
İNSAN sosyal bir varlık olduğundan, toplumsal hareketler
dinamik sistemler olarak yorumlanıp belli bir sonuç elde edilebilirken, bireysel
hareketler belirsizlik içerirler. Özellikle insan zihnindeki olayların nerelere
gideceğine dair bilgiye erişmek çok güçtür. İnsanın bireysel ölçekteki
istenmedik davranışları anlaşılsa bile, çözüm önerisi, ağırlıklı olarak bu tür
insanlardan uzak durulması yönündedir.
İnsanın vücudunda maddî
rahatsızlıklar oluşunca modern tıp yardımıyla maddî veriler esas alınarak bu
rahatsızlıklara çözüm önerilerinin üretilmesi genel kabuldür. Örneğin EKG
sonuçları, bazı önemli kalp rahatsızlıklarının tanı ve tedavisinde büyük öneme
sahiptir.
EKG cihazı, bir insanın kalp
ritmine ve kalp ritim bozukluklarına dair bütün bilgileri sonuç olarak bir
kâğıda dökerek uzmanı tarafından okunmaya hazır hâle getirir. Uzman hekim de bu
kâğıdı okuyup yorumlayarak teşhis ve tedaviyi gözler önüne serer. Benzer
durumlar diğer rahatsızlıklar için de söylenebilir.
Ultrason, Manyetik Rezonans Görüntüleme
(MRG), Tomografi ve Röntgen, bu tür teknolojik cihazlardan bazılarıdır. Ultrason
cihazı, insan kulağının duyamayacağı frekanstaki ses dalgalarını dokular
arasında ilerleterek gerçek zamanlı veriler elde edip bunları monitör aracılığı
ile görüntü şeklinde gösterir. MR cihazları ise, manyetik alan ile oluşturulan
radyo dalgalarının hidrojen atomlarını uyararak salınan enerjinin görüntüye
dönüştürülmesini sağlarlar.
Bir jeneratörden güç alan Röntgen
cihazı, “X-ışını tüpü” denen yerde yüksek gerilim oluşturarak kararsız
atomların oluşması sonucu yüksek enerjili ve düşük dalga boylu ışınların
vücutta ilerleyip bir ekranda görüntüye dönüştürülmesine dayanır. Vücudun
farklı açılarına gönderilen röntgen ışınları (X-ışınları) ile alınan görüntüler
ince bir kesit şeklinde ekrana aktarılır.
Görüleceği üzere, insan vücuduyla
ilgili bilgi toplamaya çalışan bu modern cihazlar, dışarıdan insan vücudunda
ilerleyen elektromanyetik dalgalar ve bunların vücut içerisinde nüfuz derinliği
ile ilgilidirler. İnsandan alınan kan, idrar ve benzeri maddî parçalarsa,
normal insan bedeninde bulunması gereken orana göre kıyaslanarak hekim tarafından
okunup yorumlanacak bilgilere dönüşür.
Psikoloji bilimi günümüzde fen
alanına girmektedir. Normal bir insanda olması gereken psikolojik vaka
sınırları ne ise, buna göre bir kıyaslama yaparak uzman hekim, kişinin
psikolojik durumu hakkında malûmat sahibi olup ona göre bir tedavi şekli geliştirir.
İlâç şeklindeki bir tedavi, genelde uzman psikologların en son başvurdukları
aşama olarak karşımıza çıkar. Buradan da anlaşılan durum, normal şartlardan
uzaklaşan insanı normale dönüştürme sürecinden oluşmaktadır. Bunların hepsi
birer teknik olarak gelişmiş olduğundan, bilinen tedavi şekilleridir.
İnsan sosyal bir varlık olduğundan,
çok farklı hâllere girip orada kaybolduğu gibi, hem kendisine, hem de çevresine
zarar vermeye başlayabilir. Genelde bu tür insanlardan kaçış, tedavi şekli ya
da önerilen durum olarak karşımıza çıkmaktadır. En azından toplumda genel görüş
bu yöndedir. Bu ve benzer durumların çözüm ve tedavisine yönelik bir yol
izlenmez ya da tercih edilmez. Bu durumun iki nedeni vardır: Birincisi,
gerçekten böyle durumların çözümüne dair bilgi ve becerinin sosyal hayatta
kullanılamıyor olması; ikincisi ise, böyle bilginin mevcudiyetine dair malûmatın
kısıtlı kalmasıdır.
