
IRAK kuzeyinde
Pençe-Kartal Harekâtı’yla başlatılan ve Pençe-Kaplan ile Haftanin’de yoğunlaşan
teröre karşı mücadele harekâtlarını gururla izliyoruz.
Türk
Silahlı Kuvvetleri, Haftanin’de sivil hassasiyeti ön plânda tutarak kurguladığı
harekâtla dar alanda efsane yazıyor. Kahraman komandolarımız teröristleri
arıyor, buluyor ve yok ediyor. Terörü Türkiye’nin gündeminden çıkarmayı
amaçlayan harekâtlar, geçmişte olduğu gibi teröristleri sınırımızdan “süpürme”
değil, doğrudan “imha” konseptiyle ilerliyor, sınır tanımıyor. Tanımayacak da.
Her
iki harekâtın da stratejik ve taktik açıdan büyük bir başarı hikâyesi var.
Pençe-Kaplan
Harekâtı, 1996 yılında Çekiç Harekâtı ve 1998’de düzenlenen Şafak Harekâtlarını
hatırlamama vesîle oldu. Çekiç ve Şafak Harekâtlarında telsiz kod adım
Kaplan’dı. O harekâtlarda büyük kahramanlıklarla teröristlere karşı mücadele
ettik ve büyük başarılara imza attık. Ancak büyük zorluklarla o günlerde bu
mücadeleyi veriyorduk. İsrail ve Amerika’nın istihbaratıyla yetinmek
zorundaydık.
Yakın
hava desteği talebimizi en zor durumda yapmamız gerekiyordu; çünkü millî harp
araç ve gereçlerimiz bugünkü kadar çeşitli ve çok sayıda değildi. Türkiye o gün
çok daha sınırlı imkânlarla teröre karşı mücadele etmek zorundaydı. Bugün
Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan Harekâtlarına baktığımızda göğsümüz kabarıyor.
Irak
kuzeyinde Pençe Harekâtları 27 Mayıs 2019’da başlatıldı. Bugüne kadar yürütülen
üç Pençe Harekâtı ile teröristlerin Türkiye’ye sızmaları tamamen bitirildi;
kamplar arasındaki geçişler kesildi, teröristlerin yeni kamplar kurmaları ise engellendi.
Bu
başarıların ardından 15 Haziran günü, Pençe Harekâtı’nda “Kartal” gücüyle
baskın yapıldı. Türk Hava Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyinden karakol ve üs
bölgelerine taciz ve saldırı teşebbüslerini arttırarak hudut ve halkın
güvenliğini tehdit eden PKK terör örgütüne ânî ve beklenmeyen darbeler indirdi.
Gece yarısı kalkan 30’a yakın savaş uçağı, havadan yakıt ikmâli yaparak sabah
saatlerine kadar terörist hedeflere bomba yağdırdı.
Jet
uçaklarımız ile tanker uçaklarımızın yanı sıra İnsansız Hava Araçları (İHA) ile
Havadan İhbar Kontrol (HİK) uçakları da harekâtta görev aldılar. Harekâtta
etkili şekilde vurulan 81 hedef, MİT’in yerel saha unsurları, operasyon ve
istihbarat uzmanları üzerinden elde edilen bilgilerle özenle seçildi. Hedef
cinsleri belirlenerek hangi hedeflerin hangi hava vâsıtalarıyla imha
edileceğine dair hesaplamalar özenle yapıldı.
Son
operasyonların doğrudan hedefi, terör elebaşlarıydı
Harekâtta
büyük oranda yerli ve millî mühimmat kullanıldı. Özellikle gece harekâtı tercih
edildi; gece ortamını gündüze çeviren millî gece görüş sistemleri sayesinde
terör örgütü, beklemediği yer ve zamanda darbe aldı.
