Kış Olimpiyatlarını boykota çağrı!

Kış Olimpiyatları, Çin propagandası için önemli bir araçtır. Bu Olimpiyat yarışı programının boykot edilmesi de aynı şekilde Çin propagandasını ve onun Doğu Türkistan’daki insanlık suçlarını örtme çabasını engelleyecek ve Uygur Türklerinin yaşadığı rehine hayatını dünya gündemine taşıyacaktır. Zulme engel olamayan Türkiye’nin hiç olmazsa o zulmü dünya gündemine taşıması, bir insanlık ve kardeşlik görevidir. Olimpiyat boykotu, Çin üzerinde barışçı bir baskı oluşturacaktır.

DOĞU Türkistan, çok eski bir Türk ülkesi olmasına karşılık 1949’dan beri kesintisiz bir şekilde Çin işgali altındadır. Komünist Çin Hükûmeti, bir yandan Çinli nüfusu getirip buraya yerleştirirken, diğer taraftan da Türklerin çocuklarını ve gençlerini alıp Çin’in uzak bölgelerindeki kamplarda ailelerinden kopararak, dünyada benzeri olmayan zulümler yapmaya devam etmektedir.

Doğu Türkistan’ın nüfus yapısı önemli ölçüde Türklerden arındırılıp değiştirildi. Tanınmış Türklerin önemli bir kısmı kamplarda işkence altında katledildiler.

Doğu Türkistan, Çin tarafından dünyaya kapatılmış bir bölgedir. Orada olup bitenleri tam olarak bilmek ve haberleştirmek mümkün değildir. Dünyadan ve Türkiye’den oraya götürülüp gezdirilenler ise Çin işgalini ve zulümlerini haklı gören, buna karşılık Çin işgaline muhalefet eden Türkleri “ABD hesabına çalışmakla” suçlayarak Çin Hükûmeti tarafından misafir edilmelerinin bedellerini bu şekilde ödemektedirler. Zaten bu ödeme şeklinden dolayı Doğu Türkistan’a götürülüp ağırlanmaktadırlar.

Doğu Türkistan’daki Türk muhalefetini meşruiyetten uzak, “ABD’nin bir oyuncağı” olarak gören bir Çin lobisi, Türkiye’de bile vardır. Bu lobinin en büyük iddiası da “ABD’nin Türk muhalefetine yardım” ediyor iddiasıdır. Doğu Türkistan, insan hakları mücadelesinin tanınmış sembol isimlerinden olan Rabia Kadir’in 2005’ten beri ABD’de oturma iznine sahip olması, Türkiye’deki Çin lobisinin iddialarının bir kanıtı olarak tekrarlanmaktadır.

Oysa şunu da hatırlamalı ki, Rabia Kadir gibileri, Türkiye gibi Türk ve Müslüman olan hiçbir ülke tarafından kabul edilmemiştir. Türkiye gibi ülkeler, Rabia Kadir’in girişine bile izin vermemişlerdir. Buna karşılık Rabia Kadir’e, “Sen niçin ABD’ye gittin?” diye parmak sallamak ve öfkelenmek nasıl bir mantıktır?

Çin lobisine kalsa, Türk direnişçilerin Çin’e teslim olmalarından, Çin’de işkence altında öldürülmelerini beklemekten başka hakları ve seçenekleri yoktur. Böyle bir tutum ise Çin işgalinin ve işkencelerinin yol açtığı bütün insanlık suçlarına ortak olmaktan başka bir şey değildir!

Bu hengâmede, Şubat 2022’de Çin’de Kış Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunlar yapılacaktır. ABD, Avustralya, İngiltere, Japonya ve Kanada gibi bazı Batılı ülkeler, Çin’in Doğu Türkistan’da Türklere karşı işlediği insanlık suçlarından dolayı 2022 Kış Olimpiyatlarını boykot etmek için katılmayacaklarını ilân ettiler. Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği insanlık suçlarının benzerlerini, dünyanın başka yerlerinde fazlası ile yapmış olan ABD’nin boykot siyasetinde bir çıkar hesabı yok mudur? Elbette vardır. Ancak ABD’nin nasıl bir çıkar siyaseti için boykot yaptığı ihtimâli, Çin’in işlediği insanlık suçlarını ortadan kaldırabilir mi? ABD, Doğu Türkistanlıların mücadelesine destek oluyor veya öyle görünüyor diye, o mücadele gayrimeşru olabilir mi?

