Kod adı: Kaplan

Teröristlerin koruyuculuğunu yapan hiçbir ülke, Türkiye’nin haklılığı ve kararlılığı karşısında sesini çıkaramamıştır. Terörist elebaşlarının, Suriye kuzeyinde taşeronluk yaptıkları ülkelere serzenişlerini yüksek sesle dile getirmeleri de bu başarının bir yansımasıdır. Türkiye’nin kararlı duruşu ve harekâtlarda öncelediği sivil hassasiyet, terör örgütünün sahipsiz kalmasını da beraberinde getirecektir.

IRAK kuzeyinde Pençe-Kartal Harekâtı’yla başlatılan ve Pençe-Kaplan ile Haftanin’de yoğunlaşan teröre karşı mücadele harekâtlarını gururla izliyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Haftanin’de sivil hassasiyeti ön plânda tutarak kurguladığı harekâtla dar alanda efsane yazıyor. Kahraman komandolarımız teröristleri arıyor, buluyor ve yok ediyor. Terörü Türkiye’nin gündeminden çıkarmayı amaçlayan harekâtlar, geçmişte olduğu gibi teröristleri sınırımızdan “süpürme” değil, doğrudan “imha” konseptiyle ilerliyor, sınır tanımıyor. Tanımayacak da.

Her iki harekâtın da stratejik ve taktik açıdan büyük bir başarı hikâyesi var.

Pençe-Kaplan Harekâtı, 1996 yılında Çekiç Harekâtı ve 1998’de düzenlenen Şafak Harekâtlarını hatırlamama vesîle oldu. Çekiç ve Şafak Harekâtlarında telsiz kod adım Kaplan’dı. O harekâtlarda büyük kahramanlıklarla teröristlere karşı mücadele ettik ve büyük başarılara imza attık. Ancak büyük zorluklarla o günlerde bu mücadeleyi veriyorduk. İsrail ve Amerika’nın istihbaratıyla yetinmek zorundaydık.

Yakın hava desteği talebimizi en zor durumda yapmamız gerekiyordu; çünkü millî harp araç ve gereçlerimiz bugünkü kadar çeşitli ve çok sayıda değildi. Türkiye o gün çok daha sınırlı imkânlarla teröre karşı mücadele etmek zorundaydı. Bugün Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan Harekâtlarına baktığımızda göğsümüz kabarıyor.

Irak kuzeyinde Pençe Harekâtları 27 Mayıs 2019’da başlatıldı. Bugüne kadar yürütülen üç Pençe Harekâtı ile teröristlerin Türkiye’ye sızmaları tamamen bitirildi; kamplar arasındaki geçişler kesildi, teröristlerin yeni kamplar kurmaları ise engellendi.

Bu başarıların ardından 15 Haziran günü, Pençe Harekâtı’nda “Kartal” gücüyle baskın yapıldı. Türk Hava Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyinden karakol ve üs bölgelerine taciz ve saldırı teşebbüslerini arttırarak hudut ve halkın güvenliğini tehdit eden PKK terör örgütüne ânî ve beklenmeyen darbeler indirdi. Gece yarısı kalkan 30’a yakın savaş uçağı, havadan yakıt ikmâli yaparak sabah saatlerine kadar terörist hedeflere bomba yağdırdı.

Jet uçaklarımız ile tanker uçaklarımızın yanı sıra İnsansız Hava Araçları (İHA) ile Havadan İhbar Kontrol (HİK) uçakları da harekâtta görev aldılar. Harekâtta etkili şekilde vurulan 81 hedef, MİT’in yerel saha unsurları, operasyon ve istihbarat uzmanları üzerinden elde edilen bilgilerle özenle seçildi. Hedef cinsleri belirlenerek hangi hedeflerin hangi hava vâsıtalarıyla imha edileceğine dair hesaplamalar özenle yapıldı.