Pençe-Kartal
Harekâtı’nın birinci safhasında, Türkiye’ye 30-40 kilometre yakın mesafedeki
Pençe Harekât bölgeleri olan Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk’taki hedefler yok
edildi. İkinci safhada, Irak kuzeyinde 150 kilometre derinliğe inilmek sûretiyle
terör örgütlerinin gizlendiği ve sistemlerini taşıdıkları uzaklıkta bulunan
Kandil dağı, Karacak ve Sincar bölgesindeki kamplar ve sistemler hedef alındı.
Kandil’den
başlayarak Suriye sınırında bulunan Sincar’a, teröristlerin sığındığı Mahmur’un
hemen yakınındaki Karacak’taki terörist sistemlerine kadar geniş ve derin bir
alanda icra edilen harekâtın hedefinin lider kadro olduğunu söyleyebiliriz.
Pençe-Kartal
Harekâtı’nın plânlanması ve icrası sırasındaki en önemli ayrıntı, sivil halkın
can ve mal güvenliği ile çevrenin korunmasına gösterilen azamî hassasiyettir.
Sadece terör örgütüne ait barınak, sığınak ve mağaralar hedef alınmış ve savaş
uçaklarının bombardımanı da güdümlü mühimmatlarla en yüksek hassasiyetle icra
edilmiştir.
Sivil
hassasiyeti, İHA’ların anlık istihbaratının katkısıyla en yüksek seviyeye
çıkarılmıştır. Bazı hedeflerin siviller nedeniyle vurulmaması ve İHA’ların ise
gördükleri teröristleri anlık istihbaratla yok etmesi, TSK’nın millî güç
unsurlarının başarısını bir kez daha göstermektedir.
Haftanin
ise Pençe-Kartal Harekâtı dışında bırakılmış ve burada sivillerin arasına
kümelenen teröristlere yönelik Pençe-Kaplan Harekâtı icra edilmiştir.
Pençe-Kartal’dan 2 gün sonra komandolar Haftanin’e girmiş ve “kaplan darbesi”
beklenmedik bir anda gelmiştir!
Dört
safhada plânlanan Pençe-Kaplan Harekâtı’nda, ilk aşamada belirlenen hedefler
ateş destek vâsıtalarıyla etkili şekilde vurulmuş, yerli üretim Fırtına obüsleri
ile çok namlulu roketatarlarsa belirlenen 150’den fazla hedefi tam isabetle
imha etmiştir.
Atışlarla hedeflerin yumuşatılmasının ardından ikinci safhaya geçilmiş, taciz, mania ve hazırlık atışlarını hava harekâtı takip etmiştir. F-16 savaş uçakları, Atak helikopterleri, İHA ve SİHA’larla hava hücûm harekâtı düzenlenmiştir.
Üçüncü safhada, hava hücûm harekâtı devam ettiği sırada kahraman komandolar karadan sızma harekâtıyla ve helikopterle indirmelerle bölgeye intikal ettirilmiştir. Atak helikopterlerinin başarıyla icra ettiği hava hücûm harekâtı sonrası belirlenen hedeflere tek tek giren komandolar, terör örgütünün barınak, sığınak ve sistemleri ile terörist unsurları etkisiz hâle getirmiştir. Hâlen teröristlerin yok edilmesi ve belirlenen hedefler ile teröristlerin sızma hatlarının kontrol altına alınmasını amaçlayan operasyonun dördüncü safhası devam etmektedir.
Haftanin’e
kara harekâtı, sivil halk ve yerleşimler nedeniyle plânlanmıştır. Millî
İstihbarat Teşkilâtı’nın yerel istihbarat ve saha istihbaratından elde edilen
bilgilere göre TSK’nın operasyonlarından kaçan teröristlerin, yoğun olarak bu
bölgede sivil halkın içinde kümelenmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.