Uluslararası spor yarışmalarının siyâsî kavgaların dışında tutulmasını, siyasetin bu işlere karıştırılmamasını savunanlar bile vardır. Her şeyden önce, uluslararası spor yarışmaları da zulümleri, işgalleri kapatan bir örtü ya da hayâlî bir meşruiyet, propaganda alanı olmamalıdır. Çin, bütün imkânlarını, uluslararası ilişkilerini, ticaretini, olimpiyat gibi işleri, yaptığı insanlık suçlarını kapatan bir araç olarak kullanmaya çalışmaktadır.

Çin’deki Kış Olimpiyatlarının boykot edilmesi, Olimpiyat tarihinde ilk defa olan bir olay değildir. SSCB’nin (Rusya’nın) 1979’da Afganistan’ı işgal etmesinden sonra Türkiye ile birlikte Batılı ülkeler, 1980 Moskova Olimpiyatlarını, ABD öncülüğünde 33 ülke ile boykot etmişlerdi. O tarihte Türkiye, Moskova Olimpiyatlarını boykot etmesini her ne kadar “Olimpiyatlara hazır değiliz” diye açıklamış olsa bile, gerçek sebebin Afganistan işgalini protesto etmek olduğunu dünya âlem bilmiştir.

1980’de Türkiye, komşusu olan SSCB’ye karşı gösterdiği tutumu, Şubat 2022’de Çin’e karşı gösteremez ise, bu durum Türkiye tarihi bakımından unutulmayacak ve hayırla anılmayacak bir sonuç olacaktır.

SSCB ve Varşova Paktı üyeleri ise ABD ve müttefiklerinin 1980 Moskova Olimpiyatlarını boykot etmelerine misilleme yaparak, 1984 Los Angeles Olimpiyatlarını boykot etmişlerdir. Moskova ve Los Angeles Olimpiyatlarının boykot edilmesi örnekleri göstermiştir ki, istenirse Olimpiyat boykotu da olabilir.

1992’de de Yugoslavya’nın Boşnaklara saldırı ve katliamları nedeniyle Yugoslavya, Avrupa Futbol Şampiyonasından çıkarılmıştır. Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği insanlık suçları, boykot nedeni olmayacaktır da başka ne olacaktır? Buna karşılık Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian, ABD’nin bu tutumunu “sporda tarafsızlığı ihlâl edip boykotu yalan söylemlere dayandırdığını” iddia etmiştir. ABD’de yalan çoktur, ancak Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği insanlık suçları bir hakikattir!

Türkiye’nin Şubat 2022 Kış Olimpiyatlarını boykot etmesi, Doğu Türkistan’daki zulümleri ortadan kaldırmayacaktır. Ancak adalet söylemini inanılır ve güvenilir bir hâle getirecektir. Kardeşlerinin yetmiş yıldan beri abluka hayatı yaşamasına ilgisiz ve tepkisiz kalan bir Türkiye’nin adalet ve insanlık söylemi, bütün inandırıcılığını kaybedecektir.

Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık suçlarını BM’de kınayan bildirilere de ABD gibi Batılı ülkeler öncülük ederken, Türkiye gibi ülkeler ise o bildirileri ya hiç kabul etmemiş ya da en son “Dostlar alışverişte görsün” misâli katılmışlardır.

