BUGÜNE kadar -pandemi
öncesi- çoğunluğu yurtdışı olmak üzere dünyanın birçok yerine gidip görme
şansım oldu. Küba, henüz gitmediğim yerlerin içinde. Küba’yı ziyaret edenler ülkenin
-Küba halkının yaşamını özetleyen kareleri- başkenti Havana’nın sokaklarını şöyle
tarif ediyorlar:
“Hayatın
sokaklarda yaşandığı bir ülke. Sanki evlerin kapıları sokaklara değil, sokaklar
bir bir evlere açılıyor. Kapı önlerinde sohbet eden, birbirleriyle şakalaşarak
domino oynayan, pazarlarda meyve dizili tezgâhların önünde sıraya giren
insanlar, kapıları ardına kadar açık bir evde televizyondaki futbol maçını
izleyen bir aile, vantilatörün karşısında bale figürleri çalışan iki küçük kız…
Küba’da
başınızı çevirdiğiniz her yerde çok renklilik hâkim. Afrikalı kökenlerinden
miras kalan bu çok renklilik, kadınların elbise ve aksesuarlarından başlayarak,
erkeklerin giydiği ‘guaybera’ denilen geleneksel gömleklerde, okul ve iş
üniformalarında ve dükkânların elle boyanmış tabelâları ve duvarlarında, tıpkı
gökkuşağının içinde gezercesine göz alıyor…”
Yerel
ve kendine özgü tatlar barındıran mutfağında “ajiaco çorbası” adı verilen yemek,
sanki yıllarca hasret kaldıkları özgürlüğün çıktısı. Tencereye giren et, tavuk,
bakliyat veya sebze, ne varsa hepsinin bir arada olduğu zengin ve özgün bir tat
olarak yer alıyor kaynaklarda. Ne isterseniz özgürce bu çorbaya eklenebiliyor
ve ne eklenirse eklensin, çorbanın adı hep “ajiaco”…
Resmî
sonuç olmamakla birlikte Küba’nın 2020 itibarıyla güncel nüfusu 11,3 milyonun
üzerinde ve bunların yüzde 64,1’i Beyaz, 26,6’sı Mulatto (Avrupalı ve
Afrikalıların karışımı) ve 9,3’ü ise Siyahidir. Yüzde 1 gibi oranda da Çinli
nüfus var. Ortalama yaşama süresi erkeklerde 76, kadınlarda 81 olarak
belirtilmiş. Ülke nüfusunun yüzde 60’tan fazlası büyük şehirlerde yaşıyor.
Biraz geriye giderek, Küba’nın ilk sakinleri Guanahatabay, Siboney ve Tainolar.
Küba’da ilk kalıcı yerleşim 1511 yılında başlamış. Sonradan salgın hastalık,
göç, baskı, açlık gibi nedenlerden dolayı yerli nüfus 5 bine kadar düşmüş olsa
da 18’inci yüzyıl başlarında bölgede sağlanan barış nedeniyle nüfus 50 bine ulaşmış.
Onun dışında İspanya’dan düzenli gemi seferlerinin başlamasıyla ticarî ve
stratejik öneminin artmış ve bununla birlikte hayvancılık, tütün ve şeker
kamışı üretimindeki yükselişe paralel işgücü ihtiyacı da arttığından Afrika’dan
çok sayıda köle getirilmesi nüfusun yükselişine neden olmuştur.
1865
yılında köle ticaretinin sona ermesiyle beliren işgücü açığının kapatılması
için bu sefer de adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika yerlileri ve Çinliler
getirilmiş. 1880 ile 1914 yılları arasında, aralarında Küba’nın da bulunduğu Lâtin
Amerika ülkelerine göç eden yaklaşık 200 bin civarı Osmanlı’nın da nüfus
artışında payının olduğu tahminler arasındadır.
Küba’da
yaklaşık 4 bin Müslüman bulunduğu bilinenler arasında. 2015 yılında
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Küba ziyaretinde, o dönemde henüz Devlet Başkanı olan
Raul Castro ile görüşmesi sırasında Küba’da Türk mimarisine uygun bir cami
yapmak istediğini belirtir. (Cami tamamlanıncaya dek şimdilik bir mescit
yapılmıştır.) Çünkü Müslümanlar Cuma namazını Eski Havana olarak bilinen
bölgedeki zengin bir Arap’a ait olan “Arap Evi” adındaki mekânda, erkekler önde,
kadınlar arkada saf tutarak kılıyorlarmış. Bu mekân aynı zamanda Kübalı
Müslümanlara ait eşyaların sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor.
