İzzetimizle ölemiyoruz, bari izzetimizle yaşayalım

Ankara’daki büyükelçilerini çağırmaları lâzım, ama yok! Her gün bir kışkırtıcı mesaj paylaşılıyor sosyal medya hesaplarından. Çok yüksek miktarda etkileşim alıyorlar bir de. Şahsen bu hesabı engelledim. Madem ülkem ilişkileri dondurdu, takip etmememe rağmen ayrıca bir de engelledim bu hesabı. Size de tavsiye ederim. Bir de hesabın ismi beni başka bir derinlikle uyuz ediyor: “İsrail Türkiye’de”…

GAZZE’deki soykırıma karşı yaklaşık bir aydır Türkiye’deki en ciddî boykotlardan biri uygulanıyor Siyonist ürün ve hizmetlere.

Bu anlamda çok ileri bir bilincin hâlâ ülkemizde yerleşmemiş olması üzüntü verici. Yine de varlığı çok önemli.

Söz konusu boykotun verim alması, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada ciddî bir destek görmesinden kaynaklanıyor. Böyle bir protesto daha önce görülmemişti.

Şu an eylemlere dünyanın her yerindeki vicdanlı insanlar katılıyor.

İş, finans ürünlerine kadar dayandı. Master Card ve Visa gibi kredili ödeme yöntemleri Türkiye’de yerini Troy’a bırakıyor. “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” adına sahip işletim sistemi birkaç günde milyonlarca müşteri kazanırken tabiî şekilde diğerleri de kaybetti.

Çok ama çok önemli bir hamle bu.

Ancak ürün ve hizmetler yönünde enteresan bir problemle karşılaştık. Yerli ve millî ürünlerin fiyatları yükselirken boykot uygulanan Siyonist ürün ve hizmetlerinin fiyat ve ücretleri düşürülüyor, daha çok göz önüne konuluyor.

Öyle ki, Coca Cola’nın hisseleri dahi bu süreçte yüzde 13,9 artış göstermiş. Bakkallardan ve marketlerden parasını ödeyerek satın alınıp sokaklara dökmek suretiyle sosyal medya gösterisi malzemesi yapılan bu içecekler ciddî kafa yapmış anlaşılan.

Geniş Aile