Çin’in Doğu Türkistan’daki zulüm ve işgaline Türkiye’nin sessiz ve tepkisiz kalması, Türkiye’nin uluslararası alanda ortaya koyduğu bütün adalet vurgularını mesnetsiz, hatta geçersiz hâle getirir. Çünkü bütün insanlık için adalet isteyen, “dünyanın beşten büyük olduğunu” vurgulayan Türkiye, sıra Doğu Türkistan’a gelince bütün bu söylemlerini unutan bir duruma düşebilir. Doğu Türkistan’da rehine hayatı yaşayan 40-50 milyonluk Uygur Türkleri, nasıl adalet söyleminin dışında tutulabilirler?

Çin’e karşı bağırıp çağırmak yerine, uluslararası ilişkiler ve ticaret kullanılarak Doğu Türkistan’daki insanlık suçlarına engel olunabileceği iddia edilebilir.

Türkiye’nin Çin ile ekonomi odaklı ilişkileri son on yılda olağanüstü artmıştır. Buna karşılık Çin’in Türklere karşı işlediği insanlık suçlarının ortadan kalkması bir yana dursun, azalma olduğunu gösteren hiçbir işaret yoktur. Demek ki Çin’e karşı bağırıp çağırmadan, şamata çıkarmadan, ticaret yoluyla sonuç almak ve Türklerin hayat şartlarını kolaylaştırmak iddiası, yalnızca bir hayâl, bir istek olarak kalmıştır. Gerçek hayatta bu isteğin/hayâlin karşılığı yoktur.

Oysa Türkiye gibi ülkeler, Çin’in Doğu Türkistan işgali ve zulümleri nedeniyle Çin ile bütün ilişkilerini keserek veya en az seviyeye indirerek Çin üzerinde ekonomik bir baskı kurabilirler. Çin, üretim gücü itibarı ile ABD, Japonya ve AB’nin rakibi iken Türkiye gibi ülkelerin ticaretine muhtaçtır. İşte Çin’in bu muhtaçlığı, Doğu Türkistan’ın nefes alması ve özgürlüğü için bir araç olarak kullanılabilirdi. Ancak böyle olmadı. Doğu Türkistan diye bir ülke yokmuş gibi, Çin’in orada işgali ve zulümleri yokmuş gibi takınılan bir siyaset, Türkiye gibi ülkelerin elini kolunu bağlamış, dilsiz ve gözsüz bir vaziyete düşürmüştür.

Türkiye’nin hâlihazırdaki durumu, Avusturalya, Japonya ve Kanada’dan daha çok Doğu Türkistan sorunu ile ilgilenmeyi bir insanlık görevi hâline getirmektedir. Buna karşılık Türkiye, adı geçen ülkelerin gölgesinde, silik, etkisiz, eli kolu bağlı bir ülke durumundadır. Kötü günde kardeşliğini unutanların, iyi gündeki kardeşlik söylemleri boştur, yersizdir. Türkiye, Doğu Türkistan ile kardeşliğini bilmeli ve Çin siyasetine bu kardeşliğini kurban etmemelidir.

Kış Olimpiyatları, Çin propagandası için önemli bir araçtır. Bu Olimpiyat yarışı programının boykot edilmesi de aynı şekilde Çin propagandasını ve onun Doğu Türkistan’daki insanlık suçlarını örtme çabasını engelleyecek ve Uygur Türklerinin yaşadığı rehine hayatını dünya gündemine taşıyacaktır. Zulme engel olamayan Türkiye’nin hiç olmazsa o zulmü dünya gündemine taşıması, bir insanlık ve kardeşlik görevidir. Olimpiyat boykotu, Çin üzerinde barışçı bir baskı oluşturacaktır.

Çin’in uluslararası alanda karşılaştığı sorun, yalnızca Doğu Türkistan değildir. Onun gibi, Çin’in bir Tayvan, Tibet, hatta Hong Kong sorunu da vardır. Çin’in ilânihaye bu sorunların altından kalkabileceğini düşünmek akla aykırıdır. 1991’de hiç beklenmedik bir şekilde SSCB’nin çökmesi gibi, Çin de umulmadık bir zamanda bu sorunların altında ezilebilir. İşkenceye, katliama ve sömürüye dayalı bir zulüm düzeninin kıyamete kadar devam etmesi mümkün değildir!