba sarf eden kuyruk intikamcıları var.

Birçok sağduyulu insan bu tezvirata kulak asmasa da kimi çevrelerse mal bulmuş mağribi gibi bu iddialara yapışıyorlar.


İşte yazımızın başında özelliklerini saydığımız Selçuk Bayraktar’ın bunca başarısı, bir anda yok sayılmak ve kendisi iftiralarla linç edilmek istenmektedir.

Neden mi?

Öncelikle o, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dâmâdıdır. İkinci olarak, emperyalizmin Orta Doğu’daki oyunlarını bozacak hamlelerin, SİHA’ların mimarıdır. Suçu büyüktür(!)…

Ülkesi için bu kadar cansiperâne çalışıp üretmesi, birkaç yüz yıl sonra bizim de isteyince bir şeyler yapabileceğimizi ispatlamıştır. Selçuk Bayraktar, sürekli narkoz vererek yatağa mahkûm ettikleri hasta adamın gözünü açmıştır.

Suçu çok büyüktür, çok büyük(!)…