Keşanlı Mustafa (Helvacıoğlu) Destanı

Mustafa Helvacıoğlu, bir başka destan daha yazıyor ve AK Parti’nin en zayıf olduğu Trakya’da nasıl seçim alınacağının ve nasıl halka hizmet edileceğinin destanını gösteriyor. “Niçin bu kadar çok çalışıyorsun Mustafa Başkan?” sorusuna da cevabı hazır onun…

SOKAKTA rastgele yüz kişiye, “Destan denildiğinde aklınıza gelen ilk isim kimdir?” diye sorsak ve beş de seçenek versek, ilk sırayı hangisi alır dersiniz? Söyleyeyim: Kahir ekseriyetle birinciliği Haldun Taner ve eseri Keşanlı Ali Destanı alır. Taner’in tiyatro oyunu muhteşemdir gerçekten de. Bir halk taşlamasıdır oyun. İroniktir. Oyunun kahramanı Keşanlı Ali, gerçek bir halk kahramanıdır. Eyvallah… Da… Bu bir oyundur nihayetinde. Bir kurgudur. Türk edebiyatının büyük tiyatro oyun yazarlarından Haldun Taner’in zihninde yarattığı bir hayâl kahramanıdır Keşanlı Ali.

Asıl sorulması gereken soru şu: Keşan’da gerçek bir halk kahramanı yok mudur? Gerçek bir destan yazan bir kahraman yok mudur?

Cevap veriyorum: Vardır! Hem de bal gibi vardır. Şahidim ben. Gittim, gördüm. İzledim. Sordum soruşturdum. Araştırdım. Emin oldum. İşte söylüyorum: “Keşanlı Mustafa Destanı” yazılıyor bir süredir Edirne’de, “Mustafa Helvacıoğlu” Destanı…

Edirne’nin Keşan ilçesinde… Hayâlî değil, gerçek bir destan. Diyeyim size…

Mustafa Helvacıoğlu kim mi? Üç yıldır Keşan Belediye Başkanı. AK Partili hem de… Trakya’da seksen beş bin nüfuslu bir ilçede (birçok ilden, Bilecik’ten, Bolu’dan, Kırşehir’den daha büyük meselâ) AK Partili bir aday olarak seçimi alması ayrı bir destan, üç yıldır yaptıkları ayrı bir destan. Helvacıoğlu’nun siyaset öncesi hayatı başka bir destan. Diğer bir ifadeyle, Mustafa Helvacıoğlu Destanı üç bölümden oluşuyor: Meslek hayatı, seçim süreci, belediye başkanı olarak yaptıkları…

Helâl olsun vallahi! Gerçekten helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu! Sen destan yazıyorsun Keşan’da günbegün, biz de seni.

***

Bazılarınızın aklından “Abartma Fahri Tuna!” sözünün geçtiğini duyar gibiyim. Haklısınız, ben de bizzat tanımasam böyle bir söz dolaşabilirdi zihin odalarımın koridorunda. Ama kazın ayağı öyle değil, perdeli.

Belediye Başkanlığının Bininci Günü’nde beş başkan yardımcısı ve on yedi müdürüyle canlı televizyon programı düzenleyen Mustafa Helvacıoğlu’nun şu sözü, her şeyi özetliyordu benim için: “Bin günlük başkanlığımda, üç yılda dört bütçe harcadım; tek kuruş haram yemedim, kimseye de tek kuruş haram yedirtmedim! Yandaşım yok benim.”

En büyük beraat vesikası da budur belediyecilikte benim için.

992 belediyesi var Türkiye’nin. Yani ülkemizde 991 Mustafa Helvacıoğlu daha var. Malûm, partiler üzerinden seçiliyor başkanlar. Ve maalesef tertemiz başlayan başkanlar temiz kalsalar bile, belediyelere partililer, partili müteahhitler, partili yandaşlar üşüşüyor. Ve daha da kötüsü, partililer de, başkanlar da bir süre sonra belediye imkânlarını partililerinin doğal hakkı gibi görmeye başlıyorlar. Sonra da gelsin üşüşmeler, üleşmeler, üleşimler!

