KORONA sonrasında
dünyanın asla eskisi gibi olmayacağı söyleniyor. Ancak ne şekilde gelişmeler
olacağı konusunda uzmanlar çeşitli görüşler ileri sürüyorlar. İnanıyorum ki,
Türkiye’miz bu anaforun içinden en az hasarla çıkarken, ekonomileri petrole
dayalı olan Rusya, İran, Suudi Arabistan ve BAE gibi hasım devletler çok
yaralanmış olarak çıkacaklardır.
Korona
sonrası Türkiye’nin durumunu, bölgedeki ve dünyadaki siyâsî konumunu
belirlemede çok etkin olacak bir faktör de Libya’daki gelişmelerdir.
Bu
sebepten Libya’yı hassasiyetle takip ediyoruz. Gelişmelerin, Türkiye’nin bu
ülkedeki menfaatlerinin korunmasından çok daha fazla bir anlamı bulunuyor.
Türkiye’nin desteklediği meşru Ulusal Mutabakat Hükûmeti’nin giderek artmakta
olan askerî başarısının hedefe ulaşması, Orta Doğu’da pek çok şeyi
değiştirecek, âdeta siyâsî paradigmayı ters yüz edecek, Türkiye’ye ve
dostlarına yepyeni ufuklar açacaktır.
Bir
defa, Akdeniz’de Libya ile yapılmış olan deniz anlaşmasının bozulmasını uman,
bunun için isyancı bir general olan Hafter’e umut bağlayan Yunanistan, İsrail,
Mısır, Kıbrıs Rumları ve bunlara ilâveten Fransa ve İtalya’nın da bütün hayâlleri
çökmüş olacaktır. Bunlara ABD’yi ve Rusya’yı, BAE’yi ve Suudileri de ilâve
edebiliriz.
Bölgede
eskiden beri İsrail merkezli ABD takviyeli plânlardan başkasının şansı
olmadığına dayanan paradigmayı Türkiye tek başına ortadan kaldırmış olacaktır.
Korona
günlerinde IMF yardımını reddettikten başka onlarca ülkeye de yardım yaparken
ve Suriye’nin kuzeyindeki üç ayrı alanı savunurken, bütün bunların yanında Akdeniz’de
ve Libya’da dipdiri ortaya çıkmış olması, bütün dünyayı şimdiden şaşkına
çevirmiştir. Dünya Türkiye’nin askerî gücünü, teknolojik üstünlüğünü konuşuyor.
Tıpkı
akbabalar gibi Libya’nın kaynaklarına çökebilmek için sıraya girmiş olan başta
BAE, İsrail, Rusya, Mısır ve Fransa olmak üzere Suudi Arabistan, Ürdün ve
Suriye rejiminin oluşturduğu koalisyon, isyancı Halife Hafter’i paraya, silaha,
mühimmata boğdu. Bunları Mısır sınırından kara yoluyla kolayca geçirdiler.
Türkiye
ise denizin öbür tarafından, binlerce kilometre uzaktan geldi. İlk günlerde
tabiatıyla yerleşme, bölgeyi tanıma, milis şeklinde savunma yapan unsurları
eğiterek düzenli ordu hâline getirmek gibi hazırlıklar belli bir zamanı aldığı
için bir süre savunmada kalan komutanlığımız, nihâyet Nisan ortalarında hücuma
geçti.
İlk
iş olarak Tunus ile irtibatı sağlayabilmek amacıyla arada bulunan bütün
beldeleri Hafter güçlerinden temizledikten sonra, çoktandır beklenen ve çok
stratejik olduğu söylenen, güneybatıdaki Vatiyye Askerî Hava Üssü ve civarındaki
iki yerleşim yeri 20 Mayıs itibariyle hiç kayıp verilmeden ele geçirildi.
Bu
gelişmeler üzerine ülkenin güneyindeki kabileler ardı ardına UMH’yi
desteklediklerini açıklamışlar. Bir kabileler ülkesi olan Libya’da ülke
yönetimine hâkim olabilmek için bu kabilelerin desteğini alabilmek çok önemli
imiş.
Elde
edilen bu askerî başarıların arkasında Türk SİHA’ları başta olmak üzere diğer
teknik ekipmanın büyük rolü bulunmakta ise de esas unsur, harekâtı yöneten
kurmay aklıdır.
