
MALİ’de gerçekleşen devrim, Lozan Anlaşması’nın yüzüncü yıl dönümüne denk geldi.
Yüz yıllık süre dolunca, eski bir Fransız sömürgesi olan Afrika ülkesi Mali’de, 2022’de kalmayan Fransız askerinin yanı sıra Fransızca da yasaklandı.
Yok, o konu öyle değildi. Neyse…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, her Afrika gezisinde Afrika’daki Fransız sömürgesinin devam etmesi hakkında ağlama seviyesine geldiği her anda Türkiye’den dem vurarak sömürge altındaki ülkelerin aklına Türkiye’nin nifak soktuğunu söyleyip durdu.
Türkiye ailenin sevimsiz eniştesi ya, kayınbiraderlerini çekip kenara, bacanaklarına karşı her birini fişfikliyor.
Tabiî kayınlar bir kere coşmayagörsünler, bacanakları öyle bir sıkıştırıyorlar ki mirastan tek kuruş bile isteyemeyecek hâle getiriyorlar.
Ah enişte ah!
Mali dediğimiz yer, dünyanın en büyük altın kaynaklarına maden maden ev sahipliği yapan ülke.
Hem Fransa’yı topraklarından ilelebed kovdu, hem de aldığı kararlara imza atılan masaya yerli ve millî TİHA’mız Akıncı’nın maketini koydu.
Arkadaş, “Türkiye artık her masada var” deniliyordu da bu çok fena! Titredi Elize Sarayı titredi!
Mali’de kopan fırtına bütün Afrika’ya yayılacak, peki ya ondan sonrası?
Ridley Scott, “Napolyon” adında bir film çekti.
Pek severim Ridley Scott filmlerini. “Cennetin Krallığı” filmini de yapan ödüllü yönetmendir kendisi. Hani “Ay em Salahaddin” dedirtiyordu ya, ne sahneydi be!
Hiçbir Müslüman o filmden gocunmadığı gibi, üzerine izzetine de izzet katmıştı.
İşte o Scott, “Napolyon” ile Fransız sömürgeciliğini anlattı. Ahlâksızlığın hükümranlığını vurguladı. Kasım’da vizyonda inşallah.
Fransa’daki olaylar birkaç film üzerinden yorumlanmıştı ya, işte söz konusu “Napolyon” adlı filmden sonra Fransa’da neler yaşanacağını merak ediyorum.
Belki film gösterime girmeden yasaklanır.
Macron bu haberi şöyle verir: “Ama onlar da Fransızcayı yasakladılar. İlk onlar başlattı.”
***
Ben “fon” diyeyim, siz “arpa” anlayın
CHP’de kılıçlar çekildi, kim kimin yanında nasıl yer tutacağını şaşırdı.
Herkes “Ya pişman olursam?” ikilemi içinde.
Bu ikilemi yaşamayan yok neredeyse.
Tabiî, ikilemde olmayan da vardır. Biliniz ki o, tâ dededen fonlanmamış bir CHP’lidir. Ne mutlu ona!
Şimdi “O şu kadar para aldı”, “Bu bu kadar para aldı” diye fatura paylaşıp duruyor, troller arasında dolaşan kara paralardan bahsediyorlar.
Tabiî faturalı olanlar, Hazine’den alınan seçim yardımları ile ödenenler.
Burada birkaç defa yazmak nasip oldu; Hazine yardımı, halkın vergisinden oluşturulan bir ödenektir. Ve her kuruşuyla yanlış bir uygulamadır.
Her bir siyasî partiye beyanımdır ki, bu para haramdır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır.
Ben hakkımı helâl etmişim, haram etmişim, kime ne? Zerre vicdanı olan yetimleri düşünsün!
Bir de bu tarafta, bugüne kadar AK Parti’den türlü paralar kazanıp da fonu kesilince, işi sona erdirilince ötenler var.
Ha CHP’li trol, ha AK Partili. Topunun köküne kibrit suyu!
Sizin yaptığınız uyarı yahut sitemlerin hiçbiri ne makuldür, ne makbuldür. Biz de uyarı ve sitemde bulunabiliriz, ama sizin siteminiz ile bizim sitemimiz asla bir olmayacak.