
BİR zamanların en
kolay dillendirilen vaatlerindendi “İki anahtar”…
Biri
konut, biri otomobil…
AK
Parti, Türkiye’de bu vaadi dillendirmese de oturttuğu sistemle bu iki anahtara
kavuşma hayâlini büyük bir kitleye sunmuş oldu. Bunun için Türkiye’ye getirilen
sistem, İngiliz-ABD menşeli “Mortgage Sistemi” oldu.
Kişi
başı millî gelirin ve de alım gücünün dipleri gördüğü krizlerin sonunda Türkiye
için arzın talebe dönüşmesi için en garantili çözümlerden biriydi Mortgage.
Böylelikle Türkiye’nin lokomotif sektörü inşaat yürüyecek, onun yürümesiyle her
şey koşacaktı.
TOKİ’nin
öncülüğünü yaptığı inşaatlar için bankalar para musluklarını öyle açtılar ki
“kira öder gibi ev sahibi olmak” düşüncesi, sadece TOKİ ürünü evler için değil,
her türden gelire sahip insanların tercihlerine göre bütün piyasaya canlılık
getirdi.
2007’de
başlatılan bu sistem, 2022 itibariyle sürüyor. Tam 15 yıl oldu!
Artık
müteahhitler ve ev sahipleri, satacakları evleri için kredi başvurusu yapacak
taliplilere, “Sen almazsan başkası alacak” gözüyle bakıyorlar. Yani Mortgage
Sistemi, Türkiye’de konutun pazarlanması olanağını ortadan kaldırdı. Evin
sahibi, her pozisyonda tok satıcı hâle geldi.
Hâlbuki
serbest piyasada herkes sattığı ürünü pazarlamak zorundadır. Ortalama ve makul
fiyatlar ancak böyle oluşur. Ancak Mortgage Sistemi nedeniyle konutlar,
değerlerinin katbekat üzerinde fiyatlara eriştiler. Paranın geldiği banka
olarak görüldü, ancak kredinin ödeyeni insan olarak kabul edilmedi. Yüksek
fiyatlara alınan evler yüksek fiyatlara kiralanır oldu.
Aynı
sistem otomobil piyasasında işletilmese de otomobil fiyatları, konutlarla
kıyaslanarak sürekli yükseldi. 7 yaşına kadar kredilendirilen otomobiller
konutlarla yarıştırıldı.
2008
ile 2012 arasında ABD, yaşadığı Mortgage Krizi ile dibi görmüştü. Avrupa’da
işleyen Mortgage Sistemi, kıtayı da fazlasıyla sarsmış, İngiltere’den Fransa’ya
borsalar çakılmış, İzlanda buhrana yakalanmıştı. Bizdeyse o günlerde Mortgage
yeni başladığı için ufak bir silkinme olmuştu. Zaten dönemin Başbakanı olarak
Sayın Erdoğan, konuyu “Bizi teğet geçti” diyerek tarif etmişti.
Bugün
görünüyor ki, faize karşı savaş açan Türkiye’nin, derin bir faiz oyunu olan
Mortgage Sistemi’ni kaldırması farz olmuştur.
Bu
sistemin kaldırılması ile konut fiyatları kesin şekilde aşağı çekilecek, dolayısıyla
kiralar yumuşayacak, hatta ev parasına satılan otomobil piyasası da geriye
gidecektir.
Bırakalım,
müteahhitler ürünlerini pazarlasın, satmaya çalışsınlar. Bırakalım, vatandaş
borçlanarak değil, biriktirerek evini alsın. Yahut borç ödeyebilecek durumdaki
borçlansın.
Kira
öder gibi ev sahibi olmak, Mortgage gibi bir sistemle mümkün. Ancak bu sistem,
piyasa düşmanı ve enflasyon sevici. Kaldırmaksa kurtuluş!
Bugün
bu teklifimiz yürürlüğe girse, buna önce bankalar sevinecektir. Çünkü bankalar,
verdikleri kredilerin yanında mevduat sıkıntısı yaşamaktadırlar. Özellikle
Devlet bankalarımızın zor durumdaki tüccarlara, müteahhitlere verdikleri
krediler mevduat olarak kendilerine dönmemekte, özel bankalara giden paralar
Devlet’e ihanet olarak yansımaktadır.
Türkiye’de
Mortgage Sistemi’nin başlaması ve de salgının ilk gününden beri özellikle
Devlet bankaları sadece kredi aracı olarak görülmekte olduğundan, bu
bankalarımız mevduat bankacılığını unutmuş hâle gelmiştir.
Bu
sistemin kaldırılmasıyla ne bankalarımızda, ne de piyasada bir huzursuzluk
olacaktır. Zira Mortgage Sistemi’nden önce de bankalar konut kredisi
veriyorlardı. Sadece kriterleri farklıydı. Sistemin kaldırılmasıyla hem
bankalar rahatlayacak, hem de Devlet büyük bir sorumluluk yükünden
kurtulacaktır.