Küçük oğlan

Bütün dünyadaki Müslüman insanları katleden ABD, 2000 yılından itibaren çöküşü hızlandırıldığı için çatacak yer aramaktadır. Demir İpekyolu, Çin, Dedeağaç ve Mavi Vatan; ABD’nin başını çektiği, İngilizlerin desteklediği bu savaşta hedef noktaların başındadır. Türkiye ise bu savaşa iyi hazırlanmalıdır.

ABD’li pilot Paul Tibbets, annesi Enola Gay’ın adını verdiği uçakla 6 Ağustos 1945’te ilk atom bombasını (Uranyum-235) Japonya’nın Hiroşima kentine atarak 140 bin kişiyi tek silahla katletti. Aradan iki gün geçmişti ki bu kez 9 Ağustos 1945’te ikinci atom bombasını (Plütonyum-239) Japonya’nın Nagasaki şehrine atarak 80 bin insanın hayatına kıydı.

Bu iki saldırı, tarihte 220 bin kişinin aynı anda katledildiği kara leke olarak duruyor. Sakat doğan çocuklar, yaşanan travmalar ve yok edilen Japon kültürü ile bu saldırının etkileri günümüzde de devam ediyor. Bu durum, ekonomik ve teknik açıdan güçlü bir ülkenin başka bir ülkenin halkını topluca katledebileceğinin en bariz örneğidir.

Sığır çobanı insanlarının oluşturduğu modern yamyam topluluklar ülkesi ABD, New Mexico eyaletinin Los Amalos şehrinde 5 bin 700 kişinin çalıştığı bir fabrika kurdu. Ekibin başında ise 1888’de Almanya’dan Amerika'ya göç etmiş Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu olan nükleer fizikçi Julius Robert Oppenheimer bulunuyordu.

Albert Einstein, 1933 yılında Türkiye’ye bir mektup yazarak kendisi de dâhil olmak üzere 40 Yahudi bilim insanının Türkiye’de idame edilmesi talebinde bulundu. Einstein Türkiye’ye gel(e)memiş ama Einstein’ın talepte bulunduğu 40 tanesi kabul edilip Türk üniversitelerinde hocalık yapmış, Einstein ise ABD’ye gitmişti.

Einstein, ABD’de 5 bin 700 kişilik dev proje ekibinin tepesindeki Julius Robert Oppenheimer’in yanında atom bombasının teorisini ortaya koymuştu. Nedense iş işten geçtikten yıllar sonra Einstein’in “istemeden” bu işi yaptığı gibi masum gösterme çabaları çok yaygın olmuştur. Einstein’in hayatında benzer olaylar çoktur; “Üniversitede okurken kaldığı dersler ile kız arkadaşının kaldığı dersler aynıdır, evlendiğinde 1 yaşında bir çocuğu vardır, İsrail Devlet Başkanlığı teklifini kabul etmemiştir” gibi…

Oppenheimer ise farklı karakterde biriydi. Cambridge Üniversitesi’nde okurken hocasının masasına zehirli elma bırakmıştı. Babasının torpili ve gayretiyle bu olaydan yırtmıştı. Oppenheimer ve Einstein’in projede çalışmaya başladıkları tarih, Mayıs 1945. Atom bombasının Japonya’ya atıldığı tarihse 1945’in Ağustos ayının başları. Yani iki ay gibi kısa bir sürede dev gibi bir proje başlatılıyor, bomba üretilip insanların başına iniyor. Buna “tesadüf” derseniz…

***

Şunu özellikle belirtmek istiyorum: Dünyada bilim ve teknoloji adına yola çıkılarak sonuçta ne elde edileceğinin ilk çalışması atom bombasıdır. Buluş iki ayda yapılıyor ve 220 bin kişi katlediliyor! Bilerek, kasıtlı ve plânlı bir çalışmanın ürünü olduğu açık ve net!

Burada vurgulamak istediğimiz olay şu: 1945-1960 arası, Batılı devletlerin dünyaya en fazla sera gazı salmaya başladığı dönemdir. ABD’nin de gücünün zirvelerinde olduğu yıllar… Her şeye iyimser baksak bile, iki ay içerisinde geliştirdikleri cehennem silahlarını insanlık üzerine atmaktan çekinmeyen bir ABD var karşımızda. 2000 yılından itibarense hızla ekonomik kayıp yaşayan ve gerileme gösteren çılgın bir ülke…

Sahi, atom bombasının başlangıç tarihi olan Mayıs 1945’ten üç yıl sonra, Mayıs 1948’de Bir-leş-miş Milletler (BM) paylaşım plânı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti de kurulmuştu ya… Ne tesadüf(!)… Einstein, ilk İsrail Devlet Başkanlığı görevini kabul etmemişti. Bazı devletler İsrail’in kuruluşunu hemen tanırken, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail topraklarına girdi. David Ben-Gurion ise (David Grün; 1,52 santimetre boyunda) 1911 yılında Filistin’den İstanbul’a gelen ve İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okuyan biridir.

ABD’li pilot Paul Tibbets’in annesi Enola Gay’ın adını verdiği uçakta taşıdığı ilk atom bombasının adı “Küçük Oğlan” idi. Arkasından da zaten “Şişman Adam” geldi. Küçük oğlan İsrail, şisman adam İsrail İmparatorluğu… Ne tesadüf(!)…

Birileri “Paul Tibbets kahraman mıdır, yoksa cellat mı?” diyedursun, Koramiral William H. Blandy ve eşi, nükleer bir patlama anına benzeyen pastayı 1946 yılında keserek kutlama yapmış, Tuğamiral Frank J. Lowry de onları seyretmiştir.

***

Marshall Adaları olarak bilinen yer, Çin ve Japonya’nın güneydoğusunda büyük okyanusta bulunuyor. Bu adalara günümüzde belli günlerin dışında yaklaşmak dahi yasaktır. Çünkü hızını alamayan ABD, 1946-1954 yılları arasında bu adalarda nükleer silah çalışmaları yaptı. Mart 1954 yılında atom bombasından bin kat daha güçlü olan ve en büyük nükleer bomba denemesini yapan ABD, Marshall Adalarını deneme tahtasına çevirmiştir.

İklim Antlaşması’na fosil yakıt şirketlerinin katılımının da fazla olması, işin ne derece ciddi olduğunu gözler önüne sermektedir. 6 Ağustos 1945’te ilk atom bombası “Küçük Oğlan” ile başlayan atom bombası, 1948 İsrail’in kuruluşu ve 1954 nükleer silah denemesi… Ardından bütün dünyadaki Müslüman insanları katleden ABD, 2000 yılından itibaren çöküşü hızlandırıldığı için çatacak yer aramaktadır. Demir İpekyolu, Çin, Dedeağaç ve Mavi Vatan; ABD’nin başını çektiği, İngilizlerin desteklediği bu savaşta hedef noktaların başındadır. Türkiye ise bu savaşa iyi hazırlanmalıdır.