GEÇEN hafta bu
saatlerde bu köşe için yazımı yazarken ortalık Lütfü Türkkan’ın şehit abisine
ve bacısına ettiği galiz küfürle yıkılıyordu.
Bir
çapsız, ahlâksız, hâdsiz vekilin küfrü ile bu köşeyi kirletmek istememiştim. Ne
de olsa yarım ağız da olsa bir özür dilenir, partisi bir açıklama yapar, konu
kapanır diye düşünmüştüm.
Yanılmışım.
Hiçbiri olmadı bunların.
Evet,
önce küfrettiğini inkâr eden Türkkan, görüntülerin yayılmasından sonra köşeye
sıkıştı ve özür dilemek zorunda kaldı.
Arkasına
aldığı Nutuk’u gözümüze sokarak paylaştığı özür videosunda şehit abisinden,
bacısından, tüm şehit yakınlarından ve Türk milletinden değil, aplası Meral
Akşener’den özür diledi. Öfkesine yenilmiş ve ağzından kendisine yakışmayan
sözler çıkmış.
Canım
ya, kıyamam!
Sonrasında
Türkkan’ın partisinden ve CHP’den gelen açıklamalar ise tam bir fecaatti. Kimse
Lütfücüğüme toz kondurmuyor, şehit abisini provokatörlükle suçluyordu.
İki
üç senedir Bingöl’de yaşayan şehit abisinin, bu kışkırtmayı yapmak için
İzmir’den getirildiğini bile söylediler. Hem de AKP yapmış bunu. Vay anasını
sayın seyirciler!
Kişi
kendinden bilirmiş işi. Yollara soğan döktürmek, kürsüde kebapçı gibi konuşma yaptırmak,
esnafmış gibi tezgâh arkasından Hükûmet’e çemkirtmek için adamlar bulup
getirmek bunlar için gündelik işlerden.
Kendileri
böyle olunca, şehit abisini provokasyon için AK Parti’nin getirdiğini
düşünmeleri gayet tabiî.
Bir
de, “Adamın alnında şehit abisi mi yazıyor? Nereden bilecektik şehit yakını
olduğunu?” demiyorlar mı? Ağızlarına fırın küreği ile vurasım geliyor. Bahaneleri
suçlarından büyük!
Yani
Lütfücüğümün sıradan bir vatandaşa küfretmesinde bir sakınca yok, öyle mi?
Hoş,
Lütfücüğüm daha birkaç ay önce orman arazisine yaptırdığı kaçak çiftliği
yıkılırken görüntü alan sıradan bir kameramanın ağzını burnunu kırdırmıştı.
Sonrasında habercinin ailesini arayıp özür dilediğini söylemişti de o da yalan
çıkmıştı.
Lütfücüğüm
böyle bir tip işte!
Meral
aplanın Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmayı duyunca Lütfücüğüme de hak
vermiyor değilim. İmam-cemaat ilişkisi bir yerde. Balık baştan kokmuş bile. Biz
neyi konuşuyoruz ki?
Meral
apla “Porno sitelerinde y*vş*k y*vş*k konuşanlara provokasyon
yaptırabilirsiniz!” diyor ve İP grubu çılgınca alkışlıyor.
Benim
buraya açık açık yazamadığım ifadeleri, Meral apla kameralara ve İP grubuna
karşı, hem de kürsüden dillendirebiliyor. Hem de bir kadın olarak!
Biz
Lütfücüğüme boşa kızıyoruz.
Meral
aplaya göre Lütfücüğümün bu hatası üzerinde “mal bulmuş Mağribî gibi tepinip
duruyormuşuz”, iyi mi?
Erdoğan’ın
2006 yılında Mersin’de söylediği “Ananı da al git” sözü üzerinde on beş yıldır
tepiniyorsunuz ama siz. Kaldı ki, bu lâfta küfür de yok, hakaret de.
Meral
apla demek ki gerektiğinde bu kadar sertleşebiliyor, nobranlaşabiliyor, ağzını
bozabiliyormuş.
Keşke
aplamız bu cevval hâlini iki hafta önce kendisine “Burası Kürdistan” diyen
HDP’liye de gösterebilseydi.
Yahut
İP sıralarına parmak sallayarak, “O koltukta PKK’ya gönül verenlerin sayesinde
oturuyorsunuz. Hâddinizi bileceksiniz!” diyen HDP’li vekile karşı da böyle
celallendiğini görebilseydik.
Ya
da ne bileyim, Sırrı Süreyya Önder İP’i kastederek, “Seçim zamanı adaylar
konusunda bizden yardım isteyenler bize istikamet çizemez” dediğinde Asena
olduğunu hatırlayabilseydi Meral apla.
Daha
Selahattin Demirtaş ile Pazar kahvaltısı yapacak olan Meral apladan çok şey beklediğimin
farkındayım, ama gönül işte…
İP’in
de ortağı CHP’nin de, hatta flörtleri HDP’nin de ipleri ve iradeleri kendi
ellerinde değil. Kendilerine biçilen rolü oynuyorlar birlikte.
Velhasıl,
Lütfü Türkkan, İP’in ve Millet İttifakı’nın ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Muhalefette
iken bile böylesine nobranlaşabilen bu ittifakın iktidar olduğunu düşününüz bir
de...
Umarım
Meral apla ya da Lütfücüğüm bu yazıyı okumazlar. Şehit kardeşi filan da değilim
üstelik. Bana neler diyeceklerini, ne küfürler edeceklerini düşünemiyorum bile.
Allah
muhafaza!
Kalınız sağlıcakla efendim…