Son operasyonların doğrudan hedefi, terör elebaşlarıydı

Harekâtta büyük oranda yerli ve millî mühimmat kullanıldı. Özellikle gece harekâtı tercih edildi; gece ortamını gündüze çeviren millî gece görüş sistemleri sayesinde terör örgütü, beklemediği yer ve zamanda darbe aldı.

Pençe-Kartal Harekâtı’nın birinci safhasında, Türkiye’ye 30-40 kilometre yakın mesafedeki Pençe Harekât bölgeleri olan Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk’taki hedefler yok edildi. İkinci safhada, Irak kuzeyinde 150 kilometre derinliğe inilmek sûretiyle terör örgütlerinin gizlendiği ve sistemlerini taşıdıkları uzaklıkta bulunan Kandil dağı, Karacak ve Sincar bölgesindeki kamplar ve sistemler hedef alındı.

Kandil’den başlayarak Suriye sınırında bulunan Sincar’a, teröristlerin sığındığı Mahmur’un hemen yakınındaki Karacak’taki terörist sistemlerine kadar geniş ve derin bir alanda icra edilen harekâtın hedefinin lider kadro olduğunu söyleyebiliriz.

Pençe-Kartal Harekâtı’nın plânlanması ve icrası sırasındaki en önemli ayrıntı, sivil halkın can ve mal güvenliği ile çevrenin korunmasına gösterilen azamî hassasiyettir. Sadece terör örgütüne ait barınak, sığınak ve mağaralar hedef alınmış ve savaş uçaklarının bombardımanı da güdümlü mühimmatlarla en yüksek hassasiyetle icra edilmiştir.

Sivil hassasiyeti, İHA’ların anlık istihbaratının katkısıyla en yüksek seviyeye çıkarılmıştır. Bazı hedeflerin siviller nedeniyle vurulmaması ve İHA’ların ise gördükleri teröristleri anlık istihbaratla yok etmesi, TSK’nın millî güç unsurlarının başarısını bir kez daha göstermektedir.

Haftanin ise Pençe-Kartal Harekâtı dışında bırakılmış ve burada sivillerin arasına kümelenen teröristlere yönelik Pençe-Kaplan Harekâtı icra edilmiştir. Pençe-Kartal’dan 2 gün sonra komandolar Haftanin’e girmiş ve “kaplan darbesi” beklenmedik bir anda gelmiştir!

Dört safhada plânlanan Pençe-Kaplan Harekâtı’nda, ilk aşamada belirlenen hedefler ateş destek vâsıtalarıyla etkili şekilde vurulmuş, yerli üretim Fırtına obüsleri ile çok namlulu roketatarlarsa belirlenen 150’den fazla hedefi tam isabetle imha etmiştir.

Atışlarla hedeflerin yumuşatılmasının ardından ikinci safhaya geçilmiş, taciz, mania ve hazırlık atışlarını hava harekâtı takip etmiştir. F-16 savaş uçakları, Atak helikopterleri, İHA ve SİHA’larla hava hücûm harekâtı düzenlenmiştir.

Üçüncü safhada, hava hücûm harekâtı devam ettiği sırada kahraman komandolar karadan sızma harekâtıyla ve helikopterle indirmelerle bölgeye intikal ettirilmiştir. Atak helikopterlerinin başarıyla icra ettiği hava hücûm harekâtı sonrası belirlenen hedeflere tek tek giren komandolar, terör örgütünün barınak, sığınak ve sistemleri ile terörist unsurları etkisiz hâle getirmiştir. Hâlen teröristlerin yok edilmesi ve belirlenen hedefler ile teröristlerin sızma hatlarının kontrol altına alınmasını amaçlayan operasyonun dördüncü safhası devam etmektedir.

Haftanin’e kara harekâtı, sivil halk ve yerleşimler nedeniyle plânlanmıştır. Millî İstihbarat Teşkilâtı’nın yerel istihbarat ve saha istihbaratından elde edilen bilgilere göre TSK’nın operasyonlarından kaçan teröristlerin, yoğun olarak bu bölgede sivil halkın içinde kümelenmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.

Haftanin’in bir süredir Suriye ve Sincar üzerinden desteklendiği ve bu bölgede PKK’nın sivil halkı kalkan olarak kullanarak uluslararası kamuoyunun dikkatini bu bölgeye çekme ve operasyonları sekteye uğratma çabası içinde olduğu deşifre edilmiştir öncelikle. Bunun üzerine, sivil halk arasına kümelenen terörist varlığını yok etmek üzere operasyon karadan komando harekâtı olarak plânlanmış ve ani gece baskını harekât konseptiyle harekât başlatılmıştır.

Pençe-Kaplan Harekâtı’nın hedefleri, bölgede sivil yerleşim yerlerine yakın bölgelerde PKK’nın yürüttüğü yeniden kamp kurma faaliyetleri, lojistik sistemleri ve barınaklarıdır. Ve harekât ile Suriye Karaçok üzerinden Sincar’a ve Sincar’dan Haftanin’e kurulan yeni terörist bağlantının kesilmesinin amaçlandığı görülmektedir.

Baskın harekât tarzında, beklenmedik bir zamanda ve hedefe yönelik gerçekleştirilen Pençe-Kaplan Harekâtı’na terörist örgüt beklemediği bir anda yakalanmıştır.

PKK terör örgütü, Irak ve Suriye kuzeyinden tamamen silinecek!

Bölücü örgüt, yurtiçindeki hendek teröründe, Suriye kuzeyinde ise Afrin’de yaptığı gibi bölgede sivilleri kalkan olarak kullanma amacına Haftanin’de ulaşamamıştır. Gece yarısı gerçekleştirilen operasyonun plânlaması, dünyada nâdir orduların yapabileceği bir harekât şekli olarak bu başarısıyla kayıtlara geçmiştir.

Gerek Pençe-Kartal, gerekse Pençe-Kaplan Harekâtlarını detaylıca değerlendirdiğimizde önemli değişiklikler dikkatimizi çekiyor.

Öncelikle harekâtların, sınırdan itme ve süpürme ile emniyetli alan sağlanan geçmişteki harekâtların aksine, teröristleri imha konseptiyle icra edildiği görülüyor. Sınırlarımızın güvence altına alınması sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröre karşı mücadele konseptinde değişikliğe giderek terörist varlığının kalıcı şekilde imhası sürecini başlattığını söyleyebiliriz.

Harekât yöntemi olarak “baskın” tarzının tercih edilmiş olması da teröristlerin imhası konseptini destekliyor. Terörist elebaşlarına anlık istihbarata dayalı ânî operasyonların arttığı bir dönemde Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan Harekâtlarıyla terörist örgütün beklemediği bir anda, beklemediği bir yerde ve beklemediği harekât yöntemleriyle karşı karşıya kalması, harekâtın başarısını ciddî oranda arttıran bir unsur olmuştur.

Burada hava hücûm harekâtının, teröristlerin imhasını amaçlayan bir harekât çeşidi olarak başarıyla uygulandığını gördük. Hava hücûm harekâtı, 2 bin ilâ 2 bin 500 metre yükseklikteki hâkim noktalara yapıldı. Stratejik plânlamada; tanker uçakları, F-16’lar, İHA ve SİHA’lar, Çok Namlulu Roketatarlar, topçu ve Fırtınalar ile diğer silah sistemleriyle bu harekât komplike sistemlerin mükemmel uyumuyla tatbik edildi.

Haftanin’de dar bir alanda bu sistemlerin tümünün koordinasyonunun başarıyla sağlanması da plânlamanın başarısını ortaya koymaktadır.

