Mağlûbiyetin asıl sebebi: Bürokrasinin karşı direnişi!

Sebepler çoktu ama AK Parti’nin aldığı ağır mağlûbiyetin arkasındaki asıl sebep, “sorumsuz” siyâsilerin desteklediği “kibirli” ve “dâvâ”dan bîhaber olan bürokratların, bu bürokratların oluşturduğu yapının “karşı direnişi”ydi. Lider ve liderine inanmayan siyâsiler… Devlet Başkanı ve Başkanı’na inanmayan, ona ve kararlarına direnen bürokratlar… Defalarca ispatlanmış kesin kuraldır: Bürokraside kontrol sende değilse, muktedir olamazsın!

HABER AJANDA’nın ilk sayısını Nisan 2006’da yayınladık. 18 yıl sonra Allah’ın izni ve keremiyle 210’uncu sayıya ulaştık.

Hiçbir sayımızı “varlık” içinde hazırlamadık. Yayıncılık dışında hiçbir işe bulaşmadık. Devlet’ten iş almadık, ihale takipçiliği yapmadık; bizce “hak” olmayan kazançtan hep kaçındık. Hiç eğilmedik, hiç talep etmedik. İç ve dış siyâsette yaşadıklarımızı aklımızın süzgecinden geçirerek, kalbimizin de sesine kulak vererek bildiğimiz işi yaptık; hep doğruları savunduk, savunduğumuz doğruları yazdık.

Ve “Ajanda Ailesi” olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı 18 yıldır hep “uzak”tan sevdik. Onunla dertlendik, onunla ağladık, onunla sevindik; yağan yağmurun altında bugüne kadar hep onunla yürüdük. Çünkü ona hep inandık…

***

 

“Millî Bürokrasi Özel Sayısı”nı uzun zamandan beri hazırlamak istiyorduk. Ancak, ardı ardına yaşanan sıcak gelişmeler, bu kararımızı her defasında ertelememize sebep oldu. Aslında bizzat şahidi olduğumuz olumsuzlukları yıllardır güvendiğimiz mâkâmlara iletmekten hiç vazgeçmemiştik! Bünyedeki hastalıklar son yıllarda o kadar ileri seviyeye ulaşmıştı ki, söz konusu mâkâm sahipleri de çaresiz kalmış, sonraları kanıksamış ve nihayetinde sessiz kalınmıştı.

Aslında 2019 Mahallî Seçimleri’nde AK Parti seçmeni net mesajlarını vermişti. Son genel seçimlerde de bu mesajlarını devam ettirmişti. Ankara kulislerinde radikal kararların alınacağı söyleniyor, siyâsette ve bürokraside “genel” bir “arınma”nın yapılacağı ifade ediliyordu.

Bizim gözlerimiz, bürokrasideydi. Neredeyse her bürokratın arkasında bir “güç” vardı. O, onun adamıydı; bu, bunun adamıydı. Siyasetteki “denge politikası”, büyük-küçük birçok bürokratı “dokunulmaz” yapmıştı. İşini layıkıyla yapan bürokratlar ise çarka çomak soktukları için bin bir hile ve iftiralarla önce yıpratılıyor, sonra da görevden alınıyorlardı.

Sebepler, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıydı. İktidardaki AK Parti geniş oluşumlu bir yapı kurmuş ve yıllarca bu ülkeyi yönetmişti. Siyâsetteki “görünen” genel strateji doğruydu ancak dış halkalar dengesi bir türlü oturtulamamış, 15 Temmuz işgal girişiminden sonra bürokrasinin yapısı daha da bozulmuştu.

Üzerinde FETÖ gölgesi dolaşanlar, FETÖ’nün kripto elemanları, NATO’cular, iktidarın siyâsî fikrine açık açık cephe alanlar, siyâsilerin akrabalık bağlarıyla dünya görüşleri taban tabana zıt olan atamalar ve genç yaşta görevlendirilen bilgisiz ve tecrübesiz isimlerle bürokratik yapıda evin ehliyetli ve “millî” çocukları her geçen gün daha garip kaldı, daha dışlandı, daha horlandı…

AK Parti’nin 22 yıllık iktidarlık döneminin sonunda bürokraside öyle tuhaf bir “ucubelik” oluştu ki Külliye’deki bürokratlar bile Sayın Erdoğan’ın aleyhinde konuşuyor ve seçimlerde başka partilere oy veriyorlardı. Bürokratlar her yerde iktidara karşı direniyorlardı.

Ve 31 Mart Mahallî Seçimleriyle beklenen oldu… Türkiye haritası kırmızıya boyandı. “Beyazlar”ı ve onların etkisi altındakileri kazanmak istedik, onlar kararlarını vermişlerdi zaten, kazanamadık. El altında tutulan evin kırgın çocuklarının da umutlarını tükettik. AK Parti’nin aslî oy deposu olan emeklilerin bürokratik hatalar silsilesiyle ihmal edilişi de üzerine tuz biber ekti. Böylece Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olduk.

Evet, sebepler çoktu ama AK Parti’nin aldığı ağır mağlûbiyetin arkasındaki asıl sebep, “sorumsuz” siyâsilerin desteklediği “kibirli” ve “dâvâ”dan bîhaber olan bürokratların, bu bürokratların oluşturduğu yapının “karşı direnişi”ydi. Lider ve liderine inanmayan siyâsiler… Devlet Başkanı ve Başkanı’na inanmayan, ona ve kararlarına direnen bürokratlar… Defalarca ispatlanmış kesin kuraldır: Bürokraside kontrol sende değilse, muktedir olamazsın!

***

 

Ajanda Ailesi olarak Sayın Cumhurbaşkanımızı 18 yıldır sevdiğimiz gibi yine “uzak”tan seviyoruz… Onunla dertleniyor, onunla seviniyoruz; yağan yağmurun altında bugüne kadar olduğu gibi yine onunla yürüyoruz. Çünkü ona bugün de inanıyoruz...

Sayın Erdoğan, “100 seçilmiş kişi belirleyin, bir otelde bir ay istişare edip sonucu da bana getirin” demiş olsa, elinizdeki “Millî Bürokrasi Özel Sayısı” gibi bir rapor hazırlanamazdı.

Ajanda Ailesi olarak biz üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Katkıda bulunan bütün gönül ehli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Allah hepsinin aklından, kalbinden ve kaleminden razı olsun.

***

Not: 6 Mayıs Pazartesi tarihinden itibaren, Haber Ajanda’nın “Millî Bürokrasi Özel Sayısı” olarak yayınlanan 210’uncu sayısında yer alan dosyalarımızı, haberajandanet.com adresimizde yayınlamaya başlayacağız. Dergimizin tamamına www.haberajanda.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz…