Mostar,
Bosna-Hersek
2020 yılı, Kanunî
Sultan Süleyman’ın tahta çıkışının 500’üncü yılı… Başta Türkiye olmak üzere iz
bıraktığı birçok ülkede, hakkında anma etkinlikleri ve konferanslar
düzenleniyor.
46
yıl boyunca Osmanlı tahtında kalmış ve bu süre içerisinde Belgrad, Rodas,
Mohaç, Budin, Estergon ve Zigetvar gibi şehirlere seferler düzenlemiş,
İnebahtı’da büyük bir deniz savaşı gerçekleştirerek birçok şehri Osmanlı’ya
katmıştır. 1571 yılında ise Birinci Viyana Kuşatması ile Avrupa’nın kapılarına
dayanmıştır.
Kanunî
Sultan Süleyman’ın, başta devletin kanunlarına uyduğu ve çokça kanun
çıkarılmasına ön ayak olduğu için “Kanunî” nâmını aldığı iddia edilir. Hattâ
İsviçre’nin başkenti Bern’de bulunan Adalet
Sokağı’nda (Gerechtigkeitsgasse)
bulunan Adalet Çeşmesi’ndeki (Gerechtigkeitsbrunnen)
dört heykelden biri, Kanunî Sultan Süleyman’ındır.
Avrupa’da
ise aynı zamanda gücü, uzun süreli hanedanlığı ve fetihleri ile “Muhteşem
Süleyman” olarak anılmıştır.
Kanunî
Sultan Süleyman’ın 1521 Belgrad ve 1526 Mohaç, 1541 Budin ve 1566 Zigertvar
Zaferleri, Balkanlarda Osmanlı’yı daha kalıcı hâle getirmiştir. Bu zaferler hâliyle
kalıcı olmaya başlama bakımından bölgedeki şehirleşmeye önemli katkılar
sağlamıştır.
Yazımızın kapsamı ise, Kanunî döneminin Bosna-Hersek’in şehirleşmesine katkısı ve bu şehirde yapılan eserlerdir.
Bosna-Hersek’te
Kanunî dönemi
1463
yılında yani İstanbul’un Fethi’nden 10 yıl sonra Fatih Sultan Mehmed Han, Bosna
Krallığı’nı da mağlûp ederek Saraybosna’yı fethetmiştir. 20 yıl sonra, 1483
yılında ise Hersek Hanedanlığı, Osmanlı’ya bağlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed
ile başlayan Bosna fetihleri, İkinci Bayezid ve Yavuz Sultan Selim döneminde
Osmanlı’nın kendi iç karışıklıkları ve Doğu seferleri sebebiyle biraz yön
değiştirmiştir.
Balkanlardaki
fetihler, yukarıda saydığımız gibi Kanunî ile tekrar hız kazanmıştır. Bosna-Hersek’in
en kuzeybatısında, bugün Hırvatistan sınırında yer alan Bihaç şehri ise Saraybosna’nın
fethinden 129 yıl sonra, 1592 yılında fethedilmiştir.
Bosna-Hersek’in
Osmanlı Devleti bünyesinde gelişmesi ve şehirleşme sürecine girişine, Kanunî
döneminin devlet adamları ve mimarları damga vuracaktır. Bu kapsamda şehirleşme
sürecinin en önemli göstergeleri olan cami, kütüphane, medrese, imarethane ve
köprü gibi şehir hayatının mimari ve kültürel temel taşları sayılan eserlerdir.
Saraybosna’nın
fethinden kısa bir süre sonra Bosna Sancağı kurulmuş ve başına 3 farklı dönemde
17 yıl süreyle Gazi Hüsrev Bey getirilmiştir.
Saraybosna’nın
bir şehir olarak kültürel, dinî ve siyâsî mânâda gelişmesine ön ayak olan Gazi
Hüsrev Bey Külliyesi, 1530’da inşâ edilmiştir. Kanunî, Gazi Hüsrev Bey’e geniş
araziler bağışlamış, cami ve külliyenin inşaatı için çeşitli vakfiyeler
çıkarmıştır.
Gazi
Hüsrev Bey, cami etrafında medrese, kütüphane, hankâh (tekke), misafirhane,
aşhane, hamam ve hanlar inşâ ederek Osmanlı şehir ve vakıf mimarinin
izdüşümünün Bosna-Hersek’teki ilk adımlarını atmıştır.[i] Bu
medrese ve kütüphanelerden oluşan ilim yuvası hem Bosna’nın İslâmlaşma
sürecinin en önemli yapıtaşlarından biri olmuş, hem de son yüzyılda Avrupa’daki
İslâm’ın taşıyıcıları olacak neslin yetişmesinde önemli bir yer tutmuştur.[ii]
Bosna-Hersek
kökenli olup Osmanlı’da hizmet etmiş birçok paşa ve vezirden biri olmakla
beraber Kanunî’ye sadrazamlık ve Kaptan-ı Deryâlık yapan Sokullu Mehmet Paşa da
aslen Bosna-Herseklidir. Kanunî’nin başmimarı Mimar Sinan, Bosna-Hersek’te
UNESCO koruması altında olan “Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü” ya da (diğer adıyla,
eserlerinde Osmanlı’ya ve Türklere karşı olumsuz bir bakış açısına sahip Ivo
Andriç’in[iii]
1945 yılında romanına konu ettiği) Drina Köprüsü’ne imza atmıştır (1571). Köprü
Kanunî’nin döneminde yapılmamış olsa da, Kanunî döneminin yetiştirdiği
sanatkârlardan Mimarbaşı Mimar Sinan’ın eseridir.
