Kanunî Sultan Süleyman’ın tahta çıkışının 500’üncü yılı anısına Kanunî döneminde Bosna-Hersek

Saraybosna’nın bir şehir olarak kültürel, dinî ve siyâsî mânâda gelişmesine ön ayak olan Gazi Hüsrev Bey Külliyesi, 1530’da inşâ edilmiştir. Kanunî, Gazi Hüsrev Bey’e geniş araziler bağışlamış, cami ve külliyenin inşaatı için çeşitli vakfiyeler çıkarmıştır.

Mostar, Bosna-Hersek

2020 yılı, Kanunî Sultan Süleyman’ın tahta çıkışının 500’üncü yılı… Başta Türkiye olmak üzere iz bıraktığı birçok ülkede, hakkında anma etkinlikleri ve konferanslar düzenleniyor.

46 yıl boyunca Osmanlı tahtında kalmış ve bu süre içerisinde Belgrad, Rodas, Mohaç, Budin, Estergon ve Zigetvar gibi şehirlere seferler düzenlemiş, İnebahtı’da büyük bir deniz savaşı gerçekleştirerek birçok şehri Osmanlı’ya katmıştır. 1571 yılında ise Birinci Viyana Kuşatması ile Avrupa’nın kapılarına dayanmıştır.

Kanunî Sultan Süleyman’ın, başta devletin kanunlarına uyduğu ve çokça kanun çıkarılmasına ön ayak olduğu için “Kanunî” nâmını aldığı iddia edilir. Hattâ İsviçre’nin başkenti Bern’de bulunan Adalet Sokağı’nda (Gerechtigkeitsgasse) bulunan Adalet Çeşmesi’ndeki (Gerechtigkeitsbrunnen) dört heykelden biri, Kanunî Sultan Süleyman’ındır.

Avrupa’da ise aynı zamanda gücü, uzun süreli hanedanlığı ve fetihleri ile “Muhteşem Süleyman” olarak anılmıştır.

Kanunî Sultan Süleyman’ın 1521 Belgrad ve 1526 Mohaç, 1541 Budin ve 1566 Zigertvar Zaferleri, Balkanlarda Osmanlı’yı daha kalıcı hâle getirmiştir. Bu zaferler hâliyle kalıcı olmaya başlama bakımından bölgedeki şehirleşmeye önemli katkılar sağlamıştır.

Yazımızın kapsamı ise, Kanunî döneminin Bosna-Hersek’in şehirleşmesine katkısı ve bu şehirde yapılan eserlerdir.


Bosna-Hersek’te Kanunî dönemi

1463 yılında yani İstanbul’un Fethi’nden 10 yıl sonra Fatih Sultan Mehmed Han, Bosna Krallığı’nı da mağlûp ederek Saraybosna’yı fethetmiştir. 20 yıl sonra, 1483 yılında ise Hersek Hanedanlığı, Osmanlı’ya bağlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed ile başlayan Bosna fetihleri, İkinci Bayezid ve Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı’nın kendi iç karışıklıkları ve Doğu seferleri sebebiyle biraz yön değiştirmiştir.

Balkanlardaki fetihler, yukarıda saydığımız gibi Kanunî ile tekrar hız kazanmıştır. Bosna-Hersek’in en kuzeybatısında, bugün Hırvatistan sınırında yer alan Bihaç şehri ise Saraybosna’nın fethinden 129 yıl sonra, 1592 yılında fethedilmiştir.

Bosna-Hersek’in Osmanlı Devleti bünyesinde gelişmesi ve şehirleşme sürecine girişine, Kanunî döneminin devlet adamları ve mimarları damga vuracaktır. Bu kapsamda şehirleşme sürecinin en önemli göstergeleri olan cami, kütüphane, medrese, imarethane ve köprü gibi şehir hayatının mimari ve kültürel temel taşları sayılan eserlerdir.

Saraybosna’nın fethinden kısa bir süre sonra Bosna Sancağı kurulmuş ve başına 3 farklı dönemde 17 yıl süreyle Gazi Hüsrev Bey getirilmiştir.

Saraybosna’nın bir şehir olarak kültürel, dinî ve siyâsî mânâda gelişmesine ön ayak olan Gazi Hüsrev Bey Külliyesi, 1530’da inşâ edilmiştir. Kanunî, Gazi Hüsrev Bey’e geniş araziler bağışlamış, cami ve külliyenin inşaatı için çeşitli vakfiyeler çıkarmıştır.

Gazi Hüsrev Bey, cami etrafında medrese, kütüphane, hankâh (tekke), misafirhane, aşhane, hamam ve hanlar inşâ ederek Osmanlı şehir ve vakıf mimarinin izdüşümünün Bosna-Hersek’teki ilk adımlarını atmıştır.[i] Bu medrese ve kütüphanelerden oluşan ilim yuvası hem Bosna’nın İslâmlaşma sürecinin en önemli yapıtaşlarından biri olmuş, hem de son yüzyılda Avrupa’daki İslâm’ın taşıyıcıları olacak neslin yetişmesinde önemli bir yer tutmuştur.[ii]

Bosna-Hersek kökenli olup Osmanlı’da hizmet etmiş birçok paşa ve vezirden biri olmakla beraber Kanunî’ye sadrazamlık ve Kaptan-ı Deryâlık yapan Sokullu Mehmet Paşa da aslen Bosna-Herseklidir. Kanunî’nin başmimarı Mimar Sinan, Bosna-Hersek’te UNESCO koruması altında olan “Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü” ya da (diğer adıyla, eserlerinde Osmanlı’ya ve Türklere karşı olumsuz bir bakış açısına sahip Ivo Andriç’in[iii] 1945 yılında romanına konu ettiği) Drina Köprüsü’ne imza atmıştır (1571). Köprü Kanunî’nin döneminde yapılmamış olsa da, Kanunî döneminin yetiştirdiği sanatkârlardan Mimarbaşı Mimar Sinan’ın eseridir.

