TÜRKİYE’nin
en verimli arazilerinden biri, Hatay il sınırları içerisinde yer alan Amik
ovasıdır. Buranın önemli bir tarafı, dünyanın sonu geldiğinde yapılacak olan
büyük kıyamet savaşının Amik ovasında yapılacağı hakkındaki görüştür.
Kıyamet savaşına “Armageddon” ve “Melhâme-i
Kübrâ” da denilmektedir. Farklı görüşlerin ortak noktası ise dünyanın sonu
geldiğinde yapılacak olan büyük bir savaşın var olmasıdır. Hıristiyanlık ve
Musevilikte ise büyük kıyamet savaşının Megiddo dağının eteklerinde yapılacağı
görüşü mevcuttur.
Megiddo dağı ise, İsrail’in
işgalci olarak bulunduğu şimdiki Filistin topraklarında yer almaktadır. Amik
ovası ile Megiddo arası, kuş uçuşu 400 kilometreden biraz fazladır.
İsra Sûresi’nde İsrailoğullarının
iki defa fesat çıkaracaklarından bahsedilir (İsra, 4). İlk fesat çıkardıktan
sonra topraklarından oldular ve 2 bin yıl sonra, 14 Mayıs 1948’de işgalci bir
devlet olarak yeniden kuruldular.
İsrail hakkında ikinci
cezalandırma vaktinden İsra Sûresi yedinci ayette bahsedilmektedir. Bu vakit
hakkında farklı görüşler bulunmaktadır.
1948’de Batı’nın süper güçlerinin
desteği ve hile ile kurulan İsrail, üç milyon kadar Filistinli Müslümanı yurdundan
kovdu. Yetmiş yıldır İslâm coğrafyalarındaki kan, gözyaşı ve ateşin arkasında
hep İsrail oldu.
İsrail’in ikinci kez
cezalandırılma vaktinin Müslümanlarla Yahudiler arasındaki kanlı kıyamet
savaşına işaretin olduğu kuvvetle muhtemeldir. Çünkü ancak böyle bir savaş
sonrasında kıyamet kopacağına işaret edilmektedir.
Kıyamet savaşının kıyamet alâmetleri
sonrasındaki döneme işareti düşünülse yanlış olmaz. Küçük kıyamet alâmetlerinin
hemen hemen hepsi tamamlanmış durumdadır. Ahlâkî bozuluş, dinî hayatın
yozlaşması, kişi ve toplumun helâki olarak düşünülebilir. Ancak bu evrenin
yıkılması mânâsına gelmez. Bunun için büyük alâmetler ve büyük kıyamet savaşı
dönemi asıl maksattır.
“Küçük kıyamet alâmetleri
insan/toplum, büyük kıyamet alâmetleri ise kıyamet savaşı sonrasında evrenin
kıyametine işaret ediyor” denilebilir. Bu nedenle büyük kıyamet alâmetlerine
odaklanıldığında, dabbetü’l-arz, Ye’cûc/Me’cûc, Deccâl, Mehdî ve Hazreti Îsâ (as)
gibi olayların kıyamet savaşları alâmeti olduğu da açıktır.
Megiddo dağının eteklerinin Amik
ovasını da kapsadığını ifade etmek güç görünüyor. Ancak 16 Temmuz 01:30
sıralarında Hatay Havalimanı’na askerî bir kargo uçağı plânsız iniş yaptı. Ayrıca
İdlib ve Afrin Operasyonlarının yapıldığı yer, Amik ovasının doğusunda
kalmaktadır. Yine darbe gecesinde 3 bin PKK/YPG teröristleri Suriye’den Hatay’a
giriş yapacaklardı. Peki, bunlara kim destek veriyordu? “İslâmiyet’i yeni bir
din olarak görmüyoruz; kendimizi, Museviliğin devamı olarak görüyoruz” diyen
FETÖ’cüler!
Ters giden bir şeyler var.
Normali, kıyamet dönemine yakın Hazreti Îsâ’nın (as) İslâmiyet’le rücû
edeceğidir. Ancak neler oluyorsa “hoşgörü” adı altında başka şeyler oluyor. Ya da
“asr”ın devamı niteliğinde olaylar cereyan ediyor da bizler mi fark edemiyoruz?
Yoksa Yahudiler her zaman fesat peşindeler ve gargat ağaçlarının arkasındalar
da bizler mi göremiyoruz? Sembol olarak kullandıkları kesin!
Amik ovası için “Torosların
etekleri” ifadesi de kullanılmaktadır. Demek ki kastedilen yer sadece günümüzdeki
il sınırları değil, coğrafî dağların esas aldığı yerlerdir. Kıyametin kopacağı
yer tam olarak, Megiddo dağı (küçük tepe) ile Amik ovasının batısında kalan
Akdeniz’dir.
Kıyamet savaşlarını aslında
herkes bilmeyecek. Nasıl ki Deccâl, Mehdî ve Hazreti Îsâ (as) meselesini herkes
aynı anlamıyorsa…
Anlaşılan o ki, “hoşgörü” ters
giden bir şeylere işaret ettiği gibi, aslında savaşın devam ettiğinin de
göstergesidir. Hazreti Îsâ’nın (as) Mehdî’ye tâbi olması gerekmiyor muydu? Nasıl
oldu da tersi olup, Papa Irak’ı, hem de pandemi döneminde ziyaret ediverdi?
Bütün bu olanlar tamamen gargat ağacının arkasına saklananlar tarafından
yapılmaktadır. Ters giden bir şeyler yok aslında.
Sanırım gargat ağacı ifadesinden
herkes aynı şeyi anlamıyor. Bu çağda illâ herkesin gözü önünde meydan
muharebesi olacak değil ya, en azından Deccâl, Mehdî ve Hazreti Îsâ’nın (as) aynı
dönemlerde cereyan edeceği kesindir.
Deccâl ile Mehdî kavga ediyorsa, Hazreti
Îsâ’nın (as) Papa’sı neden Mehdî’nin yanında yer almıyor? Ya da Papa, dinî
lider görünümlü “siyâsî” faaliyet yapıp terör devletinin haritası önünde poz
verirken Hazreti Îsâ’ya (as) meydan mı okuyor? Bu olabilir(mi?)…
Hicaz bölgesinde büyük bir ateşin
çıkacağı büyük kıyamet alâmeti belki de zuhur etmiştir. Günümüz Suudi
Arabistan’ının batısında yer alan Mekke ve Medîne’yi içine alan Hicaz bölgesinin
kalbi Kâbe’dir. Kâbe’nin tam tepesinde olamayacağına göre, daha yüksek bir
yerden şeytan, Kâbe’nin üzerinden büyük ateşini harlıyor olabilir. Kâbe’ye
gidenler böyle bir yere baksın ve maddî göz ile bile bu şeytanı ve ateşini
görsünler.
Suudi Arabistan, savaş uçaklarını
Yunanistan topraklarına da indirdi. 15 Temmuz’daki işgal girişimi, hak
görünümlü küfrün savaşı ve Museviliğin maşasıydı. Kaşıkçı Cinayeti de
Türkiye’nin üzerine yıkılmak istenen aynı savaş plânının parçasıydı.
Herkesin her şeyi gördüğü zamanda
zaten kaçan balık büyük olacaktır.
Büyük kıyametin kopması
öncesindeki sürelere bakıldığında, olayların normal seyrinde devam ettiği belli.
Ve evrenin kıyameti öncesinde hak ile bâtılın savaşı da devam ediyor.