Gittim, gördüm, inceledim. Tıpkı kendi beyanında olduğu gibi, üleşimin zerresi yok Keşan’da. Helâl olsun vallahi! Gerçekten helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu! Sen destan yazıyorsun Keşan’da günbegün, biz de seni.

***

Üç dönemi var bu destanın. Bir; öğrenciliği, meslek hayatı, oda başkanlığı… İki; AK Parti’nin neredeyse hiç olmadığı Trakya’da, CHP’nin altı dönemdir seçimi “şapka koyarak” kazandığı seksen üç bin nüfuslu Keşan’da oyları ikiye katlayarak seçim kazanmak… Üç; on yedi müdürü de CHP’den kalma bir belediyede tasarruf, hizmet, üretim, bütçe, adalet, iletişim ve mutluluk destanı yazmak… Üç dönem de birbirinden başarılı, birbirinden örnek, birbirinden destansı. Anlatayım efendim, siz de şahitlik ediniz.

***

Zonguldak’ta üniversite öğrencisidir genç Mustafa Helvacıoğlu. Hacettepe Üniversitesine bağlı bir fakültede işletme okumaktadır. Beş iş birden yapar öğrenciliğinde Helvacıoğlu. Süpürge ticareti başta, pazarda bir şeyler alır satar, bir; eczanelere ilaç pazarlar, iki; büyük bir ev kiralar ve her bir odasına bir üniversite arkadaşını yerleştirir, kendisi sadece bulaşıkları yıkama ve organizasyon karşılığında kira ödemez, üç; ayda iki defa Pazar ve Zonguldak’tan Abant’a turistik turlar düzenler, para kazanır, dört… Beşincisi mi? “Öğrenci” dedik ya...

Döner Keşan’a. Sekiz metrekarelik alanda ilk işyerini açar. Sağlık sektörüdür alanı. Zira eczacı çıraklığından başlamıştır daha ortaokul yıllarında hayata. Can Medikal’i kurar kardeşi Faik Bey ile. Otuz beş sene içince bin sekiz yüz sekiz metrekarelik alana, onlarca çalışana ulaşır firması.

Üç dönem (on iki yıl) süresince Keşan Ticaret Sanayi Odası başkanlığı görevi sırasında, üyelerini “kırk ülke, kırk şehre” götürerek gerçekleştirdiği vizyon/ufuk devriminden söz etmedim daha. İş adamlarını bir araya getirerek kurduğu dev iş merkezinden, iş adamlarını ortak ederek Keşan’a getirdiği ulusal bir özel öğretim kurumundan, kurduğu marketle bir yandan ucuz ve kaliteli gıda satarken öte yandan tiyatro ve filmlere bedava biletler dağıttığından, Keşan’a tiyatrolar getirdiğinden de söz etmedim. Başta Keşan Satır Eti olmak üzere şehre kattığı coğrafî işaretlerden de…

Helâl olsun vallahi! Gerçekten helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu. Sen destan yazıyorsun Keşan’da günbegün, biz de seni.


Gelelim seçime… Bir ilçe düşünün; kırk beş bin civarı seçmeni var, belediye başkanlığı seçimleri formalite âdeta. CHP, Keşan’da kimi koysa kazanıyor. Tam altı dönem böyle geçmiş. AK Parti’nin şansı, “Yok” denecek kadar az. Seçimi CHP her zaman yüzde 51-55 oy alarak kazanmış. Kazanmayı kafasına koyan ve girdiği hiçbir seçimi kaybetmeyen Mustafa Helvacıoğlu, on sekiz ay önceden başlıyor çalışmalarına. Her dükkânı, daha aday olmadan ikişer kez geziyor. Bilinirliğini arttırıyor.    

