HER nedense belli aylar, haftalar ve hatta günler, birtakım değişim, dönüşüm, başlangıç, iş ve işlemler için fırsatlar sunuyor. Belki bir alışkanlık, belki bir gelenek veya belki gizemleri olduğu için o sıra dışı durumlar o zamanlarda yaşanıyor.
Örneğin Mayıs ayı, ilginç bir ay bu yönüyle. İşçi Bayramı, Engelliler Haftası, Anneler Günü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, İstanbul’un Fethi gibi birçok önemli gelişme bu ayda. İstanbul’un Fethi, malûm, çağ kapatıp çağ açtı. Peki, bugünlerde biz neden kendi kişisel yeni çağımızı başlatmayalım ki?
Bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmak devletlerin hayatında olabiliyor ve aynı zamanda dünyayı da etkileyebiliyor. Tabiî bunu, “Haydi bu çağımı kapatayım, yeni bir çağ açayım” diyecek ölçüde büyük bir değişim olmadan yapacaksak, yeni bir çağa adım atmış olamayız. Bunun için (1) kararlı olmalı, (2) yol haritamızı oluşturmalı yani ne yapacağımızı bilmeli, (3) “kişisel yeni çağ” başlatmamızın başkalarını da etkileyeceğini bilerek buna uygun biçimde motivasyonumuzu yükseltmeli ve dirençli olmalı, son olarak (4) yolumuzun uzun olmasından bahisle bunun bir maraton koşusu olduğunu unutmamalıyız.
Elbette “kişisel bir yeni çağımız” olacaksa çok güzel ve önemli bir geleceğe adım atıyor olmamız gerekir. Yeni çağınızda şu alanlarda gelişmeler elde etmenizi öneriyorum:
1. Bedeninizi, duygularınızı ve zihninizi yönetebilme becerisi kazanmalısınız. Bir başka ifadeyle, bedeninizin esiri değil, emiri olabilmeniz lâzım. Bedeniniz acıkınca, yorulunca, uykusu gelince, ilişki isteyince akan sular durmamalı. Büyük hedefinize doğru yürüyüşünüz kesintiye uğramadan devam etmeli.
2. İletişimde proaktif ve kapsayıcı olabilmelisiniz. Bundan kastımız, birine selâm vermek veya konuşmak için illâ ilk adımı karşıdan beklememek gerektiği. İlk adımı kim atarsa iletişimin muhtevasını ve şeklini o belirler. Böylece son derece kalitesiz bir iletişim yaşama ihtimâli doğar. Yeni çağımıza yakışan iletişim, karşımızdakinin anlamasını kolaylaştıran, onu yargılamadığımız, onun iyiliğini ve gelişmesini amaçlayan bir iletişim. Bu gerçekleşirse zaten kârda olursunuz.
3. Her gün ve kesintisiz gelişim… Belirlediğimiz bir sahada, özellikle işimiz, sosyal faaliyetimiz, ailemiz veya hobilerimizle saha için bir yol haritası belirleyip sürekli kendimizi geliştirmeliyiz. Yabancı dil, teknoloji, bir beceri, her ne olursa olsun, bizi daha iyi seviyelere taşıyacak bir gelişim süreci izlemeliyiz.
4. Spor/tefekkür/sanat ile ilgili olmak... Spor yapan kişi, yanına tefekkür ve sanatı da almalı; sanat yapıyorsa, yanında tefekkür ve spor da yapmalı.
Bunları yaparken sakınılması gereken yaklaşımlar, davranışlar ve sözler de var elbette: Kötüye yormamak, kötü düşünmemek, kötüyü düşünmemek; gücünün yetmeyeceğine enerji harcamamak, onunla fazla meşgul olmamak; görünüşe takılı kalmamak ve bedene, zamana, mekâna zararlı işler yapmamak.
Her ne kadar “kişisel bir yeni çağa” adım atıyor olsak da yukarıda konuştuklarımızı yapmaya hemen başlamak lâzım. Böylelikle o değişimi tüm hücrelerimizde hissedip mutlu olmalıyız. Bu süreçte akla çok soru gelir. Belki güzel alternatifler de üretecek, paylaşmak isteyeceksiniz. Bunlarla ilgili iyi niyetli olarak biraz araştırınca, biraz etrafla sohbet edince, önünüzdeki sis perdesinin hafif hafif aralandığını göreceksiniz.
Kişisel yeni çağınız hayırlı olsun!