Katırcının oğlu

Aziz Sancar, bu topraklara düşen, yeşeren ve bereket sunan ata tohumudur. Düştüğü topraklarda ise başakları dolduran rüşeymler gibi çoğalacak, ilim ve irfanla neşet eden sayısız bilim insanının yetişmesine vesile olacaktır.

FARKLI medeniyetlerin, farklı dil, din ve ırka mensup insanların ayak izlerine rastladığımınız coğrafyalar için sıklıkla “mozaik” kelimesini kullanırız. Ülkemiz bu anlamda zengin bir potansiyel sunar bize.

Yedi bölgenin kendine has tarihsel bir dokusu ve kültürel bağı var; Aspendos antik kentinden Patara antik kentine, Efes’ten Smyrna Agorasına, Troya’dan Assos’a, Ahlat’tan Hattuşaş’a, Göbeklitepe’den Aslantepe’ye…

Anadolu’nun dört bir yanı, bahsini ettiğimiz farklı din ve mezheplere mensup Müslüman, Hıristiyan ve  Musevî vatandaşların huzur içinde hayatlarını sürdürdüğüne şahitlik eder.

Yüzyıllardır Türk, Kürt, Arap, Süryani ve Ezidilerin bir arada ve kardeşçe yaşadığı Mardin de tıpkı Diyarbakır, Şanlıurfa, İzmir, Denizli, Antalya, Trabzon, İstanbul, Hatay, Konya, Bilecik ve Bursa gibi medeniyet kodlarında yer alan kadim şehirlerden biridir.

Ve Mardin, asırlara meydan okuyan, zamana ve felâketlere direnen, taş medreseleri ve camileriyle tarihe ışık tutan yapılarının yanı sıra muazzam bir kültür hazinesine ev sahipliği yaptığından olsa gerek, var olduğu günden beridir milletimizin iftihar kaynağı olmuştur.

Mardin ve saymakla bitiremeyeceğimiz çoğunlukta yer alan kentlerimiz, ezelî ve ebedî kardeşliğimizin armadası hükmündedir. Bizi hem beşerî açıdan, hem de kültürel ve tarihsel dokusuyla karşılayan, aynı zarafetle uğurlayan topraklar için “aziz şehir” ifadesini kullanmamız yerinde olacaktır.

“Aziz” demişken, Nobel Ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, dağarcığımızdan süzülerek gözümüzün önüne geliyor. Hem nasıl gelmesin ki?

İşte o bilim adamının adı, doğup büyüdüğü kentin havalimanına verildi. Mardin Havalimanı’na adının verilmesinden dolayı duyduğu haklı gururu şu sözlerle ifade etti: “Türkiye’ye lâyık olmak için elimden geleni yapacak ve mukaddes yurdumuza yeni bilim insanları yetiştirmeye çalışacağım.”

Bu, aynı zamanda verilmiş bir sözdü ve Aziz Hoca bu sözünü er ya da geç tutacaktır.

Gelelim bu haftaki yazımızı tetikleyen detaya: “Cumhuriyetimizin ilk yıllarında babam ailemizi desteklemek için bir süre katırcılık yapmıştı. Babamın katır kervanıyla günler, hatta haftalarca süren yolculukla varabildiği yerlere şimdi uçakla 1-2 saatte varılabiliyor. Bu durum Türkiye’nin hem batısı, hem de doğusu için geçerlidir. Ve bunların tamamı Cumhuriyet devrimleri sayesinde olmuştur. Bu vesileyle Cumhuriyeti kuran Atatürk ve dâvâ arkadaşlarına ve onların başlattıkları ileri görüşleri, bilim ve teknolojide ülkemizin yükselmesini devam ettiren tüm Cumhuriyet kuşaklarına hepimizin büyük bir vefa borcu var. Aynı şekilde ülkemize hizmet edenlere kadirşinaslıkla muamele eden Türk milletine ve Mardinli hemşehrilerime minnettarım.”
Aziz Sancar, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Beni Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bilim neferi olarak algılayan ve ülkemize bilimsel katkılarımı ve Türkiye sevgimi takdir eden ve her fırsatta bunu vurgulayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve de ‘Mardin Aziz Sancar Havalimanı’ isminin verilmesinde öncülük yapan Mardin Valisi Sayın Mahmut Demirtaş’a şükranlarımı arz eder, beni bu onura lâyık gördükleri için ve tüm Sancar Ailesi adına teşekkür ederim.”

Evet, işte o katırcının oğlu, daracık sokakları ile tarihe tanıklık etmeye devam eden Mardin’in vakur ve mütevazı çocuğu, bu sıralar haklı bir gurur yaşıyor. Ve ihtimâl şu ki, katırcı babasına böylece kervanların binbir zorlukla kat ettiği yolları kısaltan bir çift kanat takdim ediyor.

Aziz Sancar, bu topraklara düşen, yeşeren ve bereket sunan ata tohumudur. Düştüğü topraklarda ise başakları dolduran rüşeymler gibi çoğalacak, ilim ve irfanla neşet eden sayısız bilim insanının yetişmesine vesile olacaktır.

Yeni adına kavuşan Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı tabelasındaki değişikliği, son yıllarda alınan en önemli ve anlamlı karar olarak görüyor ve akledenlere, emeği geçenlere milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Bir teşekkür de yerdeki katırları, havadaki kuşları ürkütmeden yoluna devam eden, ilim ışığı Aziz Sancar hocamıza gelsin...