Harekâtın devam eden kara bölümünde kahraman komandolarımız Haftanin’de âdeta ayak basmadık yer bırakmıyorlar. Teröristlerin kullandıkları mağara, sığınak, lojistik tesisler, sözde komuta yerleri ve barınakları adım adım ilerleyerek yok ediyorlar. Bu harekâtı da, özel kuvvet harekâtını gerektiren 2 bin rakımlı bir yerde, çalılık ve kayalık bir alanda, zor şartlarda yürütüyorlar. Terör örgütünü yok etmek için “Ara-bul-yok et” sistemini başarıyla uyguluyorlar.

Bu harekâtların önemli bir ayrıntısı da şudur: Gerek plânlamaları, gerekse icra başarısıyla Türkiye tarafından dünya kamuoyuna teröre karşı mücadelede kararlılık mesajı bir kez daha net bir şekilde bu operasyonlarla verilmiştir.

Teröristlerin koruyuculuğunu yapan hiçbir ülke, Türkiye’nin haklılığı ve kararlılığı karşısında sesini çıkaramamıştır. Terörist elebaşlarının, Suriye kuzeyinde taşeronluk yaptıkları ülkelere serzenişlerini yüksek sesle dile getirmeleri de bu başarının bir yansımasıdır. Türkiye’nin kararlı duruşu ve harekâtlarda öncelediği sivil hassasiyet, terör örgütünün sahipsiz kalmasını da beraberinde getirecektir.

Bu harekâtlar, bölge ülkelerinin de desteğiyle ilerlemektedir. Türkiye’nin yürüttüğü teröre karşı mücadelenin haklılığı ve meşruiyetini bilen Irak yönetimine de bu harekâtın sonuçları fayda sağlayacaktır.

Kartal pençesiyle sendeleyen Sincar’a kaplan darbesinin indirilmesi yakındır. Türkiye, Irak’ın kuzeyinde adı konulmamış bir güvenli bölge oluşturmaktadır ve yıllardır terör örgütünden kaçan Iraklı kardeşlerimizin evlerine güvenle dönmeleri yakındır!

Siyâsî kararlılığın başarıdaki etkisi büyük!

Sincar-Haftanin ve Sincar-Kandil bağlantısı kesildikten sonra TSK’nın yeni harekâtlarının hedefi Sincar olacaktır. Haftanin’den Ovaköy istikametine ilerleyecek olan kahraman Mehmetçik, Sincar’ı rahat bırakmayacaktır.

Suriye kuzeyinden Irak kuzeyine terörist akışının kesilmesi, artık terörle anılan bir ülke olmak istemiyorsak, zarûrî olarak önümüzdeki en önemli hedef olarak durmaktadır. Ve bugün, millî güç unsurlarıyla bu hedefe ulaşmak, 1990’lı yıllara göre çok daha kolaydır. İstihbaratın yeni ve millî konseptinden, teröristlere herhangi bir kaçış alanı kalmamıştır.

Sözde lider kadroya kaçacak delik bırakmayan bu mücadele sürecinin başarısının en önemli unsuru ise siyâsî kararlılıktır. Türkiye, tüm güvenlik güçleriyle terör örgütünü yok etmek konusunda kullanılan tüm konseptleri topyekûn sahaya sürmüştür. Kesintisiz devam eden operasyonlar sonucu bu yıl bahar yapılanmasına gidemeyen ve eleman devşiremeyen terörist örgütün sınır içindeki varlığı yok olma noktasına gelmiş, bütün ilgi ve güç, sözde liderlere kaydırılmıştır.

PKK elebaşlarına uygulanan yeni konseptte, dış istihbaratta yoğunlaşan Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT), Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve İçişleri İstihbarat birimlerinin müşterek çalışma kapasitesi arttırılmış, “koordinasyon, takip, izleme, uygun yer ve zamanda etkisiz hâle getirme” konsepti operasyonlarda başarıyla tatbik edilmiştir.

