Kim biliyor, parmak kaldırsın!

“Eskiyi unut, yeni yolu tut, sen ol çocuğum!” diye nakarat tutulan yeni nesiller türetilmiş. “Ay! İnanmıyorum!” diyen yeni bir nesil… Bütün bunları hatırlamanın sırası mı? Daha fazlası var… Hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız!

TANIDIK tanımadık, çevremizdeki gençlere “yirmi üç yıl önce cereyan eden meşhur veya mel’un 28 Şubat sürecindeki olayları” sorsanız, hatırlayan kaç insan çıkar? 

Bunun bir denemesini yaptım…

İnanır mısınız, 28 Şubat hâdisesini yaşlılarımız bile hatırlamıyorlar!

Bırakın hatırlamayı, o süreçte  yaşanan vahim ve acı hâdiseleri anlatınca son derece rahat bir biçimde “inanılmaz” buluyorlar. 

Olayı biraz daha gerilere götürerek sorgulamakta yarar var…

Bu ülkede, çok fazla değil, otuz kırk yıl önce kitap okumanın ağır cezalık bir suç olduğunu bilen veya hatırlayan kaç kişi bulunmaktadır?

Zihinsel seyahatimizi biraz daha ileri götürmeye ne dersiniz?  

14 Mayıs 1950 öncesindeki şartları bilen veya hatırlayan kaç kişi bulursunuz çevrenizde? 

Alfabesi ve Hilâfeti elinden alınmış, camileri kapatılmış, tarihi ile arasına set çekilmiş ve en önemlisi de bir gecede hâfızası silinmiş bir millet…

“Eskiyi unut, yeni yolu tut, sen ol çocuğum!” diye nakarat tutulan yeni nesiller türetilmiş. 

“Ay! İnanmıyorum!” diyen yeni bir nesil…

Bütün bunları hatırlamanın sırası mı?

Daha fazlası var…

Hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız!

Ama daha önemlisi, on, yirmi, hattâ otuz yıl sonraki nesillerin bugünü nasıl hatırlayacaklarını sorgulamak gerekiyor.

Yıl 2040… Bir üniversitede hoca, öğrencilerine soruyor:

“Yirmi yıl önce cereyan eden en önemli iki veya üç olayı anlatınız…”

Kaç kişi 2020 yılının Ocak ayında Türkiye’de yaşayan olayları hatırlayabilecektir?

Hatırlayan olursa, parmak kaldırsın!

Göremedim, biri parmak mı kaldırıyor?