Meclis kürsüsünde garip hareketler!

Kadın hakları konusunda gündem belirleyenlerin, küfürlü sözlerle ve bunu temsil eden hâl ve hareketlerle de kadınların tahkir edildiğini, şiddete maruz kaldıklarını daha güçlü dillendirmeleri gerekiyor. Meclis, toplumun en üst düzeyde yansıyan aynalarından biridir. Bu mesele, ailelerden başlayarak işyerlerine ve sosyal hayatın tüm alanlarına değin mücadele edilmesi gereken bir problemdir. Biz sadece kadın hakları çerçevesinden olaya bakmıyoruz; insanın haysiyet ve şerefine yakışmayan hâl ve hareketlerin hiçbir ortamda olmaması gerektiğini düşünüyoruz.

ÖNCEKİ ay bir milletvekilinin şehit yakınının bacısına küfretmesi hayli tepki çekmişti. Ama gündemin yoğunluğu içinde hızlıca unutuldu. Çünkü yeni küfürler edildi!

Muhalefet partilerinden gelen iki yeni hareket eskileri bastırdı.

İnsan haysiyetine ve şerefine yakışmayan, insanın kalbini karartan, tiksinti uyandıran ve zihnini bulandıran küfürlü sözleri en azından belli sosyal alanlarda duymamalıyız. Aileden başlayarak okullarda bu tür konulara yönelik olarak daha yoğunluklu terbiye yöntemleri düşünmeliyiz.

Meclis’teki bütçe görüşmelerinde son zamanlarda cumhurbaşkanı adaylığı için hayli havaya giren ana muhalefet liderinin, “Bakın, aynı zamanda ne yaptılar biliyor musunuz? Dolar ile borçlandılarsa Amerika’daki enflasyonu, avro ile borçlandılarsa Avrupa Birliği’ndeki enflasyonu da sırtımıza yüklüyorlar” şeklindeki cümleleri sarf ederken yaptığı el hareketi, gündeme damgasını vurdu.

Yapılan hareket, bir insanın kendini kontrol ettiği zamanlarda yapacağı bir hareket değildi. İnsan kendinden geçince, toplum önünde de olsa daha önceden bildiği ve alıştığı doğal hâline dönebilir. Ana muhalefet lideri de o hareketi öyle “doğal” yaptı ki hareketin acemisi olmadığı belliydi.

Bu hareket, daha önce Rumcadan dilimize geçtiğine dair Murat Bardakçı’dan dinlediğim ve küfürden de ağır anlamlara gelen “Kapak olsun!” ifadesinin işaretiydi. Ve bunu bir siyâsî partinin lideri, milyonlar kendini canlı yayında dinlerken, karşısında kadın milletvekilleri varken, pek utanma emaresi de olmadan yapabiliyordu.

Şahsen ben televizyondan izleyince hayretler içinde kaldım. Bazen insanın aklı başından gider, ne yaptığını bilmez ya, tam o hâllerin hareketi!

Söz konusu hareket belki fanatik taraftarlarının hoşuna gitmiş olabilir ya da onlar bu kadar ağır bir hareket olduğunu düşünmüyor olabilirler. Bu tür durumlarda objektif değerlendirme yapabilmek için daha önce de vurguladığımız bir yöntem var:

Karşı mahalleden gelen ve hoşumuza gitmeyen hâl ve hareket, bizim mahalleden birisi tarafından yapılsaydı da aynı tepkiyi gösterir miydik?

Bizim mahalleden gelen ve hoşumuza giden hâl ve hareket, karşı mahalleden birisi tarafından yapılsaydı da aynı şekilde hoşumuza gider miydi?

Ben iki soruyu bu mesele açısından düşündüm. Evet, bizim taraftan birisi yapsaydı da, en sevdiklerimden bir kişi yapsaydı da bu hareket çirkindir, yapan kişinin imaj ve itibarı yerlere iner.

Ana muhalefet liderini sevenler de şöyle düşünsünler: “Bu hareketi Cumhurbaşkanı veya Devlet Bahçeli yapmış olsaydı ne hissederdik? ‘Yok yahu, ondan böyle anlamlar çıkmaz’ der miydik?”

Meseleye bir de şöyle bakalım: Bu hareketi siz annenizin, kız kardeşinizin, kızınızın veya çevrenizdeki kadınların yanında yapabilir misiniz? Değil yapmayı, başka birisi yaparken bir kadının yanında bulunmaktan bile bir erkek ar eder.

Söz konusu hareket ne bir parti liderine, ne bir milletvekiline, ne de medenî bir insana yakışır! Bu tür hareketleri ancak küfürlü konuşmaları ve hareketleri marifet sayan ergen erkek çocukların veya mahalle kabadayılarının kendi aralarındaki geyik muhabbetlerinde görebiliriz. Hareketin sahibi, yine Meclis kürsüsünden hitapla milletvekillerinden ve tüm vatandaşlardan, özellikle de kadın ve çocuklardan özür dilemeli, bundan sonra daha dikkatli davranacağına söz vermelidir. Aksi hâlde kendisini bu hareketiyle hatırlayacağız!

Ana muhalefet liderinin bu hareketinden sonra, yine bütçe görüşmeleri sırasında kendisine “Senden kazandığım tazminatı öde önce!” diye lâf atan milletvekiline, başka bir muhalefet partisinin daha önce de küfrettiği için ceza almış milletvekilinin, Meclis kürsüsünden eliyle ve ayağıyla yine küfür işareti yapıp sözle de bunu ifade ettiği görüldü. Özellikle kadın milletvekillerinin tepkisi dikkat çekiciydi.

Yaşını başını almış insanlara şu vakitten sonra “Bunları yapmayın, bunlar yanlıştır!” demek kâr eder mi, emin değilim. Onca yıl nasıl düşünmüş ve yaşamışsa bilinçaltına atılan ve bastırılanlar, zaman ve zeminini bulunca bir yerden fışkıracaklardır. Bu hisleri bastıran kişilere, en azından sosyal ortamlarda kendilerini kontrol etmeleri gerektiği söylenebilir.

Kadın hakları konusunda gündem belirleyenlerin, küfürlü sözlerle ve bunu temsil eden hâl ve hareketlerle de kadınların tahkir edildiğini, şiddete maruz kaldıklarını daha güçlü dillendirmeleri gerekiyor. Meclis, toplumun en üst düzeyde yansıyan aynalarından biridir. Bu mesele, ailelerden başlayarak işyerlerine ve sosyal hayatın tüm alanlarına değin mücadele edilmesi gereken bir problemdir. Biz sadece kadın hakları çerçevesinden olaya bakmıyoruz; insanın haysiyet ve şerefine yakışmayan hâl ve hareketlerin hiçbir ortamda olmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Dilimizi bu fena sözlerden arındırmak, ruhumuzu da temiz tutacaktır.