BİR olay, durum veya
evrenin bir kısmı ile ilgili ölçüm ve teknikler üzerinden veri elde edilerek
yapılan bilimsel çalışmalar hem seçilen, hem de ilişkili kısımlara dair
bilgiler içerir. Sadece seçilen kısım hakkındaki bilgi, özel bir durum için net
bilgiye ulaşma gayretini gösterir.
Seçilen
bir kısmın irtibatlı olduğu alan ile ilgili bilgilere de, buradan elde edilen verilere
de ihtiyaç hâlinde müracaat etmenin olumsuz bir durumu olmaz. Madde, enerji ve
cisimler irtibatlı oldukları yerler ile sürekli etkileşim hâlinde olduklarından,
sadece seçili bir alanın içine hapsolup kalma zorunluluğu taşımaya gerek
yoktur.
Evren
veya olayların bir bölümüne odaklanıp veriler elde etmek kıyas yapmanın da bir
göstergesidir. Mevcut imkân ve şartlar altında çalışılan kısıtlı bir alandan
elde edilen bilimsel veriler ile genele dair bilgiler elde edilebilir. Bu
verilerin sağlıklı olduğu ortaya çıkarsa performansın da yüksek olacağı
söylenebilir.
Bir
araziye villa yapmak isteyen kişi, oranın oturma iznini, villanın plân ve
projesini, elektrik projesini ve doğalgaz projesini çizdirmek zorundadır. Bu
zorunluluk o villanın ve içinde yaşayacak olan insanların imkânlardan
yararlanma fırsatını elde eder.
Kimse
kafasına göre bir yere inşaat yapamaz. En azından belediyelerin hizmetlerinden
yararlanamaz. Bunun gibi çok sayıda kural, mevcut şartlar altında düzeni
bozmadan en iyi şekilde yararlanmayı amaç edinir.
Bir
elektronun atomun çekirdeği etrafında yerleşimi, düzenin en iyi şekilde ve sürdürülebilir
olmasını ortaya koyar. Bir atomun molekül, madde ve cisim şeklinde ortaya
çıkması hatırı sayılır derecede atoma en uzak olan elektronların durumlarıyla
da doğrudan ilgilidir. Yüzlerce elektron içerisinde bir elektronun
önemsizliğinden bahsedilemez. Çünkü bir elektron bazen bir sistemin en
belirleyici bilgisini omuzlar.
Atom
altı küçük dünyalardaki bu tür düzen ve sistematik işleyiş günlük hayatta da
geçerlidir. Bir mahallede insanları rahatsız eden bir durum çözülmediği
takdirde bazen bu durum, şehir ve ülkeyi de etkileyebilir.
Bir
mahallede ruhsatsız ve gürültü kirliliğine sebep olan durum çözülmez ise o
duruma yön veren yerel yönetimler morfik rezonansa giren (birlikte aynı amaç
için çalışmak) mahalle sakinleri ve şehir karşısında yetersiz kalabilir. Ukrayna’yı
işgal eden Rusya’nın, Ukrayna’nın sivil direnişi karşısında yetersiz kalmaya
başlaması böyle bir duruma canlı örnektir.
Çanakkale’de
bütün devletlerin boğazlarımızı sıktığı bir aşamada, aziz milletin tek yürek
olarak çarpan kalbi karşısında işgalci devletler aciz kalmışlardır.
Demek
ki küçük ve yerel olayların zamanında doğru şekilde çözülmesi gerekiyor. Özellikle
toplumun geneline yayılma ihtimâli olan olayların çevreyle olan ilişkileri de
düşünüldüğünde sadece kısıtlı bir alana ait bilgi ve verilerin
değerlendirilmesi yetersiz kalabiliyor.
Gezi
Olayları küçük bir kıvılcım iken ülkeyi neredeyse yakıp kavuracaktı. Demek ki sadece
kısıtlı bir alandaki bilimsel bilgi penceresinden olaylara bakmak her zaman
doğru olmuyor. Kısıtlı dar alanların çevresiyle etkileşimi de büyük önem arz
ediyor.
Buradan
hareketle, bir araziye villa yaptırırken hane sahiplerinin sadece kendileri
açısından olaylara bakmaları yeterli değildir. Diğer bir ifadeyle, küçük bir
villa inşaat plânının, elektrik projesinin ve doğal gaz projesinin çizilmesi ne
kadar gerekli ve akla yatkın ise, büyük olayların ve evrenin de bir plân ve
projesinin olduğunu düşünmek yanlış değildir.
Ayrıca
evrenin bir plân ve projesinin yanında Yüce Varlık tarafından kusursuz işleyen
harika bir eser olarak ortaya konduğunu tasavvur etmekte hiçbir bilim dışı
oluşum yoktur. Ancak bilimsel verileri mutlak bir netice gibi tapu olarak sunup
bunu da dünyaya dayatmak çok doğru değildir.
Gezi
Olaylarını bütün vatan sathına yaymayı amaç edinmiş bir zihniyet, küçük bir
alandaki bilimsel verilerden hareketle evrenin de Yüce Varlık tarafından inşâ
edilmiş olmasını düşünmeye gerek olmadığını savunacak kadar paranoyak, gezi
zekâlı ve ideolojik saplantı bataklığına düşmüştür.
Demek
ki işlerine geldiğinde bilimsel verilerin kıyasından hareketle bir beklenti
içerisinde olanlar, işlerine gelmediğinde de ideolojik saplantılarını gizlemek
için bilimi kendilerine perde yapmaktadırlar. Böyle akıl sahibi varlıkların
insanlığa sunacakları hiçbir bilimsel veri ve hizmet olamaz. Ülkenin ve aziz milletin
altını oymaktan başka amaçları yoktur.
İşlerine
geldiğinde kıyası bilimsel bir veri toplama aracı olarak kullananların işlerine
gelmediğinde kıyası görmemeleri ideolojik, paranoyakça veya hastalıklı bir ruh
hâlinden başka bir şey değildir.
Kıyas,
bilimsel bir veri toplama için ölçüm aracı olduğundan her şeyi gerçek yönü ile
bilmeye odaklanan insanın önemli bir mihenk taşıdır. Bir şeyi, nesneyi olduğu
gibi görmek, anlamak ve bilmek, bilgisizliğin (cahilliğin) karşıtı biçiminde de
tanımlanır.
Bilmekten
maksat Yüce Varlığı tanımaya kadar gideceğine göre, ideolojik saplantı içinde
olanların asıl amacının bilmeyi engellemek olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilmeyi
engellemek istedikleri şey ise El-Alîm olana set çekmektir. Bilimin verilerini
savunan bu tiplerin aslında cehalet taraftarı oldukları açıktır. Gelin görkün ki,
en fazla bilimi savunuyormuş gibi görünenler de bunlardır. Demek ki her bilimi
savunan kişi, gerçekten bilimsel kişi değildir.