
SENE 1995 filandı
sanırım. Çalıştığım fabrikada muhasebe işlerine bakan pırıl pırıl bir genç
vardı. İsmi “Seyit”...
“Kim
500 Milyar İster?” yarışmasına katılmıştı Seyit. Türk lirasından henüz altı
sıfır atılmamıştı ve sanırım galibiyete iki puan veriliyordu. Yarışmanın
başında kendisini tanıtırken çok da iddialı olmadığını ve hedefinin ilk tura
kadar gelip 5 milyar (bugünün 5 bin lirası) kazanmak olduğunu söylemişti Kenan
Işık’a.
İlk
turu jokerlerle tamamlamış ve 5 milyar almaya da hak kazanmıştı. 10 milyarlık
soruda Madagaskar adasının hangi kıtaya ait olduğu sorulmuş ve Seyit
bilememişti.
Ertesi
gün Fatih Altaylı köşesinde bizim Seyit’e giydirmişti.
“Yirmi
yaşında bir genç, liseyi yeni bitirmiş…” diye başlıyordu yazı ve Seyit’e verip
veriştiriyordu. Lise mezunu bir genç nasıl olur da Madagaskar adasının hangi
kıtaya ait olduğunu bilemezmiş.
Seyit’in
yerine Altaylı’ya okkalı bir cevap yazmış, haddini bilen, yarışmanın henüz
başında iddialı olmadığını söyleyen bir genç hakkında böyle bir yazı yazdığı
için teessüflerimi belirtmiştim.
Yazıyı
da “Yirmi yaşında bir genç, liseyi yeni bitirmiş…” imzası ile kapatmıştım.
Hatta
Altaylı ertesi günkü köşesinde bu mektuba cevap vermek durumunda kalmıştı.
Meğer
kendisi ironi yapmışmış, amacı o genci değil, eğitim sistemimizi eleştirmekmiş.
Her neyse.
O
gün iddia sahibi olmayan ve lise mezunu bir gencin kabahati Afrika’nın doğu
ucundaki Madagaskar’ı bilememek olmuştu.
Şimdi
Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını dinledikçe Fatih Altaylı’nın o yazısı ve Seyit geliyor
aklıma.
Kılıçdaroğlu’nun
cehaleti öylesine derin ki koca dünya coğrafyasını geçtim, Türkiye’yi bile
bilmiyor hazretleri.
Konya’yı,
Çorum’u ülke sanıyor.
Mersin
Güneydoğu’nun incisi Bay Kemal’e göre. Bakınız bakalım Güneydoğu’da Mersin’deki
gibi güzel bir sahil var mı?
Ve
Kemalciğime göre Türkiye’nin fındık üretiminin yüzde 45’ini Şanlıurfa
karşılıyor. Nutella Şanlıurfa’ya fabrika da açar yakında. Çikolata üretemezse
isot işine girer.
Zonguldak’a
gittiğinde elindeki kâğıttan kömür rezervinin ne kadar olduğunu okuyamıyor Bay
Kemal. Hazirun düzeltiyor. Uzun Mehmet’i tanımıyor, Zonguldak için “Uzun Hasan’ın”
memleketi diyor. Hazirun bir kez daha düzeltmek zorunda kalıyor.
Kemalciğimin
yüzünde herhangi bir utanma belirtisi görülmüyor bu arada.
Kendisine
Kapalı Maraş sual edildiğinde “Maraş? Hangi Maraş?” diye kem küm ediyor.
Gazeteciler üç dört kez Kıbrıs’taki Maraş’tan bahsettiklerini söylüyor, sufle
veriyor. Yine de ayıkmıyor.
“Trakya’nın
en güzel ilçelerinin illerinden ilçelerini barındıran ilçelerinin en güzel
ilçelerinden illerini” tekerlemesini hiç söylemeyim bile. Zaten istesem de
Kemalciğim gibi söyleyemiyorum.
İşte
en sonunda bunu da gördü bu gözler. Kemalciğim, cehaletinin üzerine Sakarya’da
tüy dikti. Kendileri, Sakarya Meydan Muharebesi’nin Sakarya’da olduğunu
sanıyor.
Bay
Kemal nereye gitse, nerede bir konuşma yapacak olsa cehaleti paçalarından
akıyor.
İstiklâl
Marşı’nı bile -metne bakarak dahi- okuyamıyor. “Korkma! Sönmez bu şafaklarda
yüzen alçak” dizesi ile hem İstiklâl Marşı’na yeni bir boyut getiriyor, hem de
bu vesileyle şafaklarda bazı alçakların yüzebildiğini öğrenmiş oluyoruz
sayesinde.
“Yurtta
sulh” dedikten sonra “cihanda sulh” kısmını söyleyemiyor. Önündeki kâğıtları
karıştırıyor bu sözü tamama erdirebilmek için.
Bu
listeyi daha da uzatmak ve bu mevzudan üç beş yazılık bir seri çıkarmak bile
mümkün. Vaziyet bu kadar vahim haddizatında.
Bunların
birer “gaf” olduğunu düşünenin aklına şaşar, hiç çekinmeden ağzına kürekle
vururum.
Üstelik
bunlar bırakınız üniversiteyi, liseyi, ilkokul seviyesi bilgiler. Kemalciğimde
durum gerçekten içler acısı, öyle böyle değil.
Kaldı
ki Kemalciğim bizim Seyit gibi iddiasız da değil. O cumhurbaşkanı olmak gibi
çok büyük iddialara sahip.
Gönül,
Fatih Altaylı’dan bu cehalet örnekleri ile ilgili de içerisinde ironiler
barındıran dokunaklı yazılar yazmasını beklerdi.
Gönül
bu işte. Münasebetsiz yerlere konması ile meşhurdur.
Demek
ki Altaylı’nın dişi “yirmi yaşında, liseyi yeni bitirmiş gençlere” geçiyor
sanırım.
Fatihciğim
Kemal abimizi ısıracak olursa porselen dişleri zarar görür Allah muhafaza. Bunu
da hiçbirimiz istemeyiz sanırım.
O
değil de, Türkiye konusunda bile bu kadar bilgisiz Kemalciğimin müritleri,
şimdi kalkmışlar Erdoğan’ın Şangay İş Birliği Konseyi’ndeki ülke liderleri ile
olan o meşhur fotoğrafını eleştiriyorlar kendilerince.
Birader,
sizin Bay Kemal o ülkelerin haritadaki yerlerini joker hakkı kullanmadan
bulamaz!
Navigasyon
olmadan “Kağıttepe’den” evine bile gidebileceğinden emin değilim. Komik
olmayınız lütfen. Şu aralar pek gülesim yok vallahi!
Kalınız sağlıcakla.