AŞILANMA artıkça günlük
olarak Kovid-19’a yakalanma oranı da artıyor. Bu durum, salgın hastalık Kovid-19’dan
korunma yollarının ihmâl edilebildiğini, alışmakla birlikte umursamamanın
olduğunu gösteriyor. Ayrıca en azından maske, mesafe ve temizlik konusunda son
derece titiz olunması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Bilimsel
çalışmalar Kovid-19’dan korkmadan, bir salgın hastalık olduğu bilincini de hiç
yitirmeden mücadele etmenin gerekliliğini ortaya koyuyor. Kovid-19 ve ilgi
hastalıklarla bağlantılı olarak sadece Avrupa’daki bilimsel bir yayınevinde iki
yıl gibi kısa sürede 100 binin üzerinde bilimsel çalışma kaleme alınmıştır. Normal
şartlar altında erişimi ücrete tâbi olan bilimsel çalışmaların aksine Kovid-19
ile ilgili çalışmaların büyük kısmı ücretsiz olarak erişime sunuluyor.
Bu
yazıda bu tür çalışmalardan bazıları örnek olarak sunuldu. Buna göre pandeminin
gerçekçiliği kabul edilerek ciddiye alınması gerektiği, endişeye gerek olmadan
mücadele yöntemlerine ve kurallara uyulması durumunda rahatlıkla olumlu
sonuçlara ulaşılacağı görülmektedir. Artan aşılamaya karşın Kovid-19’a
yakalanma oranlarının astronomik rakamlarda olmasının kabul edilebilir bir
durum olarak görülmemesi gerektiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Psikiyatrik
bozukluğu olan, olmayan ve Kovid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan kişilerdeki
ölüm riski üzerine Fransa’da yapılan bir bilimsel çalışma, psikiyatrik bozukluk
tanısı olan kişilerin bu tanısı olmayanlara göre daha fazla risk taşıdığını
ortaya koymuştur. Ancak bu durumun hastanın altta yatan psikiyatrik hastalıkla
açıklanamayacağıda ifade edilmiştir1.
Kovid-19
ile mücadelede en doğru yolun bu salgına yakalanmamak olduğu rahatlıkla
söylenebilir.
İtalya’da
Kovid-19’dan kurtulan hastalar üzerinde periyodik olarak yapılan bir çalışmada,
enfeksiyondan sonra artan kalıcı psikopatoloji riski altında olunabileceğini
ortaya koymuştur2. Zaman ilerledikçe kadınların bu riskten
kurtulmalarının erkeklere göre daha kolay olduğu da bulgular arasında
zikredilmiştir.
Kovid-19
sonrası psikiyatrik ve bileşenleriyle ilgili Brezilya’da yapılan bilimsel bir
çalışmada, verilerin başlangıçtaki hastalık şiddeti ile zihinsel ve bilişsel
bozulmanın derecesi arasında bir ilişki olmadığını ortaya koymuştur3.
Kovid-19 sonrası depresif durumlar olsa bile bunun uzun sürmediği belirlenmiştir.
Portekiz’de
de Kovid-19 hastalığına yakalanmış kişilerde uykusuzluk ve kâbus görme
durumları üzerine bir çalışma yapılmıştır4. Buna göre sosyal ve
psikolojik faktörlerin Kovid-19 hastalığına yakalanmış kişiler üzerinde dikkate
alınması gereken önemli özellikler olduğunu ortaya koymuştur. Genç kişiler,
kadınlar ve dar gelirli kişilerde bu durumların daha belirgin olduğu
belirlenmiştir. Bu tür durumları öne çıkan kişilerde uykuya dalma sorunları ve
uykudan kalkma zorlukları olduğu belirlenmiştir.
Kadınların
Kovid-19 sonrasında daha rahat olurken, Kovid-19’a yakalanma durumlarında daha
endişeli oldukları söylenebilir. Uykusuzluk ve kâbus görme gibi durumları
ülkelere göre de farklılıklar göstermektedir. Bu durum İtalya’da yüzde 17 ilâ 52
arasında değişirken Yunanistan’da yüzde 38 civarında kalmıştır. Ortalamaya
bakıldığında ise yüzde 40 civarında bir uyku sorunu olduğu söylenebilir. Buradan
hareketle, uykusuzluk sorununun sadece pandemi sürecinde değil de genel bir
halk sağlığı sorunu olduğu söylenebilir.
Ayrıca
yapılan bazı çalışmalarda Kovid-19 hastalığına yakalanmış hastaların
kullandıkları ilaçların çok dikkatli seçilmesi, eğer hasta Kovid-19 öncesinde
devamlı kullandığı bir ilaca sahipse bunun hekimlere mutlaka belirtilmesi
gerekmektedir5,6,7.
Kovid-19
salgın hastalığından kurtulmak için endişeye mahâl vermeden ciddiye alınması
gerektiği, maske, mesafe ve temizlik gibi kurallara riayet edilmesinin önemi
bir kez daha ortaya çıkmıştır. Aşı olunmasına rağmen “Tamamen kurtuldum”
anlayışının doğru olmadığı açıktır. Yapılması gereken, gerekli yöntemler terk
edilmeden dört koldan mücadeleye devam edilmesidir.
Kaynaklar
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2667174321001774
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0022395621006804
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0163834322000020
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1389945722000016
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1201971221012224
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1201971221012224#bib0042
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1201971221012224#bib0046