Terörist örgütün haberleşme ağının yok edilmesi de terörist elebaşlarının teker teker avlanmasında önemli avantaj yaratmıştır. MİT’in bölgede güçlendirilen yerel kaynak istihbaratı, sahadaki operasyonel istihbarat elemanları, sinyal istihbaratı, teknik istihbarat ve diğer teknolojik imkânların istihbaratta etkin kullanımı ve millî İHA/SİHA sistemlerinin keşif/gözetlemede sağladığı teknolojik katkı, zor hedeflerin tespitini kolaylaştırmıştır. İç ve dış istihbarat koordinasyonunun başarılı işleyişi ve istihbarat sistemlerinin harp silah araç ve gereçlerine entegre edilerek birlikte kullanılması, operasyonel hızı arttırmıştır.

Geçmişte Batman’da İsrail sistemleri ile geciktirilen istihbaratın, millî istihbarat sistemine entegre edilen millî silah sistemleriyle kullanılması, seçilen hedeflerin uygun yer ve zamanda etkisiz hâle getirilmesini olanaklı kılmıştır.

İç ve dış istihbarat sistemlerinin birbirinden ayrılarak MİT’in dışa yönelik faaliyetlerinin yoğunlaştırılması, Irak kuzeyinde terörün belini kırmış ve birbiriyle haberleşemeyen, dağınık olarak gizlenme telâşına düşen terörist örgütünün bölge halkı üzerindeki baskısı kalkınca terörist örgüt elebaşlarına yönelik ihbarlar artmıştır.

Devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla diyaloğun etkili olarak kullanıldığı ve zamanında istihbarat-eylem birlikteliğinin tam tesis edildiği yeni konsept, PKK’nın sözde lider sistemini yok etmeye odaklı faaliyetlerini arttırarak sürdürecektir. 

Mutlu son yakın!

Türkiye, Pençe-Kartal ile Pençe-Kaplan Harekâtları ve devam edecek olan diğer Pençe Harekâtlarıyla Suriye kuzeyindeki güvenli bölge stratejisini Irak kuzeyine de taşımıştır.

Pençe Harekâtlarıyla Hakurk, Avaşin-Basyan ve Zap bölgelerinde inşâ edilmiş olan kalıcı üs bölgeleri, Pençe-Kaplan ile birlikte Haftanin’e genişletilecek ve harekâtlar Suriye kuzeyine doğru ilerleyecektir. Güvenli bölge konseptinin sağlıklı olarak işletilmesi için Sincar’ın da güvenli hâle getirilmesi gerekmektedir. Bundan sonra hedef Sincar’dır.

Kartal pençesiyle sendeleyen Sincar’a kaplan darbesinin indirilmesi yakındır. Türkiye, Irak’ın kuzeyinde adı konulmamış bir güvenli bölge oluşturmaktadır ve yıllardır terör örgütünden kaçan Iraklı kardeşlerimizin evlerine güvenle dönmeleri yakındır!

Bu bölgelerde terörden boşaltılmış bölgeler, yaşam alanlarına dönüşecek ve Ovaköy ticaret kapısıyla da zenginleştirilecektir.

Türkiye’nin başarıyla yürüttüğü Pençe-Kaplan Harekâtıyla, yıllardır terör örgütü PKK zulmü altındaki Haftanin bölgesi, huzur ve güvenliğe kavuşacaktır. 

1996 yılında Çekiç Harekâtı ve 1998’de düzenlenen Şafak Harekâtları ile terör örgütüne büyük darbe vurulmuş ve uzun süre Türkiye, terörü gündeminden çıkarmıştı. Bugün de amaç, terörü, bu kez hiçbir şekilde tekrar gündeme gelmemek üzere Türkiye’nin gündeminden çıkarmaktır. Bunu da Pençe-Kaplan Harekâtı ile başaracaktır!

Kod adı Kaplan’dan kahraman komandolara selâm olsun!


*Emekli Tuğgeneral