***
Vatiyye
Hava Üssü’nün ele geçirilmesinin bir kırılma noktası olduğu söyleniyor. Karşı
taraf büyük bir telâş ve panik içerisinde ateşkes ve müzakere istiyor.
Fransa
Cumhurbaşkanı Macron, ABD Başkanı Trump’ı arayarak ateşkes için yardım istedi.
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, aynı taleple Türk mevkidaşını aradı. İki taraf
arasında gelgit yapan İtalya, Türkiye’nin yanında yer aldığını açıkladı. Mısır
ve Suudi Arabistan’ınsa bu “pis işin” içinden çekilecekleri söyleniyor.
Diğerlerinin
ne yapacakları henüz belli değil; BAE, Rusya ve İsrail bu beklemedikleri
yenilginin şaşkınlığını ve perişanlığını yaşıyorlar.
Aslında
Rusya, bu işe sözde kendisini temsil etmeyen Vagner adlı Rus paralı askerlerden
oluşan bir şirket vâsıtasıyla katılmaktaydı. Kazanırsa nimete ortak olacak,
kaybederse Rusya değil, Vagner kaybetmiş olacaktı. Bu itibarla ben, Rusya’nın
bu saatten sonra artık sahadan çekileceğini tahmin etmekteydim. Çünkü Vagner’in
büyük kayıplar verdiği bilgisi geliyordu. Ancak son haberler Rusya’nın
Suriye’deki üslerinden bölgeye altı adet savaş uçağı gönderme hazırlığında
olduğu yönünde.
Şayet
Rusya böyle bir şey yaparsa, bu savaşın daha da yayılarak vekâlet savaşı
olmaktan çıkıp büyük güçler savaşına dönme riski vardır ki Rusya’nın bunu göze
almaması gerekir. Beri tarafta da, aslı çıkarsa BM, silah ambargosunu
denetlemek için Mısır sınırına heyet gönderecekmiş.
***
Bundan
sonra ne olacak?
Ulusal
Mutabakat Hükûmeti Başkanı Sarraç, karşılarında Hafter’in saldırıları olduğu
sürece bir ateşkese yanaşmayacağını ve masaya oturmayacağını daha önce
açıklamıştı. Hafter yenilmekte olduğunu gördükçe, son bir çırpınış olarak
Trablus’a hedef gözetmeksizin çok sayıda füze atarak sivil ölümlerine sebep
olmaktaydı.
Kanaatimce
UMH, ikinci stratejik nokta olan Trablus’un güneyindeki Tarhune şehrini de bir
an önce ele geçirip ilerleyişine devam ederek karşı tarafı istediği yönde bir
müzakereye zorlayacaktır. Çünkü Tarhune de düşerse Bingazi’ye kadar yol açıkmış.
Tabiatıyla UMH, daha çok kan dökülmeden ve dış güçlerin elinin karışmadığı
uygun bir anlaşmanın sağlanmasını hedeflemektedir.
Karşı
taraftakilerin Hafter’den ümidi kestikleri, onun yerine bir başkasını
aradıkları söyleniyor. Öne çıkan isim, Tobruk’taki meclisin başkanı Salim imiş.
Fakat Hafter, Salim’i para kaçırmakla suçlayıp tutuklamış. Yani birbirlerine
düşmüşler.
***
Türkiye’nin
emperyalist güçler karşısında böyle görünür bir başarı göstermiş olması, yüz
yıldır Avrupalı sömürgeciler karşısında eziklik duygusu içinde yaşayan Mağrip
ülkelerine bir umut oldu, güven geldi. Tereddütler içinde olan Tunus ve Fas,
meşru hükûmetin yanında yer aldıklarını açıkladılar. Cezayir kendi özel
şartları yüzünden biraz tereddütlü davranıyor ise de, zaman içerisinde bütün
Afrika’da ve Yemen’de Türkiye rüzgârının çok daha etkili estiğini göreceğiz.
Korona
salgınının sonuna yaklaşılıyor. Umarız birkaç ay içinde dünya bu musîbetten
kurtulur, ülkemiz ekonomik kayıplarını reel sektörün dinamizmiyle kısa sürede
telâfi eder. O gün geldiğinde dünya, Allah’ın izniyle dosta güven, düşmana
korku veren yepyeni bir Türkiye görecektir.
Mübarek Ramazan Bayramı’nın aziz milletimizin yeni ufuklara açılmasına vesîle olması dileğiyle herkesin bayramını kutluyorum.