Karabağ’a beyaz değil, Türk bayrağı yaraşır

Azerbaycan, Karabağ’ı terörden temizlemek amacıyla operasyona çıktığı gibi, sadece bir günde karşı tarafa beyaz bayrağı çektirtti. Aslında Karabağ’ın tamamına Türk bayrağı yaraşırdı fakat şimdilik böyle oldu…

“BÜYÜK lokma ye, büyük söz söyleme” derler. Acaba Ermenistan Ermenilerinden oluşan bir grup terörist hiç bu sözü işitmemişler midir?

Uzun bir süre atalarımızla bir arada yaşayan atalarının bir kuple de olsa bu tür sözlerden yoğrulan değerleri torunlarına da aktarmaları gerekirdi bence.

Zira ABD ve İran’ın iteklemesiyle yükselttikleri gerilimin kendilerine nasıl bir bedelle patlayacağını göremediler.

İran’ın, “Ordumu hazırladım” lafından cesaret aldılar.

İran bu yavrum, her dediği laf.

Ona kalsa bir milyon üç yüz kırk yedi bin yedi yüz seksen dokuz kere İsrail’e girmesi, altı yüz yetmiş beş bin sekiz yüz on altı kere ABD’yi çökertmesi gerekirdi. Yine de… Neyse…

İran’ın ettiği laflar boyunu aşınca, karşılığında Türkiye bir söz verdiğini hatırlattı Şuşa Beyannamesi’ni göstererek. Öyledir zaten, başkaları laf verip laf taşır, Türkler söz verirler.

Laf ile söz aynı şey değildir.

Laf, “boşa edilen söz, gürültü” anlamına gelir. Söz ise doludur. Temeli vardır, sağlamdır.

Azerbaycan, Karabağ’ı terörden temizlemek amacıyla operasyona çıktığı gibi, sadece bir günde karşı tarafa beyaz bayrağı çektirtti.

Aslında Karabağ’ın tamamına Türk bayrağı yaraşırdı fakat şimdilik böyle oldu.

Allah Türk Devleti’ne bütünlük versin, kuvvet versin, şan versin!

Azerbaycan’ın yiğitlerine selâm olsun!

***

Öfke sıbyancılığı

17 yaşındaki herhangi bir kimse, “çocuk” yahut “ergen” sıfatıyla tanımlanır.

Mustafa Kemal hakkında bir şeyler söyleyip elinde onun fotoğrafıyla bir şeyler yapan bir çocuk, hakkında açılan soruşturma sonrasında tutuklandı.

Sosyal medya, belki daha sonraki hayatında çok ileri bir Atatürkçü olacak bir çocuğu acayip ileri bir Mustafa Kemal düşmanı yaptı böylece.

Hele üzerine gelen soruşturma ve tutukluluk, 17 yaşında her gün değil, her an hatalar yapabilecek bir çocuğu bu devlete dahi düşman edebilir.

Fakat bunu düşünen yok.

Kasetleriyle ünlü bir şarkıcı müsveddesi, “Nefesi boğazına düğümlensin” demiş o çocuk hakkında.

Daha bir ay önce Disney Pılas’ın yaptıklarına dair çıkan haberleri duymadıklarını söyleyenlere bakın hele!

Daha bir hafta önce Türk Silahlı Kuvvetlerine, Türk Devleti’ne hakaret edenler hakkında güç belâ müzekkere hazırlanırken bu ülkede, yaptığı hareketten on dakika geçmeden pişman olacak (kuvvetle muhtemel korkmuştur bile) bir çocuksa derhâl tutuklanıyor.

Bu ülkenin yargısı böyle çalışıyor.

Mustafa Kemal’i diktatörlükle suçlayıp kendilerini “Mustafa Kemal’in itleri” diye tanımlayan kişilerle birlik olanlar, 17 yaşındaki bir çocuktan hınçlarını işte böyle çıkarıyorlar.

Bu bir öfke pornosudur.

Bu işin adı öfke sıbyancılığıdır.

AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yaklaşan yerel seçimler öncesinde, yapılan her icraatın “Bir daha oy yok” şeklinde yorumlanmaması için strateji geliştirmesi, kendilerini iktidara taşıyan iradeyi zalimlere karşı kuvvetli tutması muhakkak şarttır.

Değilse, karşıdaki azgın tarafın bu öfke nöbetleri çok daha ileri boyutlarıyla üzerimize gelecektir.