Medya ve yanılsanmış idealler

Medya, insanların sadece bugününü değil, geleceğini de belirliyor. Daha doğrusu, insanlar medyanın ortaya koyduğu ideal yaşamlara sahip olabilmek için geleceklerini ipotek altına almaktan çekinmiyorlar.

MEDYA, hayatımızın hemen her alanına doğrudan ve derin etkiler bırakıyor. Bazılarımız bu etkilerin farkında bile değil. Öyle ki, ev ve iş hayatımızdan sosyal hayatımıza, neyi, ne zaman ve nasıl tüketeceğimize, neleri giyip giymeyeceğimize medya yön veriyor.

Medya, ürettiği içeriklerle hem zamanı ve mekânı dizayn ediyor, Hem de üretim ve tüketim biçim ve ilişkilerini inşÂ ediyor.

Medya imajı fetişize ediyor

Dış dünyaya ilişkin bilgilerimizi duyular aracılığıyla elde ederiz. Dolayısıyla duyular, dünyaya dair algıların, şekillerin, bilgilerin ve kanaatlerin oluşmasında temel bir işleve sahiptir.  

Duyular içerisindeki en güçlü duyu, hiç şüphesiz görmektir. Gözün merkezde olduğu bir duyumsama ve algılama, formu, görünümü yani imajı değerli kılıyor.

Dolayısıyla insanın dünyasında imaj çok önemlidir. Hatta gerçeğin kendisinden daha da önemlidir. Tüm bunlar imajın öne çıkmasını, özün yani hakikatin ise geri plâna itilmesi sonucunu beraberinde getiriyor. Yani öz biçime, hakikat ise imaja kurban ediliyor. Bu durumun şekillenmesinde en büyük aktör, hiç şüphesiz medyadır.

Medya sadece bugünü değil, geleceği de şekillendiriyor

Medya diziler, filmler ve diğer içerikleriyle ideal bedenler, ideal mekânlar ve ideal yaşamlar üreterek bunu kitlelere sunar. Günümüzde medyanın ortaya koyduğu ideal mekânlar ve ideal bedenler nedeniyle insanlar, sahip oldukları mekânlar ve bedenlerinden tiksinti duyar hâle geldiler.

İnsanlar bu tiksintiyi ortadan kaldırabilmek ve medyanın onlara sunduğu ideal yaşamlara sahip olabilmek için neredeyse tüm zaman ve kazançlarını bu uğurda harcar hâle geldiler. İnsanlar medyanın kendilerine sunduğu ideal mekânlara sahip olabilmek için borçlanarak yani kazanmadıkları paraları harcayarak geleceklerini ipotek altına almaktan çekinmiyorlar.

Böylece medya, insanların sadece bugününü değil, geleceğini de belirliyor. Daha doğrusu, insanlar medyanın ortaya koyduğu ideal yaşamlara sahip olabilmek için geleceklerini ipotek altına almaktan çekinmiyorlar.

Gerçek idealler yanılsanmış ideallere kurban ediliyor

Hâlbuki medyanın ortaya koyduğu ideal yaşamlar ve ideal formlar çabucak değişebiliyor. Bugünün modası, yarının demodesi olabiliyor. Yani aslında insanların sahip olabilmek için geleceklerini ipotek ettikleri şeyler demode olabiliyor. Onların yerine, revaçta olan yeni şeyler ortaya çıkıyor. Bu sefer insanlar, bu yeni şeylere sahip olabilmek çabalayıp duruyorlar. Bir zaman sonra onun da modası geçiyor. Bu kısır döngü hiç şüphesiz en büyük zararı gerçek ideallere veriyor.

Gelip geçici olanın peşinden koşanlar, gerçek idealler edinemiyorlar. Yani insanlar, gerçek ideallerini, onlara sunulan yanılsanmış ideallere kurban ediyorlar.