Kuşatma

Işığın içindeki bu duran dalgaların hızı, ışık hızından daha hızlıdır. Evet, yanlış duymadınız! Işığın içinde ve ışığı oluşturan dalgalar, ışıktan daha hızlı hareket ederler. Bu dalgalar, evrende var olan en özel dalgalardır.

İNSANLARIN, hakkında en fazla bilgi sahibi oldukları varlık türü canlılardır. Canlılar arasında bütün özelliklerin toplandığı en küçük yapı ise hücrelerdir. Günümüzde hücreler, nasıl çalıştıkları bilinse de insanı aciz bırakan yapı yine canlılardır.

Canlı ile cansız arasında ince bir sır perdesi muğlaklığını koruyor. Hücrenin içerisinde taht kurmuş olan DNA, canlıya dair bütün etiketleme ve şifrelemeleri bünyesinde barındırıyor. Ayrıca pankreas, kalp, kan, akciğer, yumurta, kemik, kas, beyin ve karaciğer gibi çok sayıda organın hücrelerinde de kendi başına birer âlem oluşturuyor.

“Katı maddeler” olarak ifade edilen cisimlerin en küçük yapıtaşları atomlardır. Bunlar hücrelerden yaklaşık bin kat daha küçüktür. Buna rağmen kendisinden on bin kat daha küçük bir bölgede atom çekirdeği yer alır. Çekirdeğin içerisinde çekirdekten on kat daha küçük proton ve nötronlar yer alır. Bunların içinde de bin kat daha küçük kuarklar bulunur. Kuark, atomdan yüz milyon defa daha küçüktür.

Atomların iç âlemleri böyleyken çekirdek etrafında dolanan elektronun büyüklüğü de kuarkın ölçülerindedir. Günümüzde teknolojik cihazlara en büyük aktörlüğü elektronlar yapar. Çünkü bunlar dış dünya ile atom arasında fısıltı gazeteciliği görevini yürütürler.

İnsana en uzak olan yapı atom, en yakın olan ise hücredir. Molekül, protein, virüs ve bakteri gibi yapılar boyut olarak atom ile hücre arasında yer alırlar. Evrende her şey mutlaka bir etkileşim hâlindedir. Etkileşmenin en anlamlı olduğu yerler yapıların boyutlarına yakın büyüklükteki elektromanyetik dalgalar ve ışıklardır.

Işık, kütlesi olmayan bir parçacık olarak düşünüldüğünden elektromanyetik dalgalar gibi cisimlerle de etkileşmeye girer. Bu etkileşmenin ölçüsü en temelde enerjiyle ilgilidir. Kırmızı ışık bir cisim yüzeyine temas ettiğinde çok fazla bir şey değişmez. Ancak bundan yüz kat daha küçük dalgaya sahip olan morötesi ışık bir cisme temas ettiğinde cisim üzerinde kuvvetli etkiler oluşturabilir.

Benzer şekilde Röntgen ışınları da morötesi ışıktan daha küçük dalgalı olduğundan atomlarla etkileşebilecek kadar derinlere nüfuz edebilir. İnsanlar aslında birer elektromanyetik dalga, diğer bir ifadeyle elektromanyetik radyasyonun içerisinde yaşarlar. Bunlar radyo dalgalarından Gama ışınlarına kadar geniş bir yelpazede bulunurlar.

Radyo dalgaları ile Gama ışınları arasındaki ölçü farkı, milyon kere milyonun bin katı kadardır. Ara bölgede güneş ışınları olarak bilinen görünür bölge yer alır. Buradaki ışıklar Güneş’ten gelen ışıklar olup metrenin milyonda biri ölçeğindeki ışıklar olarak söylenebilir. İnsanın gördüğü günışığı, evrende var olan ışıkların milyarda biri ölçeğindeki çok dar bir bölgede yer alır.

İnsanın çevresinde olup biteni görmesi için göze gelen ışınların kırılması ve gözün arka tarafındaki ağ tabakası olan retinaya odaklanması gereklidir. Kırılma olayı, gözün en dışındaki saydam tabaka olan kornea ve göz merceği olan lens yardımı ile sağlanır.

Evrende o kadar çok elektromanyetik radyasyon bulunuyor ki bunlar insan vücudu ile etkileşmeye başladığında vücudu etkiliyorlar. Bu etkilemenin en bilineni gözün görmesidir.

Gözün görmesi şöyledir ki, aslında çevrede olan cisimlere Güneş ışıkları çarpar ve bu çarpma sonucunda ışıklar da insan gözüne gelip temas ederler. Bu ışıklar olmasa göz göremez. Gece karanlıkta insanın görememesinin nedeni, çevreden insan gözüne ışık gelmemesidir. Bu ışıklar yaklaşık olarak saniyede üç yüz bin kilometre yol alırlar.

Hızları bu kadar yüksek olan kütlesiz ışık taneleri/parçacıkları evren ile insan arasında elçilik görevi yaparlar. Bu ışıklara en yakın maddî parçacık olarak, atoma bağlı olan elektronlar veya atomun çekirdeğindeki kuarklar örnek verilebilir. Elektron ile ışık tanesi (foton) karşılaştırıldığında, farklı sayıda özellikler ortaya çıkabilir. Bunlardan biri de enerjileridir. Bu iki parçacık, büyüklük ve bazı özellikler açısından birbirine en yakın dururken, madde (elektron) ve ışık (foton) enerjilerinin ölçüleri arasında yüz kat fark vardır. Elektron, ışığa göre yüz kat daha fazla enerji taşır.

Ancak işin daha da garibi, ışık, elektrondan çok yüksek hızda hareket eder. En ilginç yanlarından biriyse, ışığın, içerisinde duran dalgalar oluşturan bir yapı olduğudur. Işığın içindeki bu duran dalgaların hızı, ışık hızından daha hızlıdır. Evet, yanlış duymadınız! Işığın içinde ve ışığı oluşturan dalgalar, ışıktan daha hızlı hareket ederler. Bu dalgalar, evrende var olan en özel dalgalardır. 

Olaya şöyle bakmak gerekir: Evrende ne kadar ışık var ki bunların içinde kendilerinden daha hızlı birer de dalga vardır?

Bu dalgalar o ışıklar için birer etikettir. Benzer şekilde, ışıklardakine benzer ancak maddeye eşlik eden de birer dalga vardır. Elektron ile ışık (foton) birbirine en yakın iki küçük parçacıkken, bu iki parçacığa eşlik eden ve kendilerinden hızlı dalgalar, büyüklük açısından birbirine çok yakındırlar. Ancak bu dalgalar binde bir hassasiyette birbirinden farklılık gösterirler.

Sadece elektron ve ışık/foton arasındaki bu binde birlik farktaki hassasiyeti evrendeki bütün her şeye kıyaslandığında her biri birer etiket görevi görüp, her şeyin farklılıklarıyla var olarak işaretlendiği anlaşılır. Bu şekilde evrendeki her şey kendisine eşlik eden bir dalga ile kuşatılmış durumdadır. Bunlar her maddenin veya her cismin birer parmak izi gibidir.