Küba
değişiyor mu?
Küba’nın
hayatında dönüm noktası olarak belirtilen iki dönem var. Bunlardan ilki, “özel
dönem” denilen, 1912’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan ve 2000’li
yıllara kadar devam eden süreç. Diğeri ise, Raul Castro döneminde hızlanan
reform süreci…
Bu
dönemlerin etkileri Küba sokaklarında hâlâ devam ediyor olsa da gelen
yeniliklerle Küba’nın artık küreselleşen dünyadaki değişimden payını almak
istediği görülebiliyor. Peki, bu değişimler hangi noktalarda olmuş?
Zaman
Türkiye’den 7-8 saat geride akmakta Küba’da. Burada en gelişmiş sektörler ilk
iki sırada tarım ve madencilik, sonrasında ise balıkçılık ve hayvancılık. Puro,
ülkenin en önemli ihraç ürünü olarak günümüzde de liderliğini korurken, bir
diğer önemli ürün de kendi coğrafyalarında yetiştirdikleri çekirdeklerini kendi
yöntemleriyle işleyerek elde ettikleri koyu kavrulmuş Küba kahvesi. Bunların yanı
sıra şeker kamışı, tütün, tropikal meyveler, fasulye ve pirinç, ülkenin gelir
kaynaklarından. Nikel üreticisi ve tedarikçisi olarak dünyada ilk sırada yerini
alırken, diğer endüstri ürünleri kimya, rafineri, çimento, tarım makinaları ve
biyo-teknoloji.
Ekonomik
anlamda ihracat noktasında etkili bir konuma sahip olmasına ilâveten az
gelişmiş bir ülke olmasına rağmen hizmet sektörünün ekonomi içindeki payının
yüksek olduğu bir ülke.
Bilindiği
üzere Küba’da yıllardır işletmeler devlet kontrolünde bulunuyordu. Bu yılın
başında Küba Çalışma Bakanı tarafından artık özel işletmelere kapıların
açılacağı, ülkede faaliyet göstermelerine izin verileceği yönünde açıklama
yapıldı. Bu açıklamadan sonra Küba, dünyada özel sektör yatırımcılarının gözünü
çevirdiği yerlerden biri oldu.
Küba’da
2021 yılının başlarına kadar iki çeşit para birimi kullanılmaktaydı. Biri yerli
halkın kullandığı para birimi olan CUP (peso), diğeri de ülkeyi ziyarete gelen
turistler tarafından kullanılan CUC (değiştirilebilir Küba pesosu). Bu para
rejimi toplumda “CUC’a ulaşabilenler ve ulaşamayanlar” ayrımına sebep olmuş.
Örneğin yıllarca eğitim alan bir doktor ayda 30-35 CUC kazanırken, Havana’da
otelden havaalanına turist götüren taksici ise tek seferde bu parayı
alabiliyormuş. Bu eşitsiz duruma karşı Küba, ikili kur sisteminden vazgeçmiş.
2018’de göreve gelen Miguel Diaz-chanel, 2021 itibarıyla artık sadece CUP
kullanılacağını ve dolar karşısında sabit kur uygulamasına geçileceğini
duyurdu.
Önceki
yıllarda internete erişimleri yok denecek kadar kısıtlıymış. Evlerde internet için
çok özel izinler gerekiyormuş. Bilim, üniversite, eğitim ve basın, internet noktasında öncelik
tanınan alanlar. “Cep telefonu kaç kişide var?” derseniz, sadece nüfusun yarısı
gibi bir oranda sınırlı kalmış. Kübalılar bazı açık alanlarda bulunan wi-fi
sayesinde internete girebiliyorken, 2018 yılından itibaren artık cep telefonlarından
3G ile internete erişim sağlayabilecek konuma ancak gelebilmiş ve akıllı
telefonlara daha fazla ulaşır olmuşlar.