AK Parti-MHP ittifakı, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nu aday gösteriyor. Bir tarafta CHP’nin banko kazanacak adayı mimar Şenol Bey, diğer tarafta kimsenin ihtimâl vermediği tüccar Mustafa Bey… Mustafa Bey, çalışkanlığı ve ileri düzeydeki iletişimiyle tanınmış bir sima. En az yüz adet kadın gününe giriyor. Her günde birer saat kendini ve yapacaklarını anlatıyor. Hemen hemen hepsi CHP seçmeni olan kadınlar bunlar. O da biliyor bunu. Ama o, “Gelin, Keşan’ı birlikte yönetelim” diyor. Ortalama onar kişiden en az bin Keşanlı kadına yüz yüze ulaşıyor böylece.

Sonra gençler… On beş kişilik genç bir ekip kuruyor. Yaşları yirmi yahut yirmi iki hepsinin. Başına da avukat oğlu Atacan’ı koyuyor. Sosyal medyayı, Twitter’i, Whatsapp’ı, Facebook’u, Instagram’ı müthiş etkili kullanıyor gençler. Seçimi çantada keklik gören CHP’nin hiçbir şeyden haberi yok. Tek sloganları var: “Seçim akşamı Keşan Meydanı’nda Mustafa’nın helvasını yiyeceğiz.” O kadar eminler ki kazanacaklarından…

Ve seçim gecesi saat 00:00’da CHP zafer şölenini başlatıyor meydanda helva pişirip sevinç çığlıkları ve kutlamaları yaparak. Ama her şey bitmiş değil. Erken bir sevinç bu. Gece 01:30’da seçimi 23 oy farkla Mustafa Helvacıoğlu’nun kazandığı ortaya çıkıyor: 18 bin 429 oy AK Parti, 18 bin 406 CHP… Ve böylece Keşan’da kadınlarla gençlerin fendi CHP hanedanını deviriyor. Çalışan, aklını kullanan, doğru iletişim kuran, güven veren kazanıyor. 

Helâl olsun Keşan’a! Helâl olsun kadınlara ve gençlere! Gerçekten helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu’na! Sen seçim destanı yazmışsın Keşan’da, biz de seni.

***

Sonra Keşan’da belediyecilik destanı yazılmaya başlanıyor. Nasıl mı? Anlatalım…

“Tasarruf, tasarruf, tasarruf” diyor Helvacıoğlu. Bütçeden her sene yüzde 20 tasarruf sağlanıyor. “Üretim, üretim, üretim” diyor Helvacıoğlu. Verimlilik iki buçuk kat artıyor. “Hizmet, hizmet, hizmet” diyor Helvacıoğlu. Bütçeden hizmete ayrılan kısım yüzde yüz elli artıyor. “Çalışmak, çalışmak, çalışmak” diyor Helvacıoğlu. Eleman sayısını azaltarak bütçedeki personel payını yüzde 47’den 37’e gerilettiği hâlde verimliliği yüzde iki yüz elli arttırmış üstelik. “Şeffaflık, şeffaflık, şeffaflık” diyor Helvacıoğlu. Satın alınacak her ürün için ilâna çıkıp açık ihale ile en düşük teklifi verenden alıyormuş her ihtiyacı. “Adalet, adalet, adalet” diyor Helvacıoğlu. Açık ihalelerle eskisi gibi hiçbir yandaş iş/ihale alamıyor. “Hafıza, hafıza, hafıza” diyor Helvacıoğlu. Çoğu bilinmeyen, bilinenlerinin de kirası yıllardır alınmayan 700 belediye dükkânı, kaydı tutulmamış yüzlerce dönüm belediye tarlası tespit ettirmiş ve gelire dönüştürmüş. Yıllardır girilmemiş toz toprak sokaklara girip 60 kilometre yol asfalt yapıyor Helvacıoğlu. Altı bini kedi, dört bini köpek, on bin cana hayat hakkı verilmiş meselâ. Öğrencilere, gençlere ve kadınlara yönelik onlarca, yüzlerce etkinlik düzenlenmiş bin günde.   

