
Azerbaycan-Türkiye bağlantısına
saldırı
TÜRKİYE; Suriye
kuzeyinde huzurlu ve güvenli hayatın devamına çalışıyor, Irak kuzeyinde terörle
mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor, Libya’da barışın tesisi için varlık
gösteriyor, Doğu Akdeniz’de ise hak ve menfaatlerimizin korunması için
donanmamız 7/24 nöbet tutuyor...
Türk Silahlı Kuvvetleri tüm bu
faaliyetleri başarıyla yürütürken, Azerbaycan sınırında yeni bir cephe daha
açıldı. Ermenistan, beklenmedik bir şekilde Azerbaycan-Ermenistan-Gürcistan
sınır hattında bulunan Tovuz bölgesine saldırdı. Azerbaycan-Ermenistan
hattında, Dağlık Karabağ bölgesi dışında ikinci bir cephe daha böylelikle
görünür oldu.
Ermenistan bugün bile bu cepheyi
açma nedenini ortaya koyabilmiş değil. Ayrıca hiçbir şekilde meşru bir
savunması da yok. Olamaz da... Ermenistan’ın Tovuz hamlesi, “gücünü aşan ve
arkasında başka güçlerin varlığının sorgulandığı bir provokasyon”dur. Saldırı,
seçilen konum itibariyle Türkiye hedefli bir plânlamanın emarelerini
taşımaktadır.
Başkent Bakü’ye yaklaşık 450
kilometre uzaklıktaki Tovuz, Azerbaycan sınırında stratejik bir bölgedir.
Gence-Tovuz-Kazah üçgeninde Azerbaycan-Ermenistan ve Gürcistan sınırlarının
buluştuğu bölgede Tovuz, en uç noktada bir burun olarak konumlanmış durumdadır
ve Azerbaycan’dan Gürcistan’a, oradan da Türkiye’ye uzanan ulaşım ve enerji
hatları da bu bölgeden geçmektedir. Bu detaylara bakıldığında açık şekilde
anlaşılmaktadır ki, saldırının arkasındaki hedeflerden biri, Azerbaycan-Türkiye
bağlantısıdır.
Son dönemde bölgemizde yaşanan
gelişmeler ve saldırının zamanlaması birlikte değerlendirildiğinde, Azerbaycan
ile Ermenistan arasında anlaşmazlığa konu olan Dağlık Karabağ’a hayli uzak olan
bu bölgede bir Azeri-Ermeni çatışması, Ermenistan’ın menfaatleri doğrultusunda
bir adım olarak görülemez. Bu saldırının arkasında başka güç odaklarının
bulunduğu aşikârdır. Bu gücün kim olabileceği de açık ve ortadadır.
Ermenistan’ın maşa olarak
gerçekleştirdiği Tovuz saldırısı, Azerbaycanlı kardeşlerimizin canını bir
değil, iki kez yakmıştır. Sniperlı saldırıda General Polad Haşimov şehit
düşmüştür.
2016 yılının Nisan ayında, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ciddî gerilimin yaşandığı “April Döyüşleri" (Nisan Dövüşleri) sırasında tuğgeneral rütbesiyle Azerbaycan Askerî Ataşesi olarak görev yapmaktaydım, General Haşimov’u da bu görevim esnasında tanıdım. Haşimov, o tarihlerde Ermenistan’ın püskürtülmesi ve kritik noktaların alınmasında önemli kahramanlıklar göstermiş bir isimdi. Sahada destanlar yazan, atılgan ve cesur bir komutandı. Ermenistan, taşeron olarak kullanıldığı bu saldırıda, Dağlık Karabağ bölgesinde başına dert olduğunu düşündüğü General Haşimov’u açık hedef almıştır. Ancak Ermenistan şunu unutmuştur: Kahramanlar ölür ama tükenmezler!
General Haşimov, sniperlı hain bir
saldırıda şehit oldu ama Azerbaycan halkı dimdik ayaktadır. Ermenistan’ın işgal
etmiş olduğu Dağlık Karabağ bölgesini kendi topraklarına katmak için
Azerbaycan, şu anki askerî kapasitesi, istihbaratı, silah sistemleri ve
özellikle de mevcût olduğu silahlı kuvvetlerinin personel yapısı ile bunu
başarabilecek yetenek, imkân ve kapasiteye sahiptir. Bu saldırıyı başlatmakla
Ermenistan, en büyük zararı görecektir. Azerbaycan’ın bu konuda çok kararlı
olduğu görülmektedir ve saldırılara verdiği güçlü cevapla da bunu göstermiştir.
Kahraman generalin kanı yerde kalmamıştır. Taşeron Ermenistan’ın Tovuz
saldırısı, Azerbaycan Ordusu tarafından başarıyla püskürtülmüştür.
Nahçivan üzerinden “Türkiye'nin
müdahale hakkı” vurgusu
Tovuz saldırısının ardından
Azerbaycan’daki “savaş” teyakkuzunu gördük, şâhit olduk. Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev “Savaştayız” dedi ve kabîneyi teyakkuza geçirdi.
