Körfez krizinin son güleni kim olacak?

İsrail, gelişmelerden oldukça rahatsız, zira bu iki ülkenin önünde sonunda Türkiye’nin eline dizginlerini vermelerinden korkuyor! Mısır’ı Suudi Arabistan’a düşman ettirecek bir fitne mümkün mü peki? Görüntüde imkânsız ama Reşidî hamlesinde hiç de öyle değil! Peki, bu durumda Kıbrıs hakkındaki beşli görüşmede İngiltere kimi ikna edecek?

YUNANİSTAN’dan gelen bir haber dikkatimi çekti. Deniliyordu ki, “Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, gayr-ı resmî beşli görüşmelere hazır”…

Akdeniz’deki beşli görüşmelerde kimlerin yer alması teklif edilmişti BM tarafından?

Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Yunanistan, GKRY ve İngiltere…

Bu haberin öncesinde ise Suudi Arabistan, Körfez Krizi’ni bitirecek bir hamle yaparak Katar’la diyalog kurdu ve küslüğe son verdiklerini açıkladı.

Öte yandan Mısır ise, Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile görüşme yolunu seçerek, Türkiye karşıtı bir devlet yönetimi olarak Libya’da sahanın şartlarını görmek zorunda olduğunu kabul etti.

ABD’deki başkanlık seçimlerinin kazananı olarak Joe Biden isminin öne çıkmasıyla Trump dönemi politikanın bozulduğunu gören Afro-Avrasya özelinde yeni cephe almaların sürmesi de muhtemel. Ancak bu birkaç gelişmeden açılan pencerelerin manzaralarına bakmak ve bütün fotoğrafı görmek elzemdir.

İsrail’deki Siyonist yönetimin en korktuğu gelişme, Trump’un kaybetmesiydi. Zira düşünce şuydu ki, onun ve içinde bulunduğu grubun İsrail için yaptıklarını Demokratlar yapmazdı ve işgali sürüncemeye sokardı.

Bu düşünce doğru, ancak Demokratlar Filistin için özgürlük istiyorlar diye değil. Zira onlar istiyorlar ki, tüm dünyanın bir tek devleti olsun ve onlar da o dünyanın tek dikte yönetiminin firavunları olsunlar…

Neyse…

Cumhuriyetçilerin İngiliz tahakkümünü tanıyan Amerikalılar olduklarını biliyoruz. Ve Trump tablosundan bakıldığında da bilinir ki, Cumhuriyetçi ABD yönetimleri daima Siyonizme doğrudan hizmet etmişlerdir.

Körfez Krizi patlak vermeden evvel bölge ülkelerini haraç almakla tehdit eden Trumplı ABD yönetimi, istediğini almıştı. Suudi Arabistan’da Mısır’ın da katıldığı buluşmayla yeni Orta Doğu dizaynına dair İngiliz plânının koordinatlarını beyan etmişlerdi.

Ancak birkaç dönem gelmemek üzere kurulan plânda Cumhuriyetçiler kaybettiler.

Bu durumda Körfez ülkeleri rahatladılar ancak ne yapacaklarını da şaşırdılar. Zira İngiliz tahakkümü yine de üzerlerinde işleyecekti. Bu anlamda Mısır ilk adımı attı ve Libya UMH’si ile diyalog kurmak yoluna girdi. Kendisine asıl kazandıracak diyalog yolu Türkiye olmalıyken, Mısır, sınır komşusuyla iletişime geçti. Zira bu, durum itibariyle büyük bir geri adım ve mağlûbiyeti kabullenmek olurdu.

Suudi Arabistan ise yine Türkiye ile diyalog kurmak yerine Katar’a yakınlaştı.

Türkiye’nin Cemal Kaşıkçı kozu Suud Kraliyetini meşgul ededursun, bir diğer korku ise ülkede kullanılacak bir Reşidî ayaklanması… Mümkün mü? Neden olmasın?

Peki, Reşidîler kimler mi? Birinci Dünya Savaşı’nda Halife’ye tam bağlı Arap kabilesi… Gerisini belki daha sonra tartışırız…

İsrail, gelişmelerden oldukça rahatsız, zira bu iki ülkenin önünde sonunda Türkiye’nin eline dizginlerini vermelerinden korkuyor!

Mısır’ı Suudi Arabistan’a düşman ettirecek bir fitne mümkün mü peki? Görüntüde imkânsız ama Reşidî hamlesinde hiç de öyle değil!

Peki, bu durumda Kıbrıs hakkındaki beşli görüşmede İngiltere kimi ikna edecek?

Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi Kıbrıs konusunda da kendisine kazandırdığı Yunanistan için büyük mücadele vereceği kesin! Ancak Türkiye’nin eli Sevr şartlarındaki gibi değil, ganimet dolu…