Karabağ Savaşı sonrası tehditler ve fırsatlar

İlham Aliyev, Nahcivan’a hem ekonomi, hem kültür, hem de enerji kaynaklarının transferi bağlamında büyük olanaklar sağlayacağı düşüncesiyle, kurulacak bu koridor için çok fazla ısrarcı olmuş. Yani doğrudan bir bağ olmamasına rağmen, bu kazanım İlham Aliyev’in ısrarı ile vücût bulmuş. Anlaşmadaki bu maddenin değeri, ileride çok daha iyi anlaşılacaktır.

ERMENİ işgali altındaki Dağlık Karabağ’da 40 günden fazla bir zamandır devam eden savaş, imzalanan anlaşma ile sona erdi. Ermenistan bu anlaşmayla işgal ettiği topraklardan çekilerek buralardaki Azerbaycan hâkimiyetini tanıyacak.

Anlaşmaya göre, Aralık ayının başına kadar Ermeniler, işgal ettikleri topraklardan çekilecekler. Böylece 28 yıl sonunda Dağlık Karabağ, “gerçek sahiplerinin” olacak.

Anlaşma bazı sürprizler içeriyor, ayrıca metin anlamında bazı meseleler tam anlamıyla açıklığa kavuşturmuş değil.

Kamuoyuna yansıyan bilgilerden anladığım kadarıyla, Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında bağlantı sağlayacak olan Laçin koridoru Rus birliklerinin kontrolünde kalıyor. Bu durum Rusya’ya bir egemenlik hakkı tanımıyor. Ama ileride çıkabilecek sorunlarda Rusya’yı doğrudan bir aktör kılıyor. Ayrıca bu durum Azerbaycan’ın egemenlik haklarını kısıtlıyor mu? Bu nokta tam olarak açıklığa kavuşturulmamış gibi duruyor.

Yeni dönemde Rus askeri ile birlikte askerlerimiz de bölgedeki barışın tesisinin devamı için bölgede bulunacak. Yani Ruslar ile birlikte ülkemiz de doğrudan bir aktör hâline geliyor.

Türk dünyasını birleştiren yeni bir koridor inşa edilecek

Karabağ ile direkt bağlantılı olmamasına rağmen, anlaşmada Nahcivan ile Azerbaycan anakarasını birbirine bağlayan yeni ulaşım yollarının inşâ edilmesi hususunda bir mutabakat da var. Anlaşmadaki bu detay bizim için de çok önemli. Çünkü oluşturulacak ulaşım ağı sayesinde ülkemiz ve Doğu Türkistan’a kadar uzanan Türk dünyası arasında kesintisiz bir koridor tesis edilmiş olacak. Aslında bu, uzun vadede Türk dünyası için çok büyük olumlu sonuçlar doğuracaktır. Oluşturulacak bu koridorun çarpan etkileri sayesinde Türk dünyası ile ülkemiz arasındaki ekonomik, kültürel ve ticârî bağlar çok daha güçlü bir hâle gelecek.

İlham Aliyev, Nahcivan’a hem ekonomi, hem kültür, hem de enerji kaynaklarının transferi bağlamında büyük olanaklar sağlayacağı düşüncesiyle, kurulacak bu koridor için çok fazla ısrarcı olmuş. Yani doğrudan bir bağ olmamasına rağmen, bu kazanım İlham Aliyev’in ısrarı ile vücût bulmuş. Anlaşmadaki bu maddenin değeri, ileride çok daha iyi anlaşılacaktır. 

Ermenilerin bölgeyle bağı tamamen kopmuyor

Anlaşmaya göre, önümüzdeki üç yıl boyunca Dağlık Karabağ ile Ermenistan’ı birbirine bağlayacak olan Laçin koridorunda yeni bir güzergâhın inşâsı için bir plân oluşturulacak. Bu noktada Rusya inisiyatif alacak gibi görünüyor.

Ama oluşturulacak plân, Azerbaycan’ın egemenlik haklarına bir kısıtlama getirmeyecek. Azerbaycan bu plân ve dâhilinde öngörülen koridorda araç ve yük geçişinin güvenliğini garanti ediyor. Yani Ermenistan, bölgedeki Azerbaycan hâkimiyetini tanıyor ama bölgeyle olan bağını tamamen koparmıyor.

Karabağ’da yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Ofisi’nin denetimi altında Dağlık Karabağ’a geri dönebilecekler. Yani 28 yıldır vatan hasreti çeken Azerbaycanlı kardeşlerimiz evlerine kavuşabilecekler.

Anlaşma, savaş esirleri, savaşta hayatını kaybedenlerin naaşları, rehineler ve diğer tutukluların değişimine imkân tanıyor ve bölgenin yeniden inşâsı husûsunda da bir restorasyon öngörüyor. 

Anlaşmaya göre bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları restore ediliyor.

Bölgenin statüsü ne olacak?

Ermeniler bölgedeki Ermeni nüfusun fazla olmasına dayanarak bölgenin kendi kaderini tayin hakkı olması gerektiğini savunuyorlardı. Ama öyle anlaşılıyor ki, artık bu iddianın bir geçerliliği kalmadı. Buna rağmen anlaşma, Dağlık Karabağ’ın statüsü hakkında herhangi bir madde içermiyor. Yani yönetimin nasıl olacağına dair bir öngörü yok. Bu durum yeni bir gerginlik konusu olabilir.

Çünkü geçmişte bölge Azerbaycan toprağı olsa da kısmî bir özerkliğe de sahipti. Bu nedenle Ermeniler, bölgenin statüsü ile ilgili uluslararası hukuk açısından özerklik veya muhtariyete varabilecek bazı haklara sahipler.

Rusya’nın hamlesiyle ABD ve AB dâhil, Türkiye dışındaki tüm aktörler devre dışı kalmış görünüyor. Minsk Grubu da dâhil olmak üzere bu belirsizlik, bölgeyi dış müdahaleye açık hâle getirebilir. Belirsizlikse en büyük risk olarak görünüyor.

Anlaşmadan dolayı Aliyev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sorunun çözümü için sunduğu katkıdan dolayı teşekkür etti.

Dağlık Karabağ için yapılan anlaşma, çeyrek asırdan uzun bir zamandır herkesin gözünün içine baka baka çiğnenen uluslararası hukukun tesisi anlamına da geliyor.

En nihâyetinde bu anlaşma, Azerbaycan için bir zafer, Ermenistan için ise yenilgi demek!