Helâl olsun vallahi! Gerçekten helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu. Sen destan yazıyorsun Keşan’da günbegün, biz de seni.

***

Ve asıl destanı şimdi görün siz: Bütün bu başarıyı dışarıdan insan getirmeden yapmış. Düşünün; on yedi müdürünün on yedisi de kendinden önceki CHP’li başkanların işe aldığı insanlar. Seçildiğinin ertesi günü toplamış hepsini, “Biliyorum, sizi işe alan CHP’ye oy verdiniz. Doğru da yaptınız. Vefa önemlidir. Sizi işe alana vefa göstermeye devam edin. Gelecek seçimde aday olursa oy da verin. Ama beş sene çarpı üç yüz altmış beş gün Keşan için çalışacağız. Sadece Keşan halkı için! Bana değil, AK Parti’ye, MHP’ye, CHP’ye değil. Sadece halkımız için. Haydi bismillah!” demiş.

Mâkâm çaycısını değiştirmemiş Helvacıoğlu. On beş yıllık belediye çaycısıymış yine. Mâkâm şoförünü de değiştirmemiş. Kendinden önceki üç dönemde belediye başkanlığı yapan Dr. Mehmet Özcan’ın mâkâm şoförünü devam ettiriyor Helvacıoğlu. Çaycı ve mâkâm şoförünü değiştirmemesi hakkında, “Benim gizlim saklım, ikinci bir ajandam yok ki… Şeffaf adamım. Herkes her şeyi bilsin, duysun, dinlesin” diyor. 

Bir güzellik daha ondan 565 çalışanına: Çalışanların maaşını aldığı banka şubesinin müdürüne gitmiş. Demiş ki, “Size on iki ay boyunca çalışan maaşlarını üç gün önceden yatırsam, buna karşılık benim çalışanlarıma yılda bir ikramiye verir misiniz?”. “Veririz” demiş müdür. Anlaşmışlar. Böylece belediye kasasından bir kuruş çıkmadan, her çalışanına her yıl bir maaş ikramiye kazandırmış.

Sloganı belli: “Yirmi dört saat açık, yirmi dört saat hizmet eden belediye…” Başarmış bunu.

Mustafa Helvacıoğlu, bir başka destan daha yazıyor ve AK Parti’nin en zayıf olduğu Trakya’da nasıl seçim alınacağının ve nasıl halka hizmet edileceğinin destanını gösteriyor. “Niçin bu kadar çok çalışıyorsun Mustafa Başkan?” sorusuna da cevabı hazır onun: “Doğru, üç dönemlik çalışıyorum. Bir önceki dönem boş geçmiş, CHP’li başkan için çalışıyorum, bir. Şu anki kendi dönemim için çalışıyorum, iki. Gelecek dönem ne olur ne olmaz diye çalışıyorum, üç!” Ayrıca, “Zaten küçükken lakabım ‘Kuduz Mustafa’ydı. ‘Kuduz gibi gece gündüz çalışıyorsun’ diye takmışlardı bu lakabı bana arkadaşlarım. Lakabı da hak etmek lâzım, değil mi?” diye mizah yapıyor.

***

Helâl olsun vallahi! Gerçekten helâl olsun sana Mustafa Helvacıoğlu! Sen destan yazıyorsun Keşan’da günbegün, biz de seni.

Son sözüm: Türkiye’deki 992 belediye arasında “belediyecilik destanı” Keşan’da yazılıyor. Merak edenler bu destana kulak kesilsin. İncelesin. Gidip görsün. İnanın, çok mutlu olacaksınız. Geleceğe dair umutlarınız artacak. “Helâl olsun Mustafa Helvacıoğlu!” diyeceksiniz. Ben dedim. Helâlinden hem de…