Sosyal hayatta uygulanıp çözüm
olacak malûmatın varlığını ve kullanımını önce fen açısından ortaya koyup çözüm
ve uygulamanın sosyal açıdan pratiğine geçmek gerekir. Bundan önce sosyal hayatta
çözümden kaçıp insanımızı steril hayat parmaklıklarına hapseden durumlara
bakmak gerekir.
İyi niyeti görmezden gelen, sürekli
eleştiren, üstünlük kuran, başkasının yaptığı işi küçümseyen, boş konuşup
dedikodu yapan ve duygu sömürüsü yapıp kendi işini yaptırmak isteyenler,
hayattan çıkarılması gereken insan tipleridir. Uzlaşmaya yanaşmayan, hep
kendini haklı gören, çevresine negatif enerji yayan, sizin değersiz ve sürekli
eksik olduğunuzu ifade eden insan tipleri de terk edilmelidirler. Maya, doku ve
geleneğe saldıran insanlar, yol yürünecek kişiler değillerdir.
Kendisine yararı olmayan, çevresine
faydası olmayan, başkalarına yük olan ve zarar veren, kendi sorunlarının kendi
istediği şekilde çözülmesini isteyen insan tipleri de terk edilmesi gereken
insanlardır. İşi bitene kadar yoldaşlık eden, kendi menfaatine su taşınmasını
isteyen, kendi fikir/düşünce sisteminin desteklenmesini bekleyen ve kendisinin
mutlak doğru gibi gösterilmesini arzulayan insanlar da tek edilmelidirler.
Bu ve benzeri insan tipleri terk
edildiğinde, terk eden kişi için çözüm sağlanmış olur. Burada bir sorun yoktur.
Ancak bu tipteki insanlar toplumda yaşamaya devam edeceklerdir. Bu tür zehirli
insanlardan kaçmak, birey için çözüm olurken, toplum için bir çözüm olmaz.
Birey mikro ölçekte belirsizlik içeren
yapıda olduğundan, çözüm makul kabul edilebilir. Sosyal hayat makro ölçekte
dinamik sistemin taşları olduğundan, zehirli insanların tamir edilmemesi,
toplumu zehirlemeye devam edecektir. Her insan bu tipten kaçarak kendisi için
bir çözüm sağlamışken, bencil, ilkel ve kestirme bir yol tutmuş olur.
İnsanların kısa ve kestirme yoldan
kendileri için çözümleri, elbette öncelikle yapılması gerekenler arasındadır.
Ancak zehirli insanların toplum içinde tehlikeli olmaktan çıkarılmaları da
muhakkak gerekir. Bunun için çözümü sadece sosyal hayatın akışına bırakmak ne
derece toplum için de çözüm olur, orası muallâktadır.
Toplumu zehirden temizlemek için “sulh
ve ıslah”
Zehirli
kişiliklerden bireysel olarak kaçış yapılırken, toplum için çözüm önerisinin
yapılmaması kronik bir durumdur. “Her koyun kendi bacağından asılır” ve “Tok
olayım, başkası açlıktan ölsün” gibi söylemler, egoist ferdî düşüncenin birer
ürünüdür. Bu tutum tek başına Müslümanca bir davranış olarak görülemez. Müslümanların
kardeş olduğu yerde zehirli insanlardan toplum olarak kurtulmaksa zorunlu bir
hâl alır.
Gelişen
teknolojiyle birlikte insan vücudundaki hastalıklı bir bölgenin mikro cerrahi
ameliyat tekniği ile sökülüp alınmasıyla vücutta iz bırakılmadan bir çözüm
üretilmektedir. Hasta kısa sürede ayağa kalkmakta ve taburcu edilmektedir. Son
yıllarda bazı önemli merkezlerde tecrübeli önemli cerrahlar yazılım, yapay zekâ
ve mikro robotik cerrahi tekniği ile farklı ülkelerde ameliyat
gerçekleştirebilmektedirler. Bunun gibi, bireysel olarak zehirli insanlardan
kurtuluş acil çözüm olurken, toplumu zehirlemeye devam eden bu kötü kişilerin
de sosyal ve psikolojik olarak cerrahi müdahale ile alınmaları kaçınılmaz bir
hâl alır. Zehirli kişilerin toplumda cerrahi müdahale ile alınmaları bir çözüm
şekli olarak uzmanlarca yapılabileceği gibi, toplumun farkındalığının üst
düzeye çıkarılmasıyla da bu yapılabilir. Bu durum için öncelikle fen alanına
bakmak gerekir.
