Konjonktürel virtüöz Türkiye: Büyük konsere ramak kala

Millî olmayan, devletçi duramayan muhalif kanat, varsın sesi ve sözüyle Türkiye’nin başarılarını gürültüye boğmaya çalışsın, Türkiye konjonktürel bir virtüöz edasıyla “vatanperverlik” besteleri yapıyor ve iktidar, tüm dünyanın 2023’te izleyip dinleyeceği büyük konsere hazırlanıyor!

KÜÇÜK çocuk, keman dersi için evde prova yapıyormuş. Babası gazetesini okumaya çalışıyor, annesi öğretmen olduğu için öğrencilerinin yazılı kâğıtlarını okuyor, ablası ise ders çalışıyormuş.

Evin iki köpeği de çocuğun kemanından çıkan melodilere havlayarak eşlik ediyorlarmış.  

Bu gürültüde ev halkının çalışması ne mümkün; anne, baba ve abla birbirine çaresizce bakıyormuş.

Çocuk çok çalışıyor, iştiyakla provalarına devam ediyor ve parçaları her defasında daha iyi çalıyormuş.

İyiymiş, güzelmiş, hatta ev halkı çocuğun azmine, gayretine ve icra ettiği şarkılara bayılıyor, onunla gurur duyuyormuş. 

Ancak çocuk daha başarılı oldukça, köpeklerin de havlamaları artmış. Hane halkının tahammülü ise iyiden iyiye azalmış.

Çocuğun anne ve babası oğullarının şevkini kırmak istemiyor, abla da kardeşini incitmekten korkuyormuş.

Fakat ne çocuk kemanı bırakıyormuş, ne de köpekler artan havlamalarına son veriyormuş.

Gürültü evin dışına taşmaya başlamış.

Baba bir durmuş, iki durmuş, daha fazla dayanamayıp, “Oğlum, belli ki, senin köpekler icradan, sanattan anlamıyor” demiş.

Durum pek değişmemiş.

Çocuk provalarını hep köpek havlamaları eşliğinde gerçekleştirmiş.

Büyümüş, adı bilinir ve hatırı sayılır bir keman virtüözü olmuş. Uluslararası konserler veriyor, paşalar gibi ağırlanıyormuş.

Bir gün yurtdışındayken, büyük bir gazetenin kendisiyle röportaj yaptığı sırada muhabir sormuş: “Bu başarınızı neye borçlusunuz?”

Başarılı keman virtüözü cevap vermiş: “Ailemin sabrına ve köpeklerin havlamasına…”

***

Türkiye’nin gündemi de hayli gürültülü.

20 yıllık iktidar başarılı projeleri bir bir hayata geçirdikçe, tüm dünyanın gözleri üzerimize çevrildikçe, icraat ve sanattan anlamayanların saldırı volümü artıyor.

Türkiye’nin Reis’i, sadece tek bir kemanla değil, siyâsî tüm enstrümanlarla vatanına ve milletine duyduğu samimî sevgisi, ümmet bilinci, ilm-i siyaset başarısı, yürekliliği, gerçekleştirdiği ve hayâlden hayata geçirdiği tarihe iz bırakacak, hayatı kolaylaştıracak, gayr-i sâfî millî hâsılayı arttıracak millî projeleriyle tüm dünyanın işiteceği ve izleyeceği muhteşem bir konsere hazırlanıyor.

Konser öncesi tüm provalar ise -görenler bilir- uluslararası arenada gerçekleşiyor. “Tahıl koridoru” teveccühlerini kabul ediyorken biz, Yunanistan “bir gece ansızın gelebilme” ihtimâlimizden korkuyor.

Tuhaf, dünya ülkeleri Türkiye’yi gıpta ile izlerken, tüm Batı/lı ahvallerine rağmen teşekkür ederken, bizim öz yurdumuzda, millî olma vasfını kendine zül edinen kimi muhalif kitlenin boğazını yırtarcasına ses çıkarmasına (!) sebep oluyormuş bu hazırlıklar, ne gam!

Dur durak bilmeksizin devam eden gürültüleri arasında Türkiye, her geçen gün başarılarıyla dudak ısırtıyor ve ezber bozuyor.

Frenklerin plânları altüst oldukça, Türkiye’nin Frenkçe düşünen muhalifleri akıl almaz, mesnetsiz, dengesiz tepkileriyle konu komşuyu rahatsız edecek ve hane halkından sayılan tüm vatandaşların çalışmalarını etkileyen gürültüleriyle Reis’in “başarı” enstrümanlarından gelen sese eşlik ediyorlar.

Muhalefetin eleştiri yapma hakkı mahfuzdur. Ancak muhalif olmak, devlete ve milletin değerlerine düşman olmak demek değildir.

Terörü meşrulaştırmayı, devlete ve millete rağmen siyaset yapmayı meslekten sayan, bu ülkenin değerlerini çiğneyen grup, muhalefet olma ötesinde bir konumu üstlenmiş demektir.

Bu yüzden yalan, inkâr ve iftira, taciz, rant, örtüye dil ve el uzatmaları, mabetlere hürmetsizlikleri meziyet hâline gelmiş. Gürültü çıkarışları da bundan belli ki. Her hakkı mahfuz, akledemeyen, insanca saygı, sevgi, vatan ve millet gibi değerleri kalplerinde barındıramayanların gürültü çıkarmasını da pek yadırgamamak lâzım.  

Aileden olanlar biliyor, inanıyor ve gürültülere gark edilmeye çalışılan tüm başarı melodilerini tek tek duyuyor. Bu vatanın başarısı ile gurur duyuyor, tüm gürültülere vatan sevdası hasleti ile sabrediyor.

Millî olmayan, devletçi duramayan muhalif kanat, varsın sesi ve sözüyle Türkiye’nin başarılarını gürültüye boğmaya çalışsın, Türkiye konjonktürel bir virtüöz edasıyla “vatanperverlik” besteleri yapıyor ve iktidar, tüm dünyanın 2023’te izleyip dinleyeceği büyük konsere hazırlanıyor!