Laika Karabey

1949 yılında Hüseyin Sadettin Arel’le birlikte İleri Türk Musıkîsi Konservatuvarı’nı kurdu. Bu özel okulda çok sesli Türk ve Batı müziği dersleri verdiler ve pek çok öğrenci yetiştirdiler. Hocasıyla birlikte Musikî Mecmuası’nı yayınladılar.

“BANA bir bahar oldun bu ömrümün kışında./ Ben dört mevsim yaşarım senin bir bakışında./ Sesinin ahengi var suların akışında./ Ben dört mevsim yaşarım senin bir bakışında.” İşte bu dizelerin sahibi Laika Karabey, 29 Eylül 1909 yılında, Yemen’de dünyaya geldi...

Babası Didarzade Albay Tahsin Bey Yemen muhasarasında görevli olduğundan, ailece uzun yıllar Arap yarımadasında yaşadılar. Okuduğu Fransız Okulu 1. Dünya Savaşı sırasında kapanınca, İstanbul’da Mithat Paşa Okulu’na devam etti. Müziğe başlaması, doktorların isteğiyle oldu. Zira babasını erken yaşta kaybedince düştüğü bunalımdan kurtulması için müzikle uğraşması tavsiye edilmişti.

Darü’l-Bedayî’nin müzik bölümünde kayıtlar dolduğundan, Müdür Ali Rıfat Bey, Tamburî Cemil Bey’den tambur dersleri almasını sağladı. O zaman 6 yaşında olan Laika’ya tamburu sevdirmek için büyük usta Cemil Bey onun boyuna ve koluna göre olan minik tamburu Vasil Usta’ya yaptırtmıştır. Bir yangın sırasında kucaklayarak kaçırdığı bu özel tamburu vefatına kadar gözü gibi saklamıştır.

Laika Karabey, Tamburî Cemil Bey’in son talebesidir. Kısa bir süre sonra hocası vefat edince, müzisyen olan annesi Cedide Hanım’la evde çalışmaya başladı. Darü’l-Bedayî’de müzik öğretmeni olan Leon Hancıyan’la annesi Cedide Hanım, bir müzik okulunun gerekli olduğunu konuşurlardı. 1920 yılında, Kadıköy’de Şark Musıkî Cemiyeti açıldı. Orada artık tambur öğretmeni Hikmet Bey’di. Ayrıca Refik Fersan, Münir Nureddin Selçuk, Nevres Bey, Gazi Osman Paşa’nın oğlu Cemal Bey, Ali Rıfat Bey, Hafız Yusuf, Leon Hancıyan gibi çok değerli müzisyen de bu yeni açılan derneğe devam ediyorlardı. Cemiyetin ilk konseri olan “Cemil Bey Konseri”ne bu küçük tambur öğrencisi de katılmıştı.

Karabey, 1923-1924 ders yılında Üsküdar Amerikan Lisesi’nde Türkçe öğretmenliği yaptı. Çapa Kız Muallim Mektebi’nde kurs açılınca kurslara da devam etti. Mezun olunca 12 yıl Amerikan Lisesi’nde kültür dersleri verdi. Büyükada ve Heybeliada okullarında müzik öğretmenliği yaptı.

İcra heyeti üyesi olduğu İstanbul Belediye Konservatuarı’nda, Başkan Hüseyin Sadettin Arel’in nazariyat derslerine devam etti. Ertesi yıl açılan sınavı kazanarak Arel’in yardımcısı oldu. Beş yıl boyunca bu görevi yürüttü. İcra Heyeti üyelerine nazariyat dersleri verdi. 1948 yılında -Arel’in istifasından sonra- konservatuvarda Laika Karabey’in kadrosu da lağvedildi ve işine son verildi.

1949 yılında Hüseyin Sadettin Arel’le birlikte İleri Türk Musıkîsi Konservatuarı’nı  kurdu. Bu özel okulda çok sesli Türk ve Batı müziği dersleri verdiler ve pek çok öğrenci yetiştirdiler. Hocasıyla birlikte Musikî Mecmuası’nı yayınladılar.

1955 yılında vefat eden hocasına vermiş olduğu sözü tutarak dernek çalışmalarını ve Musikî Mecmuası’nı yayınlamayı sürdürdü. Tam 15 yıl boyunca buna devam etti. Dergi, Türk müziği eğitiminde ders kitabı niteliği taşıdığı gibi, içindeki makaleler Türk müziği tarihi ve tekniği konusunda uzun araştırmalar sonucu hazırlanmış bilimsel yayınlar olarak musıkîşinaslara kaynak oluşturmuştur. Derneği ve dergiyi 1962 yılında öğrencileri devralmıştır.

1958 yılında American Musicological Society ve bazı üniversitelerin davetlisi olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Colombia, Boston, New York ve Indiana Üniversitelerinde konferans/resitaller  vererek Türk müziğini bilimsel olarak tanıttı. Bu konferans/resitaller BBC radyosunda yayınlandı,  Washington Kongre Kütüphanesi’nin Türk müziği arşivini düzenledi. Aynı yıl Birleşmiş Milletler yıldönümünde delegasyon üyeleri için Carnegie Hall’de tambur resitali verdi. Brüksel’de yayınlanan “Müzikte Kim Kimdir Ansiklopedisi”nin Türk müziği bölümünde yer aldı.

1972 yılında Münih Üniversitesi Müzikoloji Bölümü’nde konferans/resital verdi. İstanbul Radyosu açıldığından itibaren aralıklarla çalışmaları devam etti. 1960-1968 yılları arasında radyodan tamamen uzak kaldı. 1968 yılından sonra bir süre stajyerlere öğretmenlik yaptı. Kendi grubu ile “saz eserleri” programları hazırladı. Onun en büyük amacı, Türk müziğinin bir okulunun olması ve burada öğrenciler yetiştirmekti. Bunun için 30 yıl çabalayan Laika Karabey, büyük bir hasretle beklediği Türk Musıkîsi Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşunda ve bu kurumda görev aldı. 1975-1979 yılları arasında öğretim üyesi olarak çalıştı. “Garplı Gözüyle Türk Musıkîsi” adlı bir kitabı yayınlanmıştır. Aynı zamanda bir de tambur metodu yazdı ama kitap olarak yayınlanmadı, sadece bazı bölümleri Musıkî Mecmuası’nda basıldı.

1929 yılında merhum Emin Arifi Karabey ile evlenen Laika Hanım’ın Tülay adlı bir kızı vardır ve sanatçı Mücap Ofluoğlu ile evlidir.   

Karabey’in ilk bestesi, “Seraba kaplamış kasvet cihanı” şeklinde başlayan Karciğar şarkısıdır. Tespit edilen 7 bestesinden beşinin notaları arşivde yar almıştır. 19 Aralık 1989’da İstanbul’da vefat eden Laika Karabey, Zincirlikuyu Kabristanı’nda toprağa verildi. Özel  arşivi, kızı tarafından Atatürk Kitaplığı’na hediye edilmiştir.

Besteleri şunlardır: “Bir güldü mü gökler o seher vakti Boğaz’da” (Nihavend), “Bülbülce bilir, gülce bilir, mülce bilirmiş” (Suzinak), “Harim-i vuslatından ayrılırken başlıyor hicran” (Uşşak), Hicaz peşrevi, Hümayun saz semaisi, Saba peşrevi.