Joe’nun Türkiye’deki seçim taktiği

ABD’nin arka ve ön plân güçlerini de ikna etmiş olmalılar ki 78 yaşındaki bu pîr-i fâniyi akla gelmedik yöntemlerle ABD Başkanı seçtirdiler. Peki, Türkiye için taktikleri ne olacak? Kendi seçimleri esnasında uyguladıkları taktikleri bizde de uygulayacaklarını tahmin etmek zor değil. Çünkü hem denenmiş, hem de yenisini icat etmek için o kadar vakit yok. Şunun şurasında 2023’e ne kaldı ki?

ABD’deki de ne seçimmiş ama! Sen asırlarca demokrasi borazanlığı yap, demokrasi adına dökmedik kan, yıkmadık devlet, işgal etmedik toprak, yutmadık petrol, bakır, altın madeni bırakma, sonra bir seçimi, daha doğrusu seçim ilkelerini eline yüzüne bulaştır…

ABD’nin hilebaz derin devletini bilirdim de bu kadar beceriksizce sahtekârlık yapacaklarını tahmin edemezdim. “Demek ki Joe Biden’in New York Times röportajında bahsettiği ‘Erdoğan’ı devirme’ operasyonunda da aynı taktikleri, hileleri, sahtekârlıkları yapacaklar” diye akla geliveriyor.

Nasıl bir insan “uçak” denen bir alet kullanarak 400-500 kişiyi havalarda dolaştırıp kıtalara götürebiliyorsa, “ABD” denen aletle de dünyayı yönetebilen ve yönetmeye devam etmek isteyen birileri var. Bu “birileri” ifadesini bir ara açarız, işte onlar, ABD’nin kullanılmaya devam edilmesi için görünüşte özgür fakat gerçekte kendi güdümlerinde hareket eden yönetimler istiyorlar.

Yanlış anlaşılmasın, ABD hükûmetlerini meydana getiren insanların çoğu, bunları istemeyerek yapıyor falan değiller. Onların da neredeyse tamamına yakını o arka plânın birer parçası durumunda.

ABD yönetimlerinin hem arka, hem de ön plânı çeşitli yöntemlerle dünyayı acımasızca yönetmeye çalışıyor. Amaçları dünyanın zenginliklerine sahip olmak ve bu tahakkümü sürdürmek. Yöntemleri arasında eskiden işgal edip valiler atayarak sömürmek, gittikleri ülke insanlarını köle olarak kendi ülkelerine getirmek türü şeyler vardı. Sonra baktılar ki, sömürdükleri ülkelerin insanları uyanıyor, harika bir yöntem geliştirerek sömürüye devam ettiler: Sömürmeyi düşündükleri ülkeden bir işbirlikçi bulup onu kahraman yaparak başa getirmek…

Bu yöntemin kalıcı olabilmesi için toplumları âdeta aşağılık kompleksi bataklığına, değersizlik çöplüğüne soktular. Şöyle bir tuhaf çelişki bile insanların gözlerini açamadı: “Sömürgecilerin her şeyi iyi, doğru, güzel; sömürülenlerin hiçbir şeyleri kıymetli, iyi, güzel veya doğru değil!”

Komik olan da şu: Sömürülen ülkeler kendi ceplerinden paralar vererek en kabiliyetli, en zeki çocuklarını sömürgeci ülkelere gönderiyorlar ki oradaki düzeni öğrenip gelsin ve sömürgecinin kurduğu sistemi devam ettirsin. Bunlar da yetmezse, o ülkede darbelerle, güya “demokrasi” ile sömürü düzenlerini devam ettirecek birilerini başa getiriveriyorlar.

Bu yöntemlerin hepsi bizim ülkemizde de, dünyanın birçok ülkesinde de uygulandı. İşgal mi etmediler? Kendi adamlarını kahraman yapıp başımıza belâ mı etmediler? Kendi geçmişimizden, ecdâdımızdan, dünyanın en hassas, nazik, insanî değerlerimizden utanır hâle gelmedik mi? “Bizden adam olmaz” sözünü söyler hâle gelmedik mi? Bunlar da yetmeyince darbeleri, ABD’de okumuş, çalışmış tiplerle tahsilat yapmadılar mı?

En son çevirdikleri film, FETÖ, PKK, PKK/YPG, DAEŞ ve nihâyet 15 Temmuz kanlı darbe girişimleri... Şâhidim kim mi? Tabiî ki Joe Biden!

Yeni yöntemlerinin, Türkiye’deki güya “muhalefeti destekleyerek” Erdoğan’ı yani doğal kaynaklarının sömürülmesine müsaade etmeyen, insanlarının köleleştirilmesine karşı çıkan anlayışı devirmek olduğunu anlattı. Doğrusu bunu yapmak istediklerine beni ikna etti. ABD’nin arka ve ön plân güçlerini de ikna etmiş olmalılar ki 78 yaşındaki bu pîr-i fâniyi akla gelmedik yöntemlerle ABD Başkanı seçtirdiler.

Peki, Türkiye için taktikleri ne olacak?

Kendi seçimleri esnasında uyguladıkları taktikleri bizde de uygulayacaklarını tahmin etmek zor değil. Çünkü hem denenmiş, hem de yenisini icat etmek için o kadar vakit yok. Şunun şurasında 2023’e ne kaldı ki?

Taktikleri şöyle özetleyelim:

1. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kötülemek, iyi yaptıklarını bile kötü veya başka şeylerle ilişkili göstermek…

2. Herkesi Cumhurbaşkanı karşısında bir araya getirmek…

3. Herhangi bir proje göstermemek veya vaatte bulunmamak…

4. Yabancı ve yerli basını kontrol etmek ve bu yolla Erdoğan’ın “kaybettiği”, “rakibinin açık farkla kazandığı” algısı meydana getirmek...

5. Kontrolündeki anket şirketleriyle güya “araştırma yaptırmak” sûretiyle algıyı güçlendirmek…

6. Sosyal medyayı kontrol etmek ve doğru mesajların yayılmasını engelleyip, meydana getirmek istedikleri algıya uygun, gerçek dışı mesajları herkese ulaştırmak…

7. Seçimlerde hile yapmak ve hilenin anlaşılması durumunda basın ve sosyal medyayla gerçekleri karartmak…

8. Hakkâniyet sahibi insanların bu yapılanlar karşısında sinirlenmelerini “kaybetme korkusu” olarak yansıtıp kameraların karşısında “pişkin pişkin” birlikten, beraberlikten, ülkenin tamamının cumhurbaşkanı olacağından bahsetmek...

Yukarıdaki taktikler eminim size de tanıdık gelmiştir. Dedik ya, denenmiş ve tutmuş numaralar… Niçin tekrar devreye sokmasınlar ki? Joe Biden ve avenesinin kaçırdığı bir atasözümüzü son olarak ifade etmenin tam sırası: Türkiye’deki iktidar, “Müslüman yılana bir kere sokulur” düsturuna inanan bir iktidar ve Allah’ın izniyle Joe Biden ve avenesi değil, topu da gelse başaramayacaklar!