Katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız

Yapılması gereken ilk atılım, acilen patates, soğan veya domates gibi temel gıdaların süründürülebilir ihtiyaç kısmı karşılandıktan sonra temel bilimler ve mühendislik alanlarına yönelik iyileştirme ve teknoloji ürünlerinin ihracatına yönelik teşvik, doktora çalışmaları ve tezlerin desteklenmesidir. Bu yönde güçlü bir irade ortaya konulmalıdır.

EKONOMİK sıkıntılardan geçildiği herkesin malûmudur. Dünyada da benzer durumlar yaşanıyor. Çok uzun yıllar enflasyon nedir bilmeyen ülkeler yüzde onlardaki enflasyon oranları ile mücadele ediyor. Hâl böyle iken birileri toprak ağası oluyor ve zenginliklerine zenginlik katıyor.

Pandemi sürecindeki ekonomik verilere bakıldığında, en düşük düzeydeki petrol fiyatının şimdikilerin dörtte bir oranında olduğu görülür. İnsan hareketliliği başlayınca fiyatların artması dikkat çekicidir. “Harekette bereket vardır” ilkesi ile fiyatlardaki artış tezat gibi görünse de toplumun büyük çoğunluğunun çılgınca tüketim sürecine girmesi düşündürücüdür.

Fiyat artışlarına inat, tüketim çılgınlığı alıp başını gitti. Pandemi sürecindeki konut fiyatları yüzde dört yüz artmış olmasına rağmen satılık konut kalmadı. Neredeyse kiralık ev bile zor bulunur oldu. Petrol arttı ama yol kenarlarında bir tane bile otomobil azalması yaşanmadı. Caddeler otomobil kirliliği ile dolu.

Hele pazarlar, şaka gibi! Üç beş liraya alınan salatalık, domates ve biber gibi mevsimlik ürünler pandemi öncesi ve pandemi sürecinde beğenilmezken şimdilerde yirmi beş otuz lira üzerinden alıcı buluyor.

Sayılarını arttırabileceğimiz bu tür ürünler sınırsızdır. Normal şartlar altında ters olan bu durumların şimdilerde açık olması derin yaraları da beraberinde taşıyacaktır. Zira pahalılığın ve hızla ekonomik darbe girişimlerinin yaşandığı bu aşamada tüketim çılgınlığının çok tehlikeli nedenleri vardır. Yastık altındaki para, döviz ve altınlar artan fiyatla birlikte piyasaya sürülerek ekonomik kazanç elde edilmeye çalışıldı.

Üretim artmasına rağmen düşmeyen fiyatlar ve her ay sürekli gelen zamlar tüketimi bir türlü durduramadı. Bunların hiçbiri normal değerlendirilecek olaylar değildir. En büyük tehlike de bu durumdan beslenen fırsatçılar oldu. Yıllarca ekonomiye kazandırılmamış paralar fiyatlar tavan yaptığında piyasaya girdi ve para da suyunu çekti. Büyük tehlikelerden biri de budur.

Büyük kesim de paradan para kazanma yoluna gitti. Sebep ne olursa olsun, yapılan en büyük hata, katma değeri yüksek ürün üretimine yönelik adımların atılamamasıdır. Hayvancılık, tarım ve seracılık gibi gıdalara teşvikler elbette ciddî değerlerdir. Ancak bir türlü katma değeri yüksek ürünlere yönelik teşviklerin harekete geçirilememesi ekonominin en büyük handikabıdır.

Dünyanın hiçbir ülkesi tek kalem üzerinde kalkınmasını gerçekleştirmemiştir. Büyük ekonomilerin ve büyük şirketlerin belkemiğini uzay teknolojisi, savunma sanayii ve çağın ihtiyacı olan teknolojik ürünler başarmıştır.

Uzay teknolojisi, getirisi en düşük ama masrafı en yüksek olan yatırımlardan biridir. Elbette bu düşünce güne dönük olarak doğrudur. Ancak ileri dönük olarak yanlıştır. Zira uzay teknolojileri bütün teknolojileri tetikleyen en önemli yatırım yeridir. Çünkü uzay teknolojisinde başarılı olmak için farklı boyut, farklı sıcaklık ve farklı fiziksel olaylara karşı sürdürülebilir teknolojik ilerlemeler çoklu bir teknolojik başarıyı da yanında getirecektir.

ABD’nin uzay teknolojisindeki kazancı neredeyse hiç hükmündedir. Ancak buradan elde ettiği bilgi ve teknoloji ile omurga hâline kaldırıp yürüttüğü savunma sanayii bütçesi Türkiye’nin bütün bütçesine eşdeğerdir. ABD’nin savunma sanayiindeki bütçesinin Türkiye’nin bütçesine eşdeğer olması, ABD’nin en büyük gücüdür.

Bunun yanında, dünyanın en büyük şirketleri, teknoloji üreten şirketlerdir. Domates, biber, patlıcan, patates satan hal ve diğer şirketler ilk sıralarda yer almaz. Tek başına inşaat, hiçbir kalkınma hamlesini tetiklemez. Yapılması gerekenler; gıda, inşaat ve gelişme sürecini tamamlamış teknolojilere alternatif olarak gelişim sürecine giren teknoloji ve şirketlerin desteklenmesidir.

Dördüncü sanayi devrimi teknolojileri, bu tür desteklenmesi gereken yatırımlardır. Bu tür yatırımlar uzun soluklu olduğu için hazır zamana göre şüpheli görülmektedir. Dördüncü sanayi devrimi teknolojileri Batı ve ABD gibi ülkelerde en büyük yatırımı çekmektedir. Uzay ve dördüncü sanayi devrimi modern teknolojiler; fizik, kimya, biyoloji, genetik ve biyoteknoloji gibi temel bilimler ile desteklenir. Makine, elektronik, mekatronik ve yazılım alanlarıyla teknoloji, ürün hâline dönüşür.

Almanya, Türkiye’de üniversite sınavlarında fizik, kimya, biyoloji, genetik, biyoteknoloji, makine, elektronik, mekatronik ve yazılım alanlarına yerleşen gençleri, günlük hayatta kendi işlerini görecek kadar yabancı dil bilenleri kabul etmektedir. Ancak bu alanlarda Türkiye’de üniversite kontenjanları boş kalmaktadır.

Almanya’nın bu talep ve bakışına karşın Türkiye’nin temel bilim ve mühendislik alanlarındaki boş kalan kontenjanlarının bir şeyleri anlatması gerekir. Ancak şimdiye kadar ciddî bir sıçrayış görülmemiştir.

Yapılması gereken ilk atılım, acilen patates, soğan veya domates gibi temel gıdaların süründürülebilir ihtiyaç kısmı karşılandıktan sonra temel bilimler ve mühendislik alanlarına yönelik iyileştirme ve teknoloji ürünlerinin ihracatına yönelik teşvik, doktora çalışmaları ve tezlerin desteklenmesidir. Bu yönde güçlü bir irade ortaya konulmalıdır.