Mostar’ın merkez camilerinden olan Karagöz Bey Camiî ve medresesi (1558) ile kütüphanesi (1570) ve şifahanesi de Mimar Sinan tarafından yapılmış, Mostar’ın en merkezî camilerinden olmuştur. Mostar’ın içinden geçen Radobolja deresinin üstüne 1558 yılında Kriva ćuprija (Eğik Köprü), Mostar Köprüsü’nün yapımından önce inşâ edilmiştir.

Bosna-Hersek’in ve Mostar’ın en önemli sembollerinden olan ve Mostar’ı bir şehir hâline getiren sembollerden olup UNESCO koruması altına alınan Mostar Köprüsü (ya da Sultan Süleyman Han Köprüsü[iv]) ise yine Kanunî döneminde Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mostarlı devşirme Mimar Hayrettin tarafından 1566 yılında inşâ edilmiştir.

Nasuh Ağa Vukaviç Camiî (1528-29) ve mektebi (1559), bugün Mostar Yunus Emre Enstitüsü’nin bahçesinde yer alan Keyvan Kâhya Camiî (1552-53) ve mektebi (1554) ilw kütüphanesi (1558), Sarı Saltuk Hazretleri’nin 7 türbesinden birinin olduğuna inanılan Mostar’ın 15 kilometre güneyindeki Blagay kasabasında bulunan Sultan Süleyman Camiî (1520) ya da Careva Džamija (Hünkâr Camii) de bölgedeki mimarî eserlerden bazılarıdır.[v]

Bosna-Hersek’in batısının Osmanlı hâkimiyetini girmesi ile beraber Adriyatik kıyılarındaki şehirleri ve kalelerin fethi de bu bölgeden ve Barbaros Hayrettin Paşa (1533-1546) gibi birçok Kaptan-ı Deryânın denizlerden saldırıları ile mümkün olmuştur. 1537 yılında, bugün Hırvatistan’ın Split şehrinin bulunduğu Klis Kalesi, Barbabos Hayrettin tarafından fethedilmiş ve 1537 yılında Dalmaçya kıyısında yeni bir sancak olarak tahsis edilmiştir.

Kanunî Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan ve eşi Rüstem Paşa’nın torunu Mustafa da Klis Sancak Beyi olarak görev yapmıştır.

Camilerin bir parçası olan medrese, kütüphane, imarethane ve tekke gibi ilim ve kültür yuvalarının gelişmesi, aynı zamanda büyük düşünür ve âlimlerin de yetişmesine zemin hazırlamıştır. Bunlar arasında Türkçe sözlük ve dîvan tertip eden Mostarlı Hasan Zijai (1551-1584) ve Deli Hüsrev Paşa Sokullu (1495-1544), harita ve minyatür alanlarında öne çıkan Matrakçı Nasuh (1480-1564) gibi Bosnalı birçok ilim adamı sayılabilir.

Kanunî dönemine ve sonrasında Osmanlı kültürüne farklı alanlarda katkılar sunmuştur Bosna-Hersek. Kanunî dönemindeki şehirleşmenin önemli süreçleri sayılan ilmî ve kültürel merkezlerin oluşması ise daha sonra yaklaşık 300 yıllık Osmanlı hâkimiyetinin taşıyıcı unsurlarıdır.

Kanunî dönemi Bosna-Hersek’ine yüzeysel bir giriş yaptık. Muhakkak farklı bakış açıları ile daha detaylı çalışmalar yapıldığından, yeni eserler ve şehirleşmenin farklı süreçleri ortaya çıkarılacaktır.

Mostar’dan selâmlar…

“Işk imiş her ne var âlemde

İlim bir kîl ü kâl imiş…”

(Fuzûlî)

 


[i] TDV İslam Ansiklopedisi, Gazi Hüsrev Bey Külliyesi, Fikret Karçiç, S.545-459

[ii]Bosnalı Müslümanlar ve Avrupa’da İslâm’ın kurumsallaşması konusunda detaylı bilgi için: https://haberajandanet.com/Article/islami-avrupaya-tasiyanlar-smail-balic/k2PQJlrAK5OsuZRPQw7m

[iii] İvo Andriç ve eserlerinde Türk İmajı ile alakalı detaylı bilgi için: https://haberajandanet.com/Article/ivo-andric-ve-eserlerinde-turk-imaji/xSmmKIoq7nE1OHxuvxCt

[iv] Mulić. Dr. Jusuf, Cuprija Sultana Sulejmana-Hana u Mostar Poznata Kao Stari Most,Mostar , (Eski Köprü olarak bilinen Sultan Süleyman Han Köprüsü), Mostar,2009

[v] Hasandedic, Hıfzija, Spomenici Kulture Turskog Doba u Mostaru, Islamski Kulturnş Centar Mostar,2005