Ülkede
evler küçük ve bakımsız. Öyle ki UNESCO, Eski Havana’nın koruma altındaki 3 bin
binasında 50 binden fazla kişinin yaşadığını belirtmiştir. Nüfus artışına
paralel artan konut ihtiyacı karşısında bu yapıların her katı odalara bölünerek
küçük evcikler hâline getirilmiş. İşin iyi tarafı ise, ülkede evsiz yok.
Nedeni, ev sahibi olmak temel haklardan biri ve devlet tarafından ücretsiz
olarak sağlanıyor. Yine kişisel bakım ürünleri ve bazı temel gıdalar her ay
devlet tarafından ücretsiz veriliyor.
Küba’da
okuma yazma oranı yüzde yüze yakın. Eğitim her çocuk için temel hak ve devlet
tarafından tüm masrafları karşılanıyor. Çocuklar okul saatlerinin haricinde
sanat eğitimi aldıkları “arı kovanı” adı verilen oyun-sanat evlerine
gidiyorlar. Yani çocuk sanat okuluna gitmiyor olsa bile muhakkak bir alanda sanat
eğitimi alıyor. Kübalıların vazgeçilmezleri arasında futbol, bale ve müzik ilk
sıralarda. Bu nedenle Küba’nın dünya çapında müzisyen, ressam ve diğer
alanlarda sanatçıları vardır. Meşhur İspanyolca şarkı “Guantanamera”yı duymuş olanlarınız vardır. Hikâyesi
olduğuna dair rivayetler var merak edenler için…
Küba’da
yaşam ile ilgili izlediğim bir videoda, bir Kübalıya “Hayatınızdan memnun
musunuz?” diye sorulduğunda, “Bilmem, başka ülkelerle mukayese edemiyorum” diyor.
Çünkü -ülke dışına çıkma yasağı nedeniyle- hiç yurt dışına çıkmamış. Ancak yıllar
sonra 2012 yılında hayâllerinde bile yer veremedikleri bir şey oldu ve 50
yıldır süregelen ülke dışına seyahat yasağı kalktı.
UNESCO’ya
göre turizm açısından dünyada en çok görülmek istenen ülkeler arasında Küba. “Haydi
Küba’yı keşfe çıkalım” dediğinizde ülkede ilk göze çarpan, Amerikalılardan
kalma üstü açık otomobiller. Sizi istediğiniz noktaya götürmek üzere bekliyor rengârenk
nostaljik Amerikan arabaları.
Bunların
yanında, trafikte kamyondan bozma otobüslere -bazılarının üstü derme çatma tente
ile kapalı- de rastlanıyor. Bunların adının “deve” (camel) olduğunu bilelim
yeter. Binmesek de olur.
Topraklarının
çoğunluğu millî park statüsünde olduğundan doğa büyük oranda korunmuş. Bilenenlere
göre yaklaşık 8 bin türe yakın zengin doğa florasıyla buluşmak üzere doğaya
doğru uzanmak istediğinizde, “Ülkenin ulusal çiçeği olan ‘butterfly jasmin’ ve
ulusal ağacı ‘royal palm’ görülmeden olmaz” diyormuş Küba halkı. Hemen akabinde
çok nadir hayvan türlerini görmenin mümkün olduğu Küba, dünyanın en küçük kuşu
unvanına sahip “zunzuncito” ile “tocororo” isimli kuş cinsinin yanında mavi,
kırmızı ve beyaz renkten oluşan tüyleriyle Küba bayrağını simgeleyen kuşlara da
ev sahipliği yapıyor.
“Küba’ya
gelmişken bir de denizin altını göreyim” diyenler için adanın güneydoğusunda
bulunan ve “Kraliçe’nin bahçesi” anlamına gelen ismiyle “Jardines de la Reina
resiflerine” gidebilirsiniz. Bu eşsiz su altı dünyasına ulaşmak zor değil. Tek
yapmanız gereken, Türk Hava Yolları’nın Havana’ya düzenlediği direkt uçuşuna
bilet almak. Ha bu arada, Kraliçe’nin bahçesinde köpekbalıkları ve timsahlar
yok değil!
Küba
sağlık konusunda ne yapıyor?