Mostar’ın
merkez camilerinden olan Karagöz Bey Camiî ve medresesi (1558) ile kütüphanesi
(1570) ve şifahanesi de Mimar Sinan tarafından yapılmış, Mostar’ın en merkezî
camilerinden olmuştur. Mostar’ın içinden geçen Radobolja deresinin üstüne 1558
yılında Kriva ćuprija (Eğik
Köprü), Mostar
Köprüsü’nün yapımından önce inşâ edilmiştir.
Bosna-Hersek’in
ve Mostar’ın en önemli sembollerinden olan ve Mostar’ı bir şehir hâline getiren
sembollerden olup UNESCO koruması altına alınan Mostar Köprüsü (ya da Sultan
Süleyman Han Köprüsü[iv])
ise yine Kanunî döneminde Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mostarlı devşirme Mimar
Hayrettin tarafından 1566 yılında inşâ edilmiştir.
Nasuh
Ağa Vukaviç Camiî (1528-29) ve mektebi (1559), bugün Mostar Yunus Emre
Enstitüsü’nin bahçesinde yer alan Keyvan Kâhya Camiî (1552-53) ve mektebi
(1554) ilw kütüphanesi (1558), Sarı Saltuk Hazretleri’nin 7 türbesinden birinin
olduğuna inanılan Mostar’ın 15 kilometre güneyindeki Blagay kasabasında bulunan
Sultan Süleyman Camiî (1520) ya da Careva Džamija (Hünkâr
Camii) de bölgedeki mimarî eserlerden bazılarıdır.[v]
Bosna-Hersek’in batısının Osmanlı hâkimiyetini girmesi
ile beraber Adriyatik kıyılarındaki şehirleri ve kalelerin fethi de bu bölgeden
ve Barbaros Hayrettin Paşa (1533-1546) gibi birçok Kaptan-ı Deryânın denizlerden
saldırıları ile mümkün olmuştur. 1537 yılında, bugün Hırvatistan’ın Split
şehrinin bulunduğu Klis Kalesi, Barbabos Hayrettin tarafından fethedilmiş ve
1537 yılında Dalmaçya kıyısında yeni bir sancak olarak tahsis edilmiştir.
Kanunî
Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan ve eşi Rüstem Paşa’nın torunu Mustafa
da Klis Sancak Beyi olarak görev yapmıştır.
Camilerin
bir parçası olan medrese, kütüphane, imarethane ve tekke gibi ilim ve kültür
yuvalarının gelişmesi, aynı zamanda büyük düşünür ve âlimlerin de yetişmesine zemin hazırlamıştır. Bunlar arasında
Türkçe sözlük ve dîvan tertip eden Mostarlı Hasan Zijai (1551-1584) ve Deli
Hüsrev Paşa Sokullu (1495-1544), harita ve minyatür alanlarında öne çıkan
Matrakçı Nasuh (1480-1564) gibi Bosnalı birçok ilim adamı sayılabilir.
Kanunî
dönemine ve sonrasında Osmanlı kültürüne farklı alanlarda katkılar sunmuştur Bosna-Hersek.
Kanunî dönemindeki şehirleşmenin önemli süreçleri sayılan ilmî ve kültürel
merkezlerin oluşması ise daha sonra yaklaşık 300 yıllık Osmanlı hâkimiyetinin taşıyıcı unsurlarıdır.
Kanunî
dönemi Bosna-Hersek’ine yüzeysel bir giriş yaptık. Muhakkak farklı bakış
açıları ile daha detaylı çalışmalar yapıldığından, yeni eserler ve şehirleşmenin
farklı süreçleri ortaya çıkarılacaktır.
Mostar’dan
selâmlar…
“Işk imiş her
ne var âlemde
İlim bir kîl ü kâl imiş…”
(Fuzûlî)
[ii]Bosnalı
Müslümanlar ve Avrupa’da İslâm’ın kurumsallaşması konusunda detaylı bilgi için:
https://haberajandanet.com/Article/islami-avrupaya-tasiyanlar-smail-balic/k2PQJlrAK5OsuZRPQw7m
[iii] İvo Andriç ve eserlerinde Türk İmajı ile
alakalı detaylı bilgi için: https://haberajandanet.com/Article/ivo-andric-ve-eserlerinde-turk-imaji/xSmmKIoq7nE1OHxuvxCt
[iv] Mulić. Dr. Jusuf, Cuprija Sultana Sulejmana-Hana u Mostar
Poznata Kao Stari Most,Mostar , (Eski Köprü olarak bilinen Sultan Süleyman Han
Köprüsü), Mostar,2009
[v] Hasandedic, Hıfzija, Spomenici Kulture Turskog Doba u Mostaru, Islamski Kulturnş Centar Mostar,2005