Kazakistan’da varlık muhasebesi

İçinde bulunduğu süreçte Kazakistan’dan bir Suriye çıkmaz. Ancak ülkenin Suriye yahut Irak’a dönüştürülmemesi için Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin askeriyle Kazakistan’da var olması önemli bir gelişme olur. Rusya’nın sivil cunta üzerinden kendisini zorla davet ettirdiğini düşünürsek, TDT üyesi ülkelerin hukukî yollardan giderek böyle bir girişimi ele almalarını beklemeliyiz.

ABD Las Vegas’taki otomobil fuarında dünyaya yeniden “Merhaba” diyerek görücüye çıkan “TOGG” marka yerli ve millî akıllı aracımız, bu memleketin sevdalılarına yine gurur hissettirdi.

Yapılan fuar tanıtımında, Türkiye’de dört gözle beklenen SUV tipi araç yerine gözlerden biraz daha uzak tutulan sedan tipi araç öne çıkarıldı.

Araç bütün özellikleri ve tasarımıyla kendisine hayran bıraktı.

Bu özel tanıtıma şahit olduğumuz sıralarda, Kazakistan’da birkaç gündür yaşanan yüksek doğalgaz zamlarına itiraz ile başlayan fakat zamlar geri çekilmesine rağmen dinmeyen sokak eylemlerinin kanlı bir aşamaya geçtiğini öğrendik.

Geçtiğimiz yıl ufak ufak dillendirmeye başlamış olsa da bu yıl sesini de yükselterek Rusya’nın Kazakistan’dan toprak istediğini biliyor ve takip ediyorduk. Kaldı ki geçtiğimiz Cuma Tataristan’ın özerkliğini kaldırarak doğrudan kendisine bağlayan Rusya Federasyonu yönetimi, Suriye, Libya, Ukrayna, Azerbaycan ve Afganistan üzerinden de Kafkaslar ile ilgili hesabı olan tüm ülkelere mesaj gönderiyordu.

“Türk Devletleri Teşkilatı” ismini alarak organizasyon anlamında kemâle eren Türk Keneşi’nden en çok rahatsız olanın da Rusya olduğunun farkındayız. Her ne kadar Binali Yıldırım’ın “Rusya doğal üyemizdir” söylemi ile acemi tavra sahip bir parmak bal hareketi geliştirildiyse de Rusya’nın Ormancı hesabı gelir gelmez masayı yıkacağına dair tehdit mesajları da alınmıyor değildi.

Bunlarla birlikte değerlendirildiğinde, Kazakistan’daki gösteriler, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in Rus ordusunu ülkesine müdahale etmesi için çağırmasıyla bambaşka bir boyuta evrildi.

Karabağ’da arkasına bakmadan açan Ermenistan’ın da 70 asker ile Rus timlerine entegre olduğu plânda Rusya, Kazakistan’a sonrasında çok sert şartlar dayatmak üzere girmiş oldu. Peki, Kazakistan’daki gelişmeler sadece Rusya ile mi okunmalı?

Rusya ile ABD’nin Suriye ve Libya konusunda karşı taraf Türkiye olunca nasıl anlaştığını Afganistan’da da gördük. Türkiye ile Katar’ın Kabil Havalimanı’nın işletmesi hakkındaki ortaklığı ve Afganistan yönetiminin bu ortaklığa çok sıcak baktığını geçtiğimiz hafta deklare etmesi, söz konusu gelişmelerden bağımsız değerlendirilemez. Rusya, Türkiye’nin etki gücünü Kazakistan gibi öncü ve Asya’nın en büyük yüzölçümüne sahip ülkelerden birinde derinlemesine hissetti.

Şu detay çok önemli: Almatı’daki olaylarda göstericiler, Kazakistan millî lideri Nursultan Nazarbayev’in heykellerini yıktı.

SSCB’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilân eden tüm devletleri kendi etki ajanlarıyla kontrolü altına alan Rusya’nın Nazarbayev’i de eline aldığını maalesef biliyoruz. Fakat aynı Nazarbayev’in Türk Keneşi ve sonunda TDT için nasıl çaba sarf ettiğine de şahidiz. Yani Rusya, Nazarbayev’i ihanetle suçladığı gibi çevresine yerleştirdiği etki elemanlarıyla baskılıyor olabilir. Bu bir kapı…

Ancak bir kapı da şuradan açılıyor: FETÖ üzerinden Türk devletlerine sızan ABD, Kazakistan’daki gelişmeler hakkında şu an sessiz. FETÖ’nün firari teröristleri ise olayları şenliklerle kutluyorlar âdeta. Durum buradan bakınca sadece Rusya ile açıklanamıyor. Asya’daki Türk devletleri kendi hâkimiyetinde görmek isteyen ABD’nin bu kurgudan uzak durduğunu ve TDT’den, Rusya ile aynı oranda rahatsız olduğunu söylemek zorundayız.

Türkiye ve Özbekistan’ın Kazakistan ile askerî işbirliği mutabakatları mevcut. Bir tehlike durumunda bu üç ülke birbirine askerî zeminde destek vereceğini taahhüt ediyor.

İçinde bulunduğu süreçte Kazakistan’dan bir Suriye çıkmaz. Ancak ülkenin Suriye yahut Irak’a dönüştürülmemesi için Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin askeriyle Kazakistan’da var olması önemli bir gelişme olur. Rusya’nın sivil cunta üzerinden kendisini zorla davet ettirdiğini düşünürsek, TDT üyesi ülkelerin hukukî yollardan giderek böyle bir girişimi ele almalarını beklemeliyiz.  

Doğrudan TDT’nin böyle bir işe girişmesi, hüviyetini kadük bırakacak gelişmelere neden olabilir. Bu riskten kaçınmak üzere Türk devletlerinin, doğrudan, bir Türk devletinin varlığı için askerî girişimde bulunması, Kafkaslardan Çin Seddi’ne yepyeni bir manevra kurgusu oluşturabilir.