Kılıçdaroğlu, Özdağ bombasını biliyor muydu?

MHP lideri Devlet Bahçeli, erken seçim isteyen Kılıçdaroğlu’na şöyle cevap vermişti: “Seçime gidip ne yapacaksın, nereye ulaşacaksın, sana kimler ne söyledi? Sanırım bu soru cevabını biraz buldu. Acaba birileri Kılıçdaroğlu’na, ‘Çarşı karışacak, Özdağ İP’leri koparacak, elini çabuk tut mu?’ dedi.”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde durup dururken erken seçim çağrısı yapmıştı. Normal şartlarda bir muhalefet partisinin liderinin erken seçim çağrısına kimsenin bir itirazı olmaz. Muhalefet demek, iktidara talip olmak demektir. İktidara talip iseniz, bunun yolu seçimden geçer.

Dolayısıyla seçim ne kadar erken olursa, talip olduğunuz iktidara da o kadar erken ulaşırsınız. Bu, siyâsetin en doğal, en tabiî hâli...

Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim çağrısı herkesi şaşırmıştı. Çünkü Kılıçdaroğlu, erken seçim çağrısından 1 ay önce, seçimlerin zamanında yapılacağını söylemişti. Muharrem İnce’nin çıkışıyla CHP’de Abdullah Gül tartışmaları başlamıştı.

Her fırsatta Kılıçdaroğlu’na, “CHP’nin adayı Abdullah Gül mü?” şeklinde sorular yöneltiliyordu. Kılıçdaroğlu da, “Abdullah Gül adayımız değil” diyemiyor, bu tür sorulara, “Daha seçime çok var. 2023 yılında yapılacak seçimler için şimdiden isimler üzerinden tartışmak doğru değil” gibi kaçamak cevaplar veriyordu.

İşte bunun için Kılıçdaroğlu’nun erken seçim çağrısı herkeste şaşkınlığa neden oldu!

Herkes Kılıçdaroğlu’nun şaşkınlık yaratan bu çıkışının nedenini merak ederken, Türk siyâsetinde yeni bir çıkış yaşandı. İyi Parti’nin Meral Akşener ve Koray Aydın ile birlikte üçüncü ismi olan Ümit Özdağ, siyâsette kartların yeniden karılmasına neden olan çıkışını yaptı…

Özdağ, İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu ve FETÖ ile bağlantılarını ifşa etti. Özdağ daha da ileriye giderek, Buğra Kavuncu’nun, CIA’nın Türkiye operatörü Enver Altaylı’nın yeğeni olduğunu da hatırlattı. 

Özdağ aynı zamanda, Altaylı’nın İyi Partililere, “Parti kurmayın sokağa dökülün” dediği bilgisini de paylaştı.

Buraya kadar yazılanları İyi Parti’nin meselesi olarak değerlendirebiliriz. Ancak işin bir de Millet İttifakı’nı ve dolayısıyla Türk siyâsetinin tamamını ilgilendiren boyutu var!

Enver Altaylı bir Alman vatandaşı; yeğeni Buğra Kavuncu, Almanların tarihî şirketi BASF’ın Türkiye temsilcisi. Üstelik BASF, Alman istihbaratı BND ile zaman zaman anılıyor.

İyi Parti Manisa Teşkilâtı Kurucu İl Başkanı ve de Milletvekili olan, daha sonra istifa ederek AK Parti’ye geçen Milletvekili Tamer Akkal, İyi Parti’ye süreç içinde farklı grup ve odakların üyelerinin katıldığını belirterek, “Yurtdışı bağlantılı ünlü şirketler para aktarıyordu, bunlara şâhit oldum” dedi. Acaba bu şirketler arasında Alman BASF da var mıydı?

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin deyimiyle “karanlık bir projeden mütevellit olan İyi Parti” ile ilgili değerlendirme yapmıyoruz. Mesele parti içi kavgaysa, sadece tarafları ilgilendirir; ancak İyi Parti’deki bu kavganın CHP’de telâşa yol açtığını görüyoruz.

Şimdi dönelim yazımızın başına!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir buçuk ay önce, “Seçimler zamanında yapılacak, Cumhurbaşkanı adaylığı için isimler üzerinden tartışmak doğru değil” derken, birdenbire erken seçim çağrısı yapması, “Acaba olacaklardan haberdar mıydı?” sorusunu akla getiriyor.

Malûm, Kemal Bey’in de Almanlarla arası çok iyi. Ne zaman Almanya ziyareti olsa, Türkiye’de farklı şeyler oluyor. Hattâ 2010 yılında Genel Başkan olmadan önce de bir Almanya ziyareti var Kemal Bey’in…

MHP lideri Devlet Bahçeli, erken seçim isteyen Kılıçdaroğlu’na şöyle cevap vermişti: “Seçime gidip ne yapacaksın, nereye ulaşacaksın, sana kimler ne söyledi? Sanırım bu soru cevabını biraz buldu. Acaba birileri Kılıçdaroğlu’na, ‘Çarşı karışacak, Özdağ İP’leri koparacak, elini çabuk tut mu?’ dedi.”