Ermenistan sınırları Türkiye’nin
Azerbaycan’a verdiği silahlı insansız hava araçlarıyla vuruldu. Azerbaycan
Savunma Bakan Yardımcısı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Ramiz Tahirov’un yanı sıra
Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Ordu Komutanı Kerem Mustafayev, olayın hemen
ardından Ankara’ya geldi. Heyet Ankara’daki temaslarına devam ettiği sırada,
Türk F-16 savaş uçaklarının Azerbaycan hava sahasındaki geçişleri Azerbaycan
basınında “Büyük destek!” olarak övgü ve minnetle karşılandı.
Azerbaycan heyetinin temaslarına
ilişkin açıklamalarda, Türk SİHA’larının ve füzelerinin Azerbaycan’ın emrinde
olduğu deklare edildi. Ermenistan’ın saldırılarına karşı caydırıcı etki üreten
hızlı temas hattı, Kafkaslardaki kumpaslara karşı Türkiye ve kardeş
Azerbaycan’ın güç birliğiyle mücadeleye kararlı olduğunun da en net ifadesi
oldu.
Ermeni saldırılarına karşı işbirliği
ve destek plânlamalarının yapıldığı iki ülke arasındaki ziyaretlerde Nahçivan
Özerk Cumhuriyeti Ordu Komutanı Kerem Mustafayev’in de bulunması, Ermenistan ve
destekleyen ülkelere karşı Türkiye’nin müdahale hakkını hatırlatan en önemli
detay olarak öne çıkmaktadır. Özel statüsü 16 Mart 1921 Moskova Anlaşması ile
“başka bir devlete terk edilmemesi şartıyla Azerbaycan’ın himayesine bırakılan”
ve bu statünün 13 Ekim 1921 Kars Antlaşması'nın 2’nci maddesiyle de teyit
edildiği bilinen Nahçivan, Mustafa Kemal Atatürk'ün “Türk Kapısı”, Kazım
Karabekir Paşa’nın da “Şark Kapısı” olarak nitelediği, Türkiye açısından Ermeni
saldırılarına karşı muhafazası büyük önem taşıyan bir bölgedir. Bu yönüyle
Kerem Mustafayev’in Ankara’ya gelmesi, Türkiye’nin müdahale hakkının
hatırlatıldığı net bir siyasi mesaj olarak öne çıkmıştır.
Özal döneminde asker yığmıştık!
Bugün yaşananlara benzer girişimler
27 yıl önce tecrübe edilmiş, Nahçivan’ın bu statüsü 1993’te Cumhurbaşkanı
Turgut Özal tarafından sahada hatırlatılmıştır.
Mart 1993’te Kafkaslarda tehlikeli
sayılan bir hareketlenme olmuş, Rusya’nın Ermeni birliklerine destek vererek
Azerbaycan’ın büyük bölümünü işgal edeceği yolunda istihbarat alınmıştı. Bunun
üzerine dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey’in talimatıyla
Azerbaycan Başsavcısı İhtiyar Şirin, Ankara’ya gelerek dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal’a Elçibey’in özel mektubunu sunmuştu.
MİT ve Askerî İstihbarat’ın,
“Bakü’nün Türkiye ve Batıyla daha fazla yakınlaşmasını durdurmak ve Bakü-Ceyhan
Petrol Boru Hattını engellemek amaçlı saldırı” olarak rapor ettiği bu işgal
girişimine karşı Özal’ın talimatıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, Ermenistan
sınırına asker yığmaya başlamış, Özal, Kars Anlaşması çerçevesinde Türkiye’nin
garantörü olduğu Nahçivan’ı Azerbaycan’a bağlayacak bir koridor açması için
TSK’yı sınıra yollamıştır.
Azerî Ordusu silah, cephane ve
uzmanlarla hızla desteklenmiş ve savaşın göze alındığı yönündeki net siyâsî
mesajı gören Moskova, geri adım atarak işgal girişimini durdurmuştur. Özal’ın
zamanında yaptığı hamlelerle Azerbaycan savaş tehlikesinden kurtarılmıştır.
Gerilimin dinmesiyle birlikte Turgut Özal, hayatını kaybetmeden önce son
ziyaretini de kalabalık bir heyetle 5 Nisan 1993’te bu bölgeye
gerçekleştirmiştir.
Türkiye, etrafındaki tehditlere
karşı bugüne kadar biriktirdiği tecrübeleri, ülkemiz ve bölgemizin bekâsı ile
kardeş ülkelerimize kasteden her türlü girişime karşı kullanmaktan çekinmemeye
kararlıdır. Azerbaycan ve Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nden gelen heyetlere de bu
kararlılık net bir şekilde iletilmiş ve iki kardeş ülke, sarsılmaz bağlarını
daha da güçlendirmiştir. Azerbaycan’ın silah ve sistemlerle desteklenmesi
konusunda kararlar alınmış, acil ihtiyaç konuları olarak İHA ve SİHA sistem
ihtiyaçları, füze ve mühimmat sevkiyatı, elektronik muhabere sistemleri başta
olmak üzere kardeş ülkeye gönderilmeye hazır olunduğu mesajı verilmiştir.
