AVUSTURYA-TÜRKİYE maçını heyecanla takip ettik. Kimse oturduğu yere sığamıyordu. Maç boyunca oturduk kalktık. Son saniyede kalecimiz Mert’in topu tokatlaması muhteşemdi. O an eli yetişmeseydi de top ağlarımızla buluşsaydı, ağlarımızla birlikte ağlardık.
Millî maçın heyecanı başka.
Maçı anlatan spiker Özkan Öztürk, kalecimiz Mert Günok’a “Ahtapot musun, örümcek misin?” diye seslendi.
Gençlerimiz iyi bir oyun çıkardı ve maçı 2-1 kazandık.
Ertesi gün takımı galip gelmiş bir milletin ferdi olarak sokakta yürüyüşümüz bile değişti. Tanımadıklarımıza gülümseyerek selâm verdik.
Kornalarını çalarak yanımızdan geçen konvoy yapmış arabalara el salladık.
Yenilmiş olsaydık, üzülecektik, somurtacaktık.
Avusturya ile yaptığımız hazırlık maçından 6-1 yenik ayrılmak epey can sıkıcıydı ama esas maç önemli.
Ülkenin her yerinde galibiyetin mutluluğu vardı.
Trabzon’da gençler trafik polisini de aralarına alarak yolu kesmişler, hep beraber horon tepiyorlardı.
Millî birlik ne kadar önemli, bu sahne iyi bir örnek. Kuralları bile unutmak mümkün bazen.
Avrupa’daki kardeşlerimizin stadı doldurmaları ve 90 dakika boyunca güçlü tezahürat yapmaları gençlerimize büyük moral verdi.
Onlar bugün bizden daha mutludurlar.
Arkadaşım Yaşar Süngü şöyle dedi: “İngiliz sevinmedi, Alman sevinmedi, Araplar Türklerin gol attığına sevindi. Neden acaba?”
Oyuncularımızın sevinci de muhteşemdi elbette.
İki golde imzası bulunan Merih Demiral, tribünlere karşı bozkurt selâmıyla cevap verdi.
Bu hareket, sevincimize ortak olmayanlar tarafından tepkiyle karşılandı.
UEFA Etik ve Disiplin Kurulu, Merih Demiral’ın bozkurt işareti hakkında soruşturma başlattı.
Uygunsuz davranışlarda bulunduğu iddiası ile…
Bozkurt selâmı vermek uygunsuz bir davranışmış onlara göre.
Almanya’da bir dernek (Tehdit Altındaki Halklar Derneği imiş adı)
temsilcisi Kamal Sido, şöyle bir açıklamada bulunmuş: “Bozkurt selâmının barışçıl bir yanı yok. Birçok Kürt, Ermeni, Yunan, Hıristiyan, Alevî, Yezidi ve Yahudi için bozkurt selâmı cinayetler, dışlama ve baskı ile eş anlamlı.”
Bozkurttan hoşlanmayanların, hatta korkanların, yok etmek isteyenlerin kimler olduğu o açıklamada ekseriyetle bulunuyor.
Onun dışında Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı iken halka karşı miting meydanında bozkurt selâmı vermiştir.
Aynı şekilde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da kaç yerde bozkurt işareti yaptığını gördük.
Bozkurt işaretinin ırkçı olmadığını, siyâsî bir yanı bulunmadığını düşünen milyonlar var. Onlardan biri olan arkadaşım Yusuf Ziya Başbay’ın mesajına bakalım:
“Irkçı bir işaret olsa, sosyalist enternasyonal üyesi CHP’nin genel başkanı yapar mıydı bu işareti? Irkçı değil… Türklerin millî işaretlerinden biridir bozkurt. Almanlar herkesi kendileri gibi zannetmekten vazgeçsin.”
Yönetmen Alper Çağlar Dağ, UEFA’ya hitap ettiği mesajda şöyle yazdı:
“Demiral’ın hareketi yüzyıllar öncesine dayanıyor ve siyâsî değil.
Hıristiyan Gagavuz halkı tarafından Sovyetlere karşı kültürel bir ifade olarak kullanıldı.
Kurdu yasaklarsanız, Almanlar için kartalı da yasaklamanız gerekir.”
Aynı şekilde bakmaya devam edilirse, Fransa’nın horozunu, Rusya’nın ayısını da o kategoride görmek gerekir.
Bozkurttan dolayı futbolcumuza veya takımımıza bir ceza vermeye kalkarlarsa, galibiyetimizi hazmedememiş, Türkiye’ye karşı hasmane tutumu tercih etmiş ve adaletten uzak davranmış olurlar.
O soruşturmanın bir an önce iptal edilmesi şarttır.