ŞU aralar dışişlerinde
trafik epeyce yoğun. Öyle ki, başımız dönüyor gelişmeleri takip ederken.
Küçük
elçilerimiz harıl harıl çalışıyorlar, maşallah. Hayırlı işler olsun inşallah…
Daha
bir iki hafta önce Genel Müdür koltuğunda oturan küçük elçimiz, Türkiye’deki
büyükelçiliklere mektuplar yazarak Kanal İstanbul projesini şikâyet etmişti.
Küçük
elçi Genel Müdüre göre Kanal İstanbul projesi, ekolojik sistemi altüst ederek
sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya zarar verecek nitelikteymiş.
Bu
yüzden Kanal İstanbul projesinin önlenmesi için mücadeleye devam edecekmiş
Genel Müdür.
Öyle
ya, Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı açıldıktan sonra o coğrafyalardaki ekolojik
sistemler altüst olmuştu.
Tamam
da, Kanal İstanbul projesine karşı Genel Müdürün mücadele edecek olmasından
büyükelçilere ne ki?
Kanal
İstanbul projesi büyükelçileri neden ilgilendirsin?
Genel
Müdürün bir bildiği olmalı muhakkak. İç sesim, küçük elçimizin büyükelçi
dostlarına, dolayısıyla ilgili ülkelere “Emrinizdeyim efendim” mesajı verdiğini
söylüyor. Çok mu fesadım yoksa?
Kendisi
gibi Kanal İstanbul’a karşı olanlara, “Mücadelenizde yanındayım, bana destek
olun. Beraber Erdoğan’ı devirelim, Kanal İstanbul’a engel olalım” diyor
olabilir mi acaba küçük elçimiz?
Elçi
küçük ama mide bulandırıyor işte!
Bir
diğer diplomatik yoğunluk da DEVA Partisi kanadında yaşanıyor. Partinin kurucu
üyelerinden küçük elçi Metin Gürcan, geçen hafta siyâsî ve askerî casusluk
suçundan tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Eski
Özel Kuvvetler mensubu (yeni küçük elçi) Metin Gürcan’ın, yabancı elçiliklere
makul bir ücret mukabilinde ülkemize ait gizli askerî ve siyâsî bilgileri
paylaştığı tespit edildi.
Otel
lobilerinde ve AVM otoparklarında “al gülüm, ver gülüm” yaparken suçüstü yakalandı
Gürcan. Yabancı elçilik çalışanlarına “rapor” sunarken ve zarf içinde Benjaminleri
alırken çekilen suçüstü görüntüleri çarşaf çarşaf yayınlandı.
Küçük
elçi ile büyükelçilik çalışanlarının arasında geçen konuşmalar da sır olmaktan
çıktı üstelik.
Güya
“açık kaynak” bilgilerini paylaşıyormuş küçük elçi Gürcan büyükelçilere. Muhalif
dostlarımızın yalancısıyım, yerseniz artık.
Açık
kaynak bilgilerinin neden kapalı otoparklarda el değiştirdiği konusu biraz
netameli ama buna da inananlar oluyor ne de olsa.
Elçi
yine küçük ama mide bulandırıyor işte!
Malûmunuz
olduğu üzere birkaç hafta önce on ülkenin büyükelçileri ile bir kriz yaşamıştık.
Büyükelçiler
“istenmeyen kişi” ilân edilmekten geri adım atarak son anda kurtulmuşlardı.
Ülkemizde
bu diplomatik kriz yaşanırken başka bir küçük elçinin Finlandiya büyükelçisi
ile fotoğrafını gördük. Finlandiya da bu on ülkeden birisiydi oysa.
“Küçük
elçi” dediğimize bakmayın siz, o zat, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapmış, son
seçimde de “gerekli konsensüs sağlanamadığı için” Erdoğan’ın karşısına çatı aday
olarak çıkmaktan son anda vazgeçen (geçirilen) bir isim.
Ülkesi
büyükelçiler ile bir kriz yaşarken, eski Cumhurbaşkanı ve hatta ismi müstakbel
Cumhurbaşkanı adayları arasında geçen bir kişi, Finlandiya büyükelçisi ile ne
görüşür ki acaba?
Elçi
küçük ama mide bulandırıyor işte!
Geçen
hafta da CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin Ankara Büyükelçisi David
Satterfield ve beraberindeki heyeti CHP Genel Müdürlüğünün “14’üncü katında” ağırladı.
Görüşme
sonrası yapılan yarım ağız açıklamaya göre -güya- son yerel seçimleri
konuşmuşlar. Üç yıl önce yapılmış yerel seçimleri… Yerseniz artık!
Görüşmeye
CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Danışmanı Ünal Çeviköz de
katılmış.
Hani
Karabağ Savaşı’nda “Türkiye maalesef Azerbaycan’a silah yardımı yapıyor,
cihatçı gönderiyor” diyen, Türkiye’nin Mavi Vatan mücadelesi için de “yayılmacı
ve saldırgan politika” değerlendirmesini yapan Çeviköz…
Böyle
bir küçük elçi bu görüşmeye katılmasa şaşardım zaten.
Elçiler
küçükler ama mide bulandırıyorlar işte!
İşin
acı tarafı ise, yabancı ülke büyükelçileri ile iş tutan bu küçük elçilerin
ülkeyi yönetmeye aday olmaları…
“Yönetmek”
dediğime bakmayınız lütfen, âfın gelişi söyledim.
Kalınız sağlıcakla efendim…