
DEMEK ki kapalı kapılar ardında Kemal abimiz HDP’ye bazı vaatlerde bulunmuş. Bunu HDP’li Sırrı Sakık’ın açıklamalarından anlıyoruz.
O verilen vaatleri bizlerin de duyması istenseydi, kapılar kapalı olmazdı sanırım. Gerçi o zaman da oda cereyan yapar, içeridekiler rahatsız olurlardı belki.
Muhtemelen kapılar o yüzden kapalı idi. Biz yine de iyi niyetli düşünelim.
Velhasıl, Sırrı Sakık’ın ifadelerine göre Kemal abimiz ile HDP arasında bazı pazarlıklar olmuş. Pazarlık esnasında olduğu gibi bu vaatler yine o kapalı kapılar ardında kalaydı iyiydi. Ama olan oldu artık.
Ne de olsa iki kişinin bildiği sır, sır değildir ve kapının kulağı vardır.
Pazarlık esnasında genel af sözü verilmiş meselâ.
Öcalan dâhil, hapishanelerdeki 350 bin PKK’lıya af gelecekmiş. Yetermiş artık Öcalan’ın tecridi. Yurtdışında sürgün hayatı süren PKK’lılar da gelmeliymiş seçimden sonra.
Demokrasi bunu gerektirirmiş.
Aç parantez. FETÖ’cü kaçaklar da zaten gün sayıyorlar, ellerini ovuşturuyorlar. Kapa parantez.
HDP’ye yakın üç isim bakan yapılacakmış üstüne üstlük. Bunlardan birisi Sezgin Tanrıkulu olmalı. Kendisinden iyi bir İçişleri Bakanı olabilir sanki. İHA-SİHA konusunda üstün tecrübe sahibidir kendileri.
Yedili Masa’nın ortak mutabakat metninde bulunan yerel yönetimlere özerklik şartı, kayyum atamalarına son verilmesi, terörle mücadelede kantarın topuzuna dikkat edilmesi, Irak ve Suriye’den askerin geri çekilmesi, operasyonların durdurulması gibi konuların da muhtemelen üzerinden şöyle bir geçmiş olmalılar.
Bunlar zaten çantada keklik.
Belli ki Kemal abimiz o kapalı kapılar ardında kendisinden ne istedilerse hepsi “Belî” demiş.
Buna mukabil de HDP aday çıkarmamış, seçimde kendisine destek vereceklerinin sözünü vermiş.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgeyecek hâlleri yok ya.
“Yok canım, o kadar da değil” mi diyorsunuz yoksa?
Bu şartlar yerine gelmezse HDP’li Fatma Kurtulan kürsüden parmağını sallayarak “O koltukta bizim sayemizde oturuyorsun” diye carlamaz mı sonra? Allah muhafaza!
Son yerel seçimler öncesinde de HDP kanadı, “Belediye başkanları bizim sayemizde seçildiklerini bilecekler ve istediklerimizi yapacaklar” dememiş miydi?
Sonrasında, başta İBB olmak üzere büyükşehir belediyeleri terörist ya da terör sempatizanları ile doldurulmadı mı?
Kemal abimizden bu gazı, bu rüzgârı alan HDP’liler sözün şehveti ile pazarlıkları faş edip duruyorlar mütemadiyen.
Yüz yıllık avans sona eriyormuş…
Küçük hesaplar içerisinde olmayacaklarmış, daha büyük hedefleri varmış…
Cumhuriyet’le hesaplaşacaklarmış…
Kürtçe ikinci resmî dil olacakmış…
Kürtlerin Kürdistan ismiyle özgürce örgütlenebilmeleri sağlanacakmış…
Kürdistan’a kendi kendisini yönetme imkânı verilecekmiş…
Daha dağdaki terörist başlarının söylediklerinden bahsetmiyorum bile!
Kemal abimiz sadece HDP’ye söz vermekle kalmamış. Nerede bir kapalı kapı varsa o kapının ardında birilerine sözler verip durmuş.
O kişilerden biri de CIA danışmanı Henri Barkey.
Barkey durup dururken, “Kılıçdaroğlu verdiği sözlerin yarısını yapsa, evet, ilişkilerimizin düzeleceğini tahmin ediyorum” dememiş olsa gerektir. Sonuçta bayram değil, seyran değil.
Merak etmeyiniz Barkey, Kemal abimiz size ne söz verdiyse hepsini yapar. Türkiye ile ilişkileriniz misler gibi olur. O ilişkileriniz de dadından yenmez vallahi!
Sahi Kemal abi, kapalı kapılar ardında kime ne söz verdiysen açıklasan da bilsek nasıl olur? Bunu sadece Sırrı Sakık değil, bizler de istiyoruz. Sonuçta açık açık verdiğin sözlerin hiçbirini yerine getirmedin, en azından gizli kapaklı verdiğin sözleri tutup tutmadığını bilelim. Bu kadarına da hakkımız olsun artık.
*
Kalınız sağlıcakla efendim…