Millet, devlet ve bağımsızlık kavramlarını yeniden okumak

Neo-liberalizmin şekillendirdiği ateşin çocuklarının devletleri ve milletleri çökertme stratejileri 15 Temmuz’da duvara toslamıştı. Bu durum bütün detayları irdelenmeli ve bu değerlendirmeden hareketle bir kez daha millet, devlet ve bağımsızlık kavramları doğru anlaşılmalıdır.

BU topraklarda bağımsızlık, vatan, bayrak, medeniyet tasavvuru ve din psikolojisi üzerinden emperyalizmin taşeronluğunu soyunanlara karşı milletimizin ittifakı tüm gücüyle mevcuttur.

Bu ittifakın sandıktaki karşılığı yüzde 85-90 aralığındadır. Bu sosyolojik durumu iyi okumamız şarttır!

Yüzde 90’ı bulan bu ittifak alanında yer alan bütün farklılıklar, birbirini tolere etmeyi, muhabbeti, sevgiyi, hoşgörüyü, kadirşinaslığı ve adaletperverliği esas kabul ederek yaşatmalıdırlar.

Türkiye’nin bunu gerçekleştirecek mücadelesinde amiral gemisi olan AK Parti mensuplarınınsa bu hakikati daha iyi kavramaları gerekiyor.

“Türkiye’nin değerleri” noktasındaki eksende yer alan sosyolojik hattın yarılmasına sebep olacak üslûp ve dilden uzak durmak zorundayız.

Tam ve bütün bağımsızlık yolculuğunda tüm farklılıklarla bir araya gelerek, emperyalizmin rahatsızlık duyduğu “devlet” mefhumunu daha da sahiplenen bir tavır geliştirmeliyiz.

Özellikle din psikolojisi, Atatürk ve milliyetçilik kavramları etrafında başlatılan her tartışmanın nihâî anlamda bağımsızlık, vatan ve devlet kavramlarının inşâ ettiği sosyolojiyi tasfiye ederek emperyalizmin hayâlini kurduğu çökertilmiş devlet ve de çökertilmiş millet hedeflerine hizmet ettiğini bilmeliyiz.

Elbette toplum, farklılıkları üzerinde yaşar; ancak bu farklılıkları aynı hatta buluşturarak inşâ edilecek zemin, söz konusu yaşamın insaniyetine yakışandır.

Peki, sosyolojik çapta yüzde 90’ı bulan bu ittifak, sandık öncesinde böyleyken sandık sonrasında netîcelere neden yansımıyor?

Bu anlamda nerede eksik yapıldığı ciddî biçimde düşünülmelidir. Popülizmden uzak şekilde, en sağlıklı değerlendirmelerle düşünülmelidir.

Neo-liberalizmin şekillendirdiği ateşin çocuklarının devletleri ve milletleri çökertme stratejileri 15 Temmuz’da duvara toslamıştı. Bu durum bütün detayları irdelenmeli ve bu değerlendirmeden hareketle bir kez daha millet, devlet ve bağımsızlık kavramları doğru anlaşılmalıdır.