Haftanin’in
bir süredir Suriye ve Sincar üzerinden desteklendiği ve bu bölgede PKK’nın
sivil halkı kalkan olarak kullanarak uluslararası kamuoyunun dikkatini bu
bölgeye çekme ve operasyonları sekteye uğratma çabası içinde olduğu deşifre
edilmiştir öncelikle. Bunun üzerine, sivil halk arasına kümelenen terörist
varlığını yok etmek üzere operasyon karadan komando harekâtı olarak plânlanmış ve
ani gece baskını harekât konseptiyle harekât başlatılmıştır.
Pençe-Kaplan
Harekâtı’nın hedefleri, bölgede sivil yerleşim yerlerine yakın bölgelerde
PKK’nın yürüttüğü yeniden kamp kurma faaliyetleri, lojistik sistemleri ve
barınaklarıdır. Ve harekât ile Suriye Karaçok üzerinden Sincar’a ve Sincar’dan
Haftanin’e kurulan yeni terörist bağlantının kesilmesinin amaçlandığı
görülmektedir.
Baskın
harekât tarzında, beklenmedik bir zamanda ve hedefe yönelik gerçekleştirilen
Pençe-Kaplan Harekâtı’na terörist örgüt beklemediği bir anda yakalanmıştır.
PKK
terör örgütü, Irak ve Suriye kuzeyinden tamamen silinecek!
Bölücü
örgüt, yurtiçindeki hendek teröründe, Suriye kuzeyinde ise Afrin’de yaptığı
gibi bölgede sivilleri kalkan olarak kullanma amacına Haftanin’de
ulaşamamıştır. Gece yarısı gerçekleştirilen operasyonun plânlaması, dünyada nâdir
orduların yapabileceği bir harekât şekli olarak bu başarısıyla kayıtlara
geçmiştir.
Gerek
Pençe-Kartal, gerekse Pençe-Kaplan Harekâtlarını detaylıca değerlendirdiğimizde
önemli değişiklikler dikkatimizi çekiyor.
Öncelikle
harekâtların, sınırdan itme ve süpürme ile emniyetli alan sağlanan geçmişteki harekâtların
aksine, teröristleri imha konseptiyle icra edildiği görülüyor. Sınırlarımızın
güvence altına alınması sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröre karşı mücadele
konseptinde değişikliğe giderek terörist varlığının kalıcı şekilde imhası
sürecini başlattığını söyleyebiliriz.
Harekât
yöntemi olarak “baskın” tarzının tercih edilmiş olması da teröristlerin imhası
konseptini destekliyor. Terörist elebaşlarına anlık istihbarata dayalı ânî operasyonların
arttığı bir dönemde Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan Harekâtlarıyla terörist
örgütün beklemediği bir anda, beklemediği bir yerde ve beklemediği harekât
yöntemleriyle karşı karşıya kalması, harekâtın başarısını ciddî oranda arttıran
bir unsur olmuştur.
Burada
hava hücûm harekâtının, teröristlerin imhasını amaçlayan bir harekât çeşidi
olarak başarıyla uygulandığını gördük. Hava hücûm harekâtı, 2 bin ilâ 2 bin 500
metre yükseklikteki hâkim noktalara yapıldı. Stratejik plânlamada; tanker
uçakları, F-16’lar, İHA ve SİHA’lar, Çok Namlulu Roketatarlar, topçu ve Fırtınalar
ile diğer silah sistemleriyle bu harekât komplike sistemlerin mükemmel uyumuyla
tatbik edildi.
Haftanin’de
dar bir alanda bu sistemlerin tümünün koordinasyonunun başarıyla sağlanması da
plânlamanın başarısını ortaya koymaktadır.
Harekâtın
devam eden kara bölümünde kahraman komandolarımız Haftanin’de âdeta ayak
basmadık yer bırakmıyorlar. Teröristlerin kullandıkları mağara, sığınak,
lojistik tesisler, sözde komuta yerleri ve barınakları adım adım ilerleyerek
yok ediyorlar. Bu harekâtı da, özel kuvvet harekâtını gerektiren 2 bin rakımlı
bir yerde, çalılık ve kayalık bir alanda, zor şartlarda yürütüyorlar. Terör
örgütünü yok etmek için “Ara-bul-yok et” sistemini başarıyla uyguluyorlar.