Türkiye’nin İdlib ve Libya’da
sahadaki başarılarına ilişkin tecrübeleri aktarılmış ve hâlen tamamen Rus silah
ve sistemleriyle donatılmış durumda bulunan Ermenistan ordusuna karşı Türk
millî silah ve sistemlerinin sahadaki başarıları değerlendirilmiştir.
Caydırıcı güç Gence'de buluştu ve
Tovuz'u titretti!
Bu görüşmelerde Türkiye ve
Azerbaycan arasında önemli bir karar alınmış, Azerbaycan ve Nahçivan ortak
tatbikatları 29 Temmuz itibariyle başlatılmak sûretiyle Ermenistan’a tam saha
mesaj verilmiştir. Türkiye ve Azerbaycan’ın caydırıcı gücü, kara ve hava
tatbikatlarıyla sahaya çıkmış, "TurAz Kartalı Hava Tatbikatı", önceki
yıllardan farklı olarak bu yıl Tovuz bölgesinin bulunduğu burunda yer alan
Gence’yi de kapsayacak şekilde plânlanmıştır.
Türk ve Azerbaycan Hava Kuvvetleri,
Gence, Kürdemir ve Yevlah bölgesi hava sahasında 10 Ağustos’a kadar kuş
uçurtmamış, Türk F-16’lar, İHA ve SİHA’lar, helikopterler ile Azerbaycan Hava
Kuvvetleri’ne ait Mig-29, Su-25 savaş uçakları ve Azerbaycan’ın Türkiye’den
tedarik ettiği İHA ve SİHA’lar, müşterek harekât hünerlerini sergilemiş ve
fiilî atışlı tatbikatlarda Gence tatbikat sahasına atılacak bombalar Tovuz’da
yankı bulmuştur.
Türkiye ile Azerbaycan arasında
sarsılmaz kardeşlik bağlarını gösteren tatbikatlar düzenli aralıklarla
gerçekleştirilmektedir. Ancak tatbikatın bu yılki plânlamaları, bölgede artan
tehdit dolayısıyla çok daha geniş kapsamlı plânlanmıştır. Önceki yıllarda bu
tatbikatlara Türk askerinin katılımı bölük seviyesinde küçük çaplı olurken, bu
yılki tatbikat süresi, kapsamı, birlik mevcûdu ve ateş gücü bakımından çok daha
büyük çapta plânlanmış ve icra edilmiştir. F-16 savaş uçaklarının verdiği
görüntü, “gardaşlarına” güven, düşmana korku olmuştur.
Bir diğer ayrıntı da, Türk savaş
helikopterlerinin geçmiş yıllardan farklı olarak Nahçivan’daki tatbikata
katılmaları olmuştur. Aynı dili konuşan, aynı sistem ve altyapıyı kullanan iki
ülke ordularının sarsılmaz kardeşliğinin müşterek harekât senaryolarında
pekiştirilmiş olması ve bu yönüyle Ermenistan ile Ermenistan’ı destekleyen
ülkelere karşı Türkiye ve Azerbaycan’ın verdikleri siyâsî birlik mesajı, sahada
askerî olarak pekiştirilmiştir.
TurAz Kartalı Tatbikatı, Yukarı
Karabağ’dan sonra Tovuz’da, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki enerji ve ulaşım
hatlarının kavşağı olarak bilinen bir bölgede cephe açan Ermenistan’a karşı
sahadan verilmiş en net mesaj olmuştur. Ermenistan, yeni bir saldırıya cesaret
edemeyecektir!
12 Temmuz’daki Tovuz saldırısının
ardından Azerbaycan’ın ve Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri çok daha farklı
olacaktır. Türkiye, 1992-1994 Karabağ Savaşı'ndan bu yana her zaman kardeş
Azerbaycan’ın yanında olmuş, gereken desteği vermiştir; bugünden sonra da
vermeye devam edecektir.
Türkiye, Kafkaslarda kilit bir
konumda bulunan Azerbaycan’ı hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktır. Ermenistan,
bu iki kardeş ülkenin karşısında bu tip faaliyetleri yapacak ne güce, ne de
askerî kapasiteye sahiptir. Azerbaycan, Tovuz bölgesindeki gerilimde
Ermenistan’ın bundan sonraki tutumuna göre pozisyon alacak ve Türkiye de
Azerbaycan’ın atacağı adımların arkasında olacaktır.
Olayların hemen ardından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere üst düzeyde yapılan açıklamalar ve bugüne kadar atılan adımlar, Türkiye’nin Kafkaslardaki gizli plânlamalar ve oynanmak istenen oyunların farkında olunduğu ve fırsat verilmeyeceği konusundaki kararlılığı göstermektedir. Azerbaycanlı gardaşlarımız, yanlarında olduğumuzu bilmektedirler. Bu kardeşlik ilelebet devam edecektir!