ABD’li pilot Paul
Tibbets, annesi Enola Gay’ın adını verdiği uçakla 6 Ağustos 1945’te ilk atom
bombasını (Uranyum-235) Japonya’nın Hiroşima kentine atarak 140 bin kişiyi tek
silahla katletti. Aradan iki gün geçmişti ki bu kez 9 Ağustos 1945’te ikinci
atom bombasını (Plütonyum-239) Japonya’nın Nagasaki şehrine atarak 80 bin
insanın hayatına kıydı.
Bu
iki saldırı, tarihte 220 bin kişinin aynı anda katledildiği kara leke olarak
duruyor. Sakat doğan çocuklar, yaşanan travmalar ve yok edilen Japon kültürü
ile bu saldırının etkileri günümüzde de devam ediyor. Bu durum, ekonomik ve
teknik açıdan güçlü bir ülkenin başka bir ülkenin halkını topluca
katledebileceğinin en bariz örneğidir.
Sığır
çobanı insanlarının oluşturduğu modern yamyam topluluklar ülkesi ABD, New
Mexico eyaletinin Los Amalos şehrinde 5 bin 700 kişinin çalıştığı bir fabrika
kurdu. Ekibin başında ise 1888’de Almanya’dan Amerika'ya göç etmiş Yahudi kökenli
bir ailenin çocuğu olan nükleer fizikçi Julius Robert Oppenheimer bulunuyordu.
Albert
Einstein, 1933 yılında Türkiye’ye bir mektup yazarak kendisi de dâhil olmak
üzere 40 Yahudi bilim insanının Türkiye’de idame edilmesi talebinde bulundu. Einstein
Türkiye’ye gel(e)memiş ama Einstein’ın talepte bulunduğu 40 tanesi kabul edilip
Türk üniversitelerinde hocalık yapmış, Einstein ise ABD’ye gitmişti.
Einstein,
ABD’de 5 bin 700 kişilik dev proje ekibinin tepesindeki Julius Robert
Oppenheimer’in yanında atom bombasının teorisini ortaya koymuştu. Nedense iş
işten geçtikten yıllar sonra Einstein’in “istemeden” bu işi yaptığı gibi masum
gösterme çabaları çok yaygın olmuştur. Einstein’in hayatında benzer olaylar
çoktur; “Üniversitede okurken kaldığı dersler ile kız arkadaşının kaldığı
dersler aynıdır, evlendiğinde 1 yaşında bir çocuğu vardır, İsrail Devlet Başkanlığı
teklifini kabul etmemiştir” gibi…
Oppenheimer
ise farklı karakterde biriydi. Cambridge Üniversitesi’nde okurken hocasının
masasına zehirli elma bırakmıştı. Babasının torpili ve gayretiyle bu olaydan
yırtmıştı. Oppenheimer ve Einstein’in projede çalışmaya başladıkları tarih, Mayıs
1945. Atom bombasının Japonya’ya atıldığı tarihse 1945’in Ağustos ayının
başları. Yani iki ay gibi kısa bir sürede
dev gibi bir proje başlatılıyor, bomba üretilip insanların başına iniyor.
Buna “tesadüf” derseniz…
***
Şunu
özellikle belirtmek istiyorum: Dünyada bilim ve teknoloji adına yola çıkılarak
sonuçta ne elde edileceğinin ilk çalışması atom bombasıdır. Buluş iki ayda
yapılıyor ve 220 bin kişi katlediliyor! Bilerek, kasıtlı ve plânlı bir
çalışmanın ürünü olduğu açık ve net!
Burada
vurgulamak istediğimiz olay şu: 1945-1960 arası, Batılı devletlerin dünyaya en
fazla sera gazı salmaya başladığı dönemdir. ABD’nin de gücünün zirvelerinde
olduğu yıllar… Her şeye iyimser baksak bile, iki ay içerisinde geliştirdikleri
cehennem silahlarını insanlık üzerine atmaktan çekinmeyen bir ABD var
karşımızda. 2000 yılından itibarense hızla ekonomik kayıp yaşayan ve gerileme
gösteren çılgın bir ülke…
Sahi,
atom bombasının başlangıç tarihi olan Mayıs 1945’ten üç yıl sonra, Mayıs 1948’de Bir-leş-miş Milletler (BM) paylaşım plânı
uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti de kurulmuştu ya… Ne
tesadüf(!)… Einstein, ilk İsrail Devlet Başkanlığı görevini kabul etmemişti.
Bazı devletler İsrail’in kuruluşunu hemen tanırken, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları İsrail topraklarına girdi.
David Ben-Gurion ise (David Grün; 1,52 santimetre boyunda) 1911 yılında
Filistin’den İstanbul’a gelen ve İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okuyan
biridir.
ABD’li
pilot Paul Tibbets’in annesi Enola Gay’ın adını verdiği uçakta taşıdığı ilk
atom bombasının adı “Küçük Oğlan” idi. Arkasından da zaten “Şişman Adam” geldi.
Küçük oğlan İsrail, şisman adam İsrail İmparatorluğu… Ne tesadüf(!)…
Birileri
“Paul Tibbets kahraman mıdır, yoksa cellat mı?” diyedursun, Koramiral William
H. Blandy ve eşi, nükleer bir patlama anına benzeyen pastayı 1946 yılında
keserek kutlama yapmış, Tuğamiral Frank J. Lowry de onları seyretmiştir.
***
Marshall
Adaları olarak bilinen yer, Çin ve Japonya’nın güneydoğusunda büyük okyanusta
bulunuyor. Bu adalara günümüzde belli günlerin dışında yaklaşmak dahi yasaktır.
Çünkü hızını alamayan ABD, 1946-1954 yılları arasında bu adalarda nükleer silah
çalışmaları yaptı. Mart 1954 yılında atom
bombasından bin kat daha güçlü olan ve en büyük nükleer bomba denemesini yapan
ABD, Marshall Adalarını deneme tahtasına çevirmiştir.
İklim
Antlaşması’na fosil yakıt şirketlerinin katılımının da fazla olması, işin ne
derece ciddi olduğunu gözler önüne sermektedir. 6 Ağustos 1945’te ilk atom
bombası “Küçük Oğlan” ile başlayan atom bombası, 1948 İsrail’in kuruluşu ve
1954 nükleer silah denemesi… Ardından bütün dünyadaki Müslüman insanları
katleden ABD, 2000 yılından itibaren çöküşü hızlandırıldığı için çatacak yer
aramaktadır. Demir İpekyolu, Çin, Dedeağaç ve Mavi Vatan; ABD’nin başını çektiği,
İngilizlerin desteklediği bu savaşta hedef noktaların başındadır. Türkiye ise
bu savaşa iyi hazırlanmalıdır.