Bu
harekâtların önemli bir ayrıntısı da şudur: Gerek plânlamaları, gerekse icra
başarısıyla Türkiye tarafından dünya kamuoyuna teröre karşı mücadelede
kararlılık mesajı bir kez daha net bir şekilde bu operasyonlarla verilmiştir.
Teröristlerin
koruyuculuğunu yapan hiçbir ülke, Türkiye’nin haklılığı ve kararlılığı
karşısında sesini çıkaramamıştır. Terörist elebaşlarının, Suriye kuzeyinde
taşeronluk yaptıkları ülkelere serzenişlerini yüksek sesle dile getirmeleri de
bu başarının bir yansımasıdır. Türkiye’nin kararlı duruşu ve harekâtlarda
öncelediği sivil hassasiyet, terör örgütünün sahipsiz kalmasını da beraberinde
getirecektir.
Bu harekâtlar, bölge ülkelerinin de desteğiyle ilerlemektedir. Türkiye’nin yürüttüğü teröre karşı mücadelenin haklılığı ve meşruiyetini bilen Irak yönetimine de bu harekâtın sonuçları fayda sağlayacaktır.
Kartal pençesiyle sendeleyen Sincar’a kaplan darbesinin indirilmesi yakındır. Türkiye, Irak’ın kuzeyinde adı konulmamış bir güvenli bölge oluşturmaktadır ve yıllardır terör örgütünden kaçan Iraklı kardeşlerimizin evlerine güvenle dönmeleri yakındır!
Siyâsî
kararlılığın başarıdaki etkisi büyük!
Sincar-Haftanin
ve Sincar-Kandil bağlantısı kesildikten sonra TSK’nın yeni harekâtlarının
hedefi Sincar olacaktır. Haftanin’den Ovaköy istikametine ilerleyecek olan
kahraman Mehmetçik, Sincar’ı rahat bırakmayacaktır.
Suriye
kuzeyinden Irak kuzeyine terörist akışının kesilmesi, artık terörle anılan bir
ülke olmak istemiyorsak, zarûrî olarak önümüzdeki en önemli hedef olarak
durmaktadır. Ve bugün, millî güç unsurlarıyla bu hedefe ulaşmak, 1990’lı
yıllara göre çok daha kolaydır. İstihbaratın yeni ve millî konseptinden,
teröristlere herhangi bir kaçış alanı kalmamıştır.
Sözde
lider kadroya kaçacak delik bırakmayan bu mücadele sürecinin başarısının en
önemli unsuru ise siyâsî kararlılıktır. Türkiye, tüm güvenlik güçleriyle terör
örgütünü yok etmek konusunda kullanılan tüm konseptleri topyekûn sahaya
sürmüştür. Kesintisiz devam eden operasyonlar sonucu bu yıl bahar yapılanmasına
gidemeyen ve eleman devşiremeyen terörist örgütün sınır içindeki varlığı yok
olma noktasına gelmiş, bütün ilgi ve güç, sözde liderlere kaydırılmıştır.
PKK
elebaşlarına uygulanan yeni konseptte, dış istihbaratta yoğunlaşan Millî
İstihbarat Teşkilâtı (MİT), Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve İçişleri
İstihbarat birimlerinin müşterek çalışma kapasitesi arttırılmış, “koordinasyon, takip, izleme, uygun yer ve
zamanda etkisiz hâle getirme” konsepti operasyonlarda başarıyla tatbik
edilmiştir.
