BU bir “devlet
krizi” imiş. Kılıçdaroğlu söylüyor. Peki, neymiş devlet krizi olan şey?
Hazîne
ve Mâliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifa etmiş olması...
Hımmm!
Bu “devlet krizi” esnasında ne gibi felâketler yaşamışız, bir göz atalım.
“Devlet
krizi” yaşadığımız bu dönemde Amerikan doları 8.50 TL seviyesinden 7.70 TL
seviyelerine inmiş. Avro ise 10.13 TL’den 9.09 TL’ye çakılmış. Altının durumunu
ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Dayanamadım, söyleyeceğim: Gram altının fiyatı
70 TL birden gerilemiş.
Yani
nereden baksanız Türk lirası yüzde 10-15 arası değer kazanmış. İstanbul Borsası
ise tarihinin rekorunu kırarak 1300 TL bandına gelmiş dayanmış.
Dolar
yükseldikçe sosyal medyada “trend topic” yapanlardan, bu düşüş, hattâ çakılış
esnasında bir bildirim alamadık elbette.
Ama
sorarsanız “devlet krizi” var.
“Devlet
krizini” yaşamakta olduğumuz bu talihsiz (!) dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma
sanayimiz için dev tesislerin, şehir hastanelerinin açılış törenlerinin
birinden çıkıp bir sonrakine yetişmeye çalışıyor. Dikkat buyurunuz, temel atma
(yahut atmama) töreni demiyorum, “açılış törenleri” diyorum.
Ne
diyeyim, Allah ülkemize verecekse böyle devlet krizleri versin!
Erdoğan,
Albayrak’ın af talebini (istifasını) kabul etti, yeni bakanını atadı ve
devletin çarkları kesintisiz dönmeye devam ediyor. Ki AK Parti içerisinde o
görevi lâyıkıyla yerine getirecek en az dört beş bakan adayı sayabiliriz.
Devlet
kriziymiş!
Sanırsınız,
Cumhurbaşkanı, Başbakanın kafasına anayasa kitapçığı savurdu. Dolar bir gecede
iki katına fırladı. Gecelik faizler yüzde 7 bin 500 oldu. Borsada büyük çöküş
yaşandı. Millet, bankaların önünde batmakta olan paralarını çekebilmek için
birbirlerini eziyor. Enflasyon üç haneli rakamlarda geziyor…
Bütün
bunları yaşamışlığımız var, biliyorsunuz, değil mi? Devlet krizinin ne demek
olduğunu hepimiz az çok yaşayarak öğrendik. Hem de defalarca…
Kılıçdaroğlu’nun
ve avenesinin aşerdiği devlet krizi de tam olarak böyle bir şey! Yaşadığımız bu
“devlet krizi”, mezkûr eşhas için pek de keyif verici bir durum olmasa gerek.
Bir
bakan istifa etti diye devlet krizi bekleyenlerin aklına şaşarım. 18 yıldır
istifa eden, istifası istenen, görevden alınan ilk bakan sanki Berat Albayrak.
AK
Parti iktidarları boyunca değişen bakanların sayısı yüzleri bulmuştur sanırım.
Ki kan tutmadıysa, doku uyuşmadıysa, murâd edilen olmadıysa ya da verim
alınamadıysa her bakan değişebilir. Bu ülkede Başbakan bile değiştirildi.
Değiştirildi de ne oldu? Kriz mi oldu?
Kaldı
ki, istifa müessesesi haysiyetli, onurlu bir müessesedir. Saygı duyulmayı
gerektirir. Yakın tarihimizde görevinden istifa eden üst düzey bir yetkili de
hatırlıyor değilim.
Bu
istifa sonrası bile hâlâ Albayrak ile uğraşmayı sürdürenleri, görevden alınan
sadrazamın ille de kellesini isteyen saray önündeki azgın yeniçeri güruhuna
benzetiyorum. Daha ne istiyorsunuz birader?
Ta
ilk günden beri hoşlaşmadığınız, “damat” diye istihza ettiğiniz, ağzıyla kuş
tutsa dahi size yaranamayacak olan bakan istifa etti işte! Derdiniz ne arkadaş?
Gevşesenize biraz!
Siz
pirelerinizi uçururken, o bakanın aldığı gemiler Akdeniz’de, Karadeniz’de
sismik arama ve sondaj çalışmaları yapıyor elan. Sizi kesmiş değil, biliyoruz, ama
o gemiler 500 milyar metreküplük doğalgaz rezervini buldu bile, daha
bulacakları da yolda.
Hâsılı,
üzgünüz (belki de değilizdir) ama size bu gelişmelerden “dadından yinmez” bir devlet
krizi veremiyoruz.
Arzu
ederseniz üçlü priz verelim…
Kalınız
sağlıcakla efendim.