
BAŞ döndürücü hızla değişen gündemin bugünkü noktasında biraz durup nefeslenelim ve birkaç gün öncesine yoğunlaşalım.
Başkomutan “Bir gece ansızın” sözünü tekrar etti. Anladık ki “o gece” çok uzakta değil. Öyleymiş hakikaten. Tahminde bulunanlar yanılmadı.
Hemen ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler gayet açık ve net konuştu.
Önce uyardılar. “Savulun, geliyoruz. Kimse karşımıza çıkmasın. Teröristlerden uzak durun. Canını seven kaçsın, saklansın” mealinde açıklamalar yapıldı.
Çok kıymetli müttefiklerimizeydi bu mesaj.
Mesajın yerine ulaştığı belli olduktan sonra, topyekûn harekete geçildi.
Asker vurdu, vuruyor... MİT vurdu, vuruyor... F16’ların, SİHA’ların atışları tam isabet.
Fırat’ın hem doğusunda, hem batısında çok kapsamlı bir harekât başladı.
*
Fırat’ın doğusunu ve batısını andıysak, işte tam burada bir mecburiyet doğar.
Sormak zorundayız şimdi...
Kimler mal mal bakıyor?
Kimler oturup dövünmeye başladı?
Kimler bir köşeye çekilip ranzanın köşesine yaslanarak gizli gizli ağlıyor?
Kimler geri adım atmak zorunda kaldı?
Kimler gıkını bile çıkaramadığı için kendini perişan hissediyor?
Kimlerin güvendiği dağlara kar yağdı?
*
ABD bir SİHA’mızı düşürdü. Anlaşıldığına göre bir denemeydi bu hareket. “Bir bakalım ne olacak? Cayacaklar mı, yoksa devam mı edecekler?” düşüncesine dayanan bir deneme...
Sonra da pek üzgün, çok üzgün, aşırı üzgün olduklarını defalarca dile getirdiler. Konuşan ABD’li generaldi.
Yalan ifadelerine (“500 metre yaklaşmıştı” gibi) gülüp geçtik.
En çok da SİHA denilince akla ilk gelen isim, Selçuk Bayraktar gülmüş olmalı.
Bu 500 metre yaklaşma iddiası pek çocukça oldu. Koskoca ABD’ye hiç yakışmadı. (Bizim vatandaşlarımız, 15 Temmuz gecesi, o kadar yaklaşan savaş uçaklarına levye salladı, terlik fırlattıydı. Amerikalı conconlar onu da yapamamış, doğrudan savaş uçağıyla saldırmışlar.)
Selçuk Bayraktar’ın mesajı ABD’ye verilmiş en güzel cevaptı: “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.”
ABD, parmağını iki dudağı arasında şlop yaptıktan sonra uzatıp tek tek saysın. Kaç PKK’lı, kaç YPG’li mortu çekti? Hani şu terörist olmadığını iddia ettiklerini de...
*
ABD’nin üç harflilerle oynaması da son buldu bu harekât sırasında.
YPG-PKK ayrımı bir anda berhava oldu.
Acaba SİHA atışıyla mı havaya uçtu o ayrım, F16 atışıyla mı?
Yoksa top atışlarıyla mı?
Diğer ihtimâl, mızrağın çuvala sığmayışı olsa gerek. Ki en kuvvetlisi bu görünüyor.
*
Öncekiler Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi isimlerle anılırdı. Ardından Pençe Harekâtları geldi. Kilidi bile vardı çözülmeye azmedilmiş.
Şu saat itibariyle henüz bu harekâtın bir ismi yok.
Ya da biz duymadık.
Fark etmez. İsmini sonradan vermek de mümkündür bizim bin yıl öncesine dayanan geleneğimizde.
*
İsrail ile Filistin savaşı, bizim sınır ötesi harekâtı geride bıraktı ama görev devam ediyor. Kahramanlarımız ara vermiş değil.
Yapılan açıklamaya göre petrol tesisleri vuruldu. Maksat, terör örgütünün para akışını kesmek.
Para kaynağı yok edilirse sıkıntıya girerler. ABD onların zorda kalmasına dayanamazsa, canı ciğeri teröristlere uçaktan çuvalla para atsın.
Aynı zamanda sığınak ve barınaklar da havaya uçuruldu ki yönetici pozisyonunda olan teröristlerin de olduğu açıklandı.
Yazık.
ABD’li dostları kıyamaz onlara.
Biz de müttefikimizin üzülmesine katlanamayız. O yüzden bir tavsiyede daha bulunalım:
ABD’li dostları asker de indirsin havaya uçanların yerine.
Co’lar, Con’lar, Coni’ler gelsinler de bizim yiğitlerin karşısına çıksınlar.