Terörist
örgütün haberleşme ağının yok edilmesi de terörist elebaşlarının teker teker
avlanmasında önemli avantaj yaratmıştır. MİT’in bölgede güçlendirilen yerel
kaynak istihbaratı, sahadaki operasyonel istihbarat elemanları, sinyal
istihbaratı, teknik istihbarat ve diğer teknolojik imkânların istihbaratta
etkin kullanımı ve millî İHA/SİHA sistemlerinin keşif/gözetlemede sağladığı
teknolojik katkı, zor hedeflerin tespitini kolaylaştırmıştır. İç ve dış
istihbarat koordinasyonunun başarılı işleyişi ve istihbarat sistemlerinin harp
silah araç ve gereçlerine entegre edilerek birlikte kullanılması, operasyonel
hızı arttırmıştır.
Geçmişte
Batman’da İsrail sistemleri ile geciktirilen istihbaratın, millî istihbarat
sistemine entegre edilen millî silah sistemleriyle kullanılması, seçilen
hedeflerin uygun yer ve zamanda etkisiz hâle getirilmesini olanaklı kılmıştır.
İç
ve dış istihbarat sistemlerinin birbirinden ayrılarak MİT’in dışa yönelik faaliyetlerinin
yoğunlaştırılması, Irak kuzeyinde terörün belini kırmış ve birbiriyle
haberleşemeyen, dağınık olarak gizlenme telâşına düşen terörist örgütünün bölge
halkı üzerindeki baskısı kalkınca terörist örgüt elebaşlarına yönelik ihbarlar
artmıştır.
Devletin
tüm kurum ve kuruluşlarıyla diyaloğun etkili olarak kullanıldığı ve zamanında
istihbarat-eylem birlikteliğinin tam tesis edildiği yeni konsept, PKK’nın sözde
lider sistemini yok etmeye odaklı faaliyetlerini arttırarak sürdürecektir.
Mutlu
son yakın!
Türkiye,
Pençe-Kartal ile Pençe-Kaplan Harekâtları ve devam edecek olan diğer Pençe Harekâtlarıyla
Suriye kuzeyindeki güvenli bölge stratejisini Irak kuzeyine de taşımıştır.
Pençe
Harekâtlarıyla Hakurk, Avaşin-Basyan ve Zap bölgelerinde inşâ edilmiş olan
kalıcı üs bölgeleri, Pençe-Kaplan ile birlikte Haftanin’e genişletilecek ve harekâtlar
Suriye kuzeyine doğru ilerleyecektir. Güvenli bölge konseptinin sağlıklı olarak
işletilmesi için Sincar’ın da güvenli hâle getirilmesi gerekmektedir. Bundan
sonra hedef Sincar’dır.
Kartal
pençesiyle sendeleyen Sincar’a kaplan darbesinin indirilmesi yakındır. Türkiye,
Irak’ın kuzeyinde adı konulmamış bir güvenli bölge oluşturmaktadır ve yıllardır
terör örgütünden kaçan Iraklı kardeşlerimizin evlerine güvenle dönmeleri
yakındır!
Bu
bölgelerde terörden boşaltılmış bölgeler, yaşam alanlarına dönüşecek ve Ovaköy
ticaret kapısıyla da zenginleştirilecektir.
Türkiye’nin
başarıyla yürüttüğü Pençe-Kaplan Harekâtıyla, yıllardır terör örgütü PKK zulmü
altındaki Haftanin bölgesi, huzur ve güvenliğe kavuşacaktır.
1996
yılında Çekiç Harekâtı ve 1998’de düzenlenen Şafak Harekâtları ile terör
örgütüne büyük darbe vurulmuş ve uzun süre Türkiye, terörü gündeminden
çıkarmıştı. Bugün de amaç, terörü, bu kez hiçbir şekilde tekrar gündeme
gelmemek üzere Türkiye’nin gündeminden çıkarmaktır. Bunu da Pençe-Kaplan Harekâtı
ile başaracaktır!
Kod
adı Kaplan’dan kahraman komandolara selâm olsun!
*Emekli Tuğgeneral