“BANA bir bahar oldun
bu ömrümün kışında./ Ben dört mevsim yaşarım senin bir bakışında./ Sesinin
ahengi var suların akışında./ Ben dört mevsim yaşarım senin bir bakışında.”
İşte bu dizelerin sahibi Laika Karabey, 29 Eylül 1909 yılında, Yemen’de dünyaya
geldi...
Babası
Didarzade Albay Tahsin Bey Yemen muhasarasında görevli olduğundan, ailece uzun
yıllar Arap yarımadasında yaşadılar. Okuduğu Fransız Okulu 1. Dünya Savaşı
sırasında kapanınca, İstanbul’da Mithat Paşa Okulu’na devam etti. Müziğe
başlaması, doktorların isteğiyle oldu. Zira babasını erken yaşta kaybedince
düştüğü bunalımdan kurtulması için müzikle uğraşması tavsiye edilmişti.
Darü’l-Bedayî’nin
müzik bölümünde kayıtlar dolduğundan, Müdür Ali Rıfat Bey, Tamburî Cemil
Bey’den tambur dersleri almasını sağladı. O zaman 6 yaşında olan Laika’ya
tamburu sevdirmek için büyük usta Cemil Bey onun boyuna ve koluna göre olan
minik tamburu Vasil Usta’ya yaptırtmıştır. Bir yangın sırasında kucaklayarak
kaçırdığı bu özel tamburu vefatına kadar gözü gibi saklamıştır.
Laika
Karabey, Tamburî Cemil Bey’in son talebesidir. Kısa bir süre sonra hocası vefat
edince, müzisyen olan annesi Cedide Hanım’la evde çalışmaya başladı. Darü’l-Bedayî’de
müzik öğretmeni olan Leon Hancıyan’la annesi Cedide Hanım, bir müzik okulunun
gerekli olduğunu konuşurlardı. 1920 yılında, Kadıköy’de Şark Musıkî Cemiyeti
açıldı. Orada artık tambur öğretmeni Hikmet Bey’di. Ayrıca Refik Fersan, Münir
Nureddin Selçuk, Nevres Bey, Gazi Osman Paşa’nın oğlu Cemal Bey, Ali Rıfat Bey,
Hafız Yusuf, Leon Hancıyan gibi çok değerli müzisyen de bu yeni açılan derneğe
devam ediyorlardı. Cemiyetin ilk konseri olan “Cemil Bey Konseri”ne bu küçük
tambur öğrencisi de katılmıştı.
Karabey,
1923-1924 ders yılında Üsküdar Amerikan Lisesi’nde Türkçe öğretmenliği yaptı.
Çapa Kız Muallim Mektebi’nde kurs açılınca kurslara da devam etti. Mezun olunca
12 yıl Amerikan Lisesi’nde kültür dersleri verdi. Büyükada ve Heybeliada
okullarında müzik öğretmenliği yaptı.
İcra
heyeti üyesi olduğu İstanbul Belediye Konservatuarı’nda, Başkan Hüseyin
Sadettin Arel’in nazariyat derslerine devam etti. Ertesi yıl açılan sınavı
kazanarak Arel’in yardımcısı oldu. Beş yıl boyunca bu görevi yürüttü. İcra
Heyeti üyelerine nazariyat dersleri verdi. 1948 yılında -Arel’in istifasından sonra-
konservatuvarda Laika Karabey’in kadrosu da lağvedildi ve işine son verildi.
1949
yılında Hüseyin Sadettin Arel’le birlikte İleri Türk Musıkîsi Konservatuarı’nı kurdu. Bu özel okulda çok sesli Türk ve Batı
müziği dersleri verdiler ve pek çok öğrenci yetiştirdiler. Hocasıyla birlikte
Musikî Mecmuası’nı yayınladılar.
1955
yılında vefat eden hocasına vermiş olduğu sözü tutarak dernek çalışmalarını ve
Musikî Mecmuası’nı yayınlamayı sürdürdü. Tam 15 yıl boyunca buna devam etti. Dergi,
Türk müziği eğitiminde ders kitabı niteliği taşıdığı gibi, içindeki makaleler
Türk müziği tarihi ve tekniği konusunda uzun araştırmalar sonucu hazırlanmış bilimsel
yayınlar olarak musıkîşinaslara kaynak oluşturmuştur. Derneği ve dergiyi 1962
yılında öğrencileri devralmıştır.
1958
yılında American Musicological Society ve bazı üniversitelerin davetlisi olarak
Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Colombia, Boston, New York ve Indiana
Üniversitelerinde konferans/resitaller
vererek Türk müziğini bilimsel olarak tanıttı. Bu konferans/resitaller
BBC radyosunda yayınlandı, Washington
Kongre Kütüphanesi’nin Türk müziği arşivini düzenledi. Aynı yıl Birleşmiş
Milletler yıldönümünde delegasyon üyeleri için Carnegie Hall’de tambur resitali
verdi. Brüksel’de yayınlanan “Müzikte Kim Kimdir Ansiklopedisi”nin Türk müziği
bölümünde yer aldı.
1972
yılında Münih Üniversitesi Müzikoloji Bölümü’nde konferans/resital verdi.
İstanbul Radyosu açıldığından itibaren aralıklarla çalışmaları devam etti.
1960-1968 yılları arasında radyodan tamamen uzak kaldı. 1968 yılından sonra bir
süre stajyerlere öğretmenlik yaptı. Kendi grubu ile “saz eserleri” programları hazırladı.
Onun en büyük amacı, Türk müziğinin bir okulunun olması ve burada öğrenciler
yetiştirmekti. Bunun için 30 yıl çabalayan Laika Karabey, büyük bir hasretle
beklediği Türk Musıkîsi Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşunda ve bu kurumda
görev aldı. 1975-1979 yılları arasında öğretim üyesi olarak çalıştı. “Garplı
Gözüyle Türk Musıkîsi” adlı bir kitabı yayınlanmıştır. Aynı zamanda bir de
tambur metodu yazdı ama kitap olarak yayınlanmadı, sadece bazı bölümleri Musıkî
Mecmuası’nda basıldı.
1929
yılında merhum Emin Arifi Karabey ile evlenen Laika Hanım’ın Tülay adlı bir
kızı vardır ve sanatçı Mücap Ofluoğlu ile evlidir.
Karabey’in
ilk bestesi, “Seraba kaplamış kasvet cihanı” şeklinde başlayan Karciğar şarkısıdır.
Tespit edilen 7 bestesinden beşinin notaları arşivde yar almıştır. 19 Aralık
1989’da İstanbul’da vefat eden Laika Karabey, Zincirlikuyu Kabristanı’nda
toprağa verildi. Özel arşivi, kızı
tarafından Atatürk Kitaplığı’na hediye edilmiştir.
Besteleri şunlardır: “Bir güldü mü gökler o seher vakti Boğaz’da” (Nihavend), “Bülbülce bilir, gülce bilir, mülce bilirmiş” (Suzinak), “Harim-i vuslatından ayrılırken başlıyor hicran” (Uşşak), Hicaz peşrevi, Hümayun saz semaisi, Saba peşrevi.