Mantık,
matematik ve fen alanındaki veriler maddî açıdan değerlendirilebileceği için,
sayılara aktarımı da kolaydır. Buradan elde edilen sonuçlar yorumlanıp
anlamlandırılır. Sayılarla ifade edilirken en geniş sayılar kümesi (karmaşık-kompleks)
kullanmak, en doğru olanıdır. Bilindiği üzere sayısal işlemler, problemler ve sorunların
çözümünde zorluklarla karşılaşılır. Bunlardan bazıları Manyetik Rezonans (MR)
ve elektronik devre çözümlemeleri alanlarında görülür. Buradaki çözüm ne kadar
zor olursa olsun, mutlaka bir yolu bulunup çözüme kavuşturulur. Ancak bu çözüm
sayfalar, günler ve haftalar aldığında işler çığırından çıkar. Hiş kimse bir
matematiksel denklemin haftalar sürmesini istemez; çünkü bunun çok kolay ve çok
kısa süren ikinci bir yolu daha var olabilir.
Mevcut
sorun, problem, denklem ya da hastalık ne ise, ona karşılık gelen, onu en geniş
sayılar düzleminde bir yere taşımaktır. “Konform dönüşümleri” olarak ifade
edilen bu yöntem ile mevcut problem farklı bir düzleme (sanal ya da başka bir
uzay gibi) taşınır. Bu işlemin yapılması için konform dönüşümlerinin temeli
kabul edilen Riemann dönüşümleri kullanılır.
Riemann,
en geniş sayılar kümesi olan karmaşık düzlemdeki (gerçek ve sanal kısımları
olan sayılar) bir bölgeyi aynı özellikte başka bir bölge üzerine dönüştüren bir
konform dönüşümünün olduğunu ortaya koymuştur. Buna göre, gerçekten çözülmesi
zor olan, çok uzun süre alan, ayrıca zahmetli de olan bir bölge, daha basit,
daha kısa sürede analiz edilebilen ve aynı özellikteki başka bir bölgeye
dönüştürülerek yeni bölgede çözüm yapma şansına sahip olabilir. Yeni bölgede
elde edilen çözümler elbette önceki bölgede doğrudan kullanılamayacağından, çözümün
önceki bölgeye taşınması sağlanır.
Çözüm
bir “netice” olduğundan, hem sade ve basit bir ifade, hem de önceki bölgeye
taşınması çok kolay olmaktadır. Burada şunu hatırlatmakta fayda vardır: Önceki
bölgenin başka bir bölgeye taşınması sırasında kullanılan matematiksel dönüşüm
ifadesi, çözüm sonrasında da kullanılmaktadır. Bu durum, Dünya’da çaresi olmayan
bir cerrahi müdahalenin Mars’ta yapılıp sonrasında tekrar Dünya’ya dönülmesine
benzer.
Fen
alanındaki böyle bir durum, sosyal alana da çok rahat bir şekilde
uyarlanabilir. Zehirli insan tiplerinin toplum hayatında da çözüme
kavuşturulması için böyle bir dönüşüm ile yapılabilir. Tehlikeli sularda gezen,
sürekli olarak kendisini diğer insanlardan üstün gören ve hayatı etrafına zehir
eden bu tür insanlara dair problem çözülmedikçe, bu tipler bir başkası için
dert olmaya devam edeceklerdir.
Bu
tür insanlar kendi üzerlerinden gidilmesini istemezler. Zaten sorunlu olan bu
tipler, sorunun kendisinde olmadığını düşünebilecekleri, ancak kendilerinin de
rahat ifade edebilecekleri farklı fikir uzayına taşınmalıdırlar.