Bugün
Küba, birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da 50-60 yıl öncesine göre çok
daha farklı konumda bulunuyor. Öncelikle belirtmek gerekir ki, halkın tamamı
bedava bir sağlık şemsiyesinin altında ve kişi başına sağlık harcaması yaklaşık
rakamla 2 bin beş yüz dolar. Sağlık hizmetlerine duyulan ihtiyacın
karşılanmasında da kişilerin gelir seviyesi, bağlı olduğu toplumsal sınıf gibi
kriterler dikkate alınmıyor. Her türlü tedavi masrafı devlet tarafından finanse
ediliyor. Devlet sağlık alanındaki araştırma geliştirme faaliyetlerine ciddî
kaynak ayırıyor.
Küba,
kanser alanında dünyanın en ileri ülkelerinden biri olarak adını duyurmuştur. Özellikle
bazı kanser türlerinde başarılı olduklarına dair çıkan haberler (örneğin çocuk
lösemilerinde yüzde 80-90 oranında iyileşme sağladıkları ve kemik kanserlerinde
dünyanın en iyisi oldukları) Küba’yı tedavi için tercih edilen ülke konumuna
gelmiştir. Birkaç yıl önce Kübalı doktorların akciğer kanseri aşısını
bulduklarını belirtmeleriyle birlikte aralarında Türkiye’nin de olduğu diğer
ülkelerden Küba’ya tedavi için gidenlerin sayısında artış gözlemlenmiştir. Daha
sonra 2019 yılının başlarında Küba’nın kanser aşısı Türkiye’deki tedavilerde
kullanılmaya başlanmıştır.
Geçmiş
yıllarda ambargo ve maddî yetersizlik nedeniyle ilâç ve ekipman ithal edemeyen
Küba, kendi ilâçlarını -kanser ilâçları gibi- yapmış ve sağlık sistemlerini geliştirmiştir.
Biyoteknoloji ve biyomedikal araştırmalarda da son derece başarılı ülke
konumundadır. Binden fazla uluslararası patente sahip Küba biyoteknoloji
endüstrisi, 50’den fazla ülkeye ihraç ettiği ilâç ve aşılarla yıllık ortalama
birkaç yüz milyon dolarları bulan ticaret kapasitesine sahip durumda.
1986
yılında Menenjit B (meningococal) hastalığı ile mücadele etmek üzere Kübalı
doktorlar, bu hastalığa karşı en etkili aşıyı geliştirmişlerdir. Bu aşı, tüm
dünyada kanıtlanmış en etkili aşı olarak literatüre girmiştir.
Koruyucu
sağlık tedbirleri anlamında ve aile hekimliğinde de dünyada adından söz
ettirecek düzeyde iyi işleyen bir sisteme sahipler.
Bu
ve benzer ilerlemelerle tıp alanında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri
hâline gelmiştir. Tıpkı bizim savunma sanayiinde geldiğimiz nokta gibi…
Birçok
Küba sağlık çalışanı ağırlıklı olarak Lâtin Amerika olmak üzere Afrika ve Asya
kıtalarında, 158 ülkede faaliyet göstermektedir. Koronavirüs salgınında sağlık
ekibi noktasında yetersizlik yaşayan İtalya’ya giden Kübalı doktorlar buna
örnektir.
Sağlık
personeli, Küba’nın kayda değer ihracat kalemlerinden birisi olarak zaman zaman
ülke turizm gelirinin önüne geçmektedir.
Küba’da
sağlık konusunda detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz DEİK’in kaynaklarda
paylaştığım raporuna göz atmanızı tavsiye ederim.
Sağlıkla
kalın…
https://www.kutso.org.tr/wp-content/uploads/2017/06/Kuba.pdf
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kubadaki-muslumanlar
https://www.milliyet.com.tr/tatil/kuba-hakkinda-bilgiler
https://www.skylife.com/tr/2018-11/mutlulugun-resmi-havana
https://www.skylife.com/tr/2017-12-business/fidel-in-baliklari
https://www.ensonhaber.com/galeri/kubada-gunluk-yasam
http://www.latinulkeler.com/kuba/la_kuba_hakkinda.php
Atlas dergisi, sayı;335/
2021, sayfa; 60-61
http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/
https://www.deik.org.tr/uploads/ek1-kuba-saglik-raporu-subat2018-2.pdf