Bu
tür yöntemlerden birisi “empati” olarak düşünülebilir, ancak bu durum problemi
değiştirmek anlamına geleceğinden ve doğru sorunu açık etmeyeceğinden, çok
yararlı olmaz. Sorunlu insan tipleri ve zehirli yapıdaki karakterlerin kendi
dünyalarının ortaya çıkarılması, sadece ve sadece fikir ortam düzlemine
taşınması ve burada kalması gerekir. Eylem ve uygulama gibi durumlar zehrin
akıtılmasına zemin teşkil edeceğinden riskler barındırır.
Zehir
saçan ve toplum için tehlike oluşturan insanların makro ölçekte sosyal doku ve
toplum için tehlikeli olmaktan çıkarılmasının iki yolu vardır: Bunlardan birisi
zehrin kaynağına girip orada kurutmak, diğeri ise zehirli fikirlerin konform
dönüşümlerini yaparak çözmektir.
Birinci
yolda çözüm üretmek için yapılması gereken, zehirli fikir sahibi kişiye yakın
olup dünyasında cenk etmektir. Bu duruma dair görüşlerden bir olarak Niccolo
Machiavelli’nin tutum ve fikirleri örnek verilebilir. Machiavelli’nin 1948
yılında 29 yaşındayken Floransa kent devletine sekreter seçilmesinin
nedenlerinden biri, kendisine düşman olan zehirli kişilerin kaynağına nüfuz
etmesidir.
Zehirli
kişiliklerin toplum açısından sorun olmaktan çıkarılması için konform
dönüşümüne atılmaları gerekir. Bu kişiliklerin fırsat kollamaları, zehirlerini
zamana yaymaları gibi özellikleri, aslında onların zayıf yönleridir. Dönüşüme
atarak fırsatı uygulamaya koyması için harekete geçmeye bakmalıdır. Harekete
geçtiği an bunun aşikâr edilmesi ve bunun fark edildiğinin kendisine
gösterilmesi gerekir.
Bu
tipler en fazla hatayı mâkâm, para ve şahsî işlerinde yaparlar. Asla maya, doku
ve geleneğe uymazlar. Bu nedenle mâkâm için düşmanın tercih edilmesi, geçici
bir süre kolunun kanadının kırılmasına da fırsat verir. Bizim gibi toplumlar
buna pek müsait değildir.
Zehirli
karakterlerin toplum için tehlike olmaktan çıkarılmasına dair bir örneğe
bakalım: Zehirli karakterler toplum için 99 tane doğru yaparak kendilerinin 1
tanecik asıl hedeflerine odaklanırlar. Toplumun geneli 99 doğruya
odaklandığından, 1 büyük yanlışı fark etmez. Bu 1 hedef zehirli kişilerin asıl
gayeleri olduğundan, o hedef göz önünden çekilir ya da kişi o hedeften
uzaklaştırılırsa, zehrin büyük kısmı boş arazilere dağılır ve pes ederek nötr
hâle gelir. Benzer şekilde, diğer zehirli davranışların da yansız bırakılması
sağlanmalıdır.
Zehirli
karakterdeki kişilikler normal dışı durumlara çok yakındırlar. Bunun için
konform dönüşümü ile normal dışı tutum ve davranışlarının ortaya çıkarılması gerekir.
Bu zehirli tiplerin oluşmasının iki asıl kökü vardır: Birincisi kendi
ego/ene/benlik esiri olmaları (ki asla kendilerini böyle görmezler ve kendi bu
büyük savaşlarını topluma yansıtırlar), diğeri de gerçekten devlet düşmanı
olmalarıdır. Devlet düşmanı karakterindekiler hukuk alanının konusudurlar.
Birinci
düzey karakterli kişiliklerin her bir zehri teker teker ortaya çıkarılmalıdır.
Aksi durumda, “dünyanın en iyi işi de yapılsa” gerçekten “Bu doğrudur” demeyen
tiplerin çoğalmasına katkı sağlanmış olunur. Zehirli karakterdeki kişiler yok
sayıldıkça, toplum içinde sayıları giderek artar. Bunun için, yukarıdaki
örnekte olduğu gibi, toplum açısından zehirli ve tehlikeli karakterler açık
edilip çözülmelidirler. Böylece farklı kişiler de bu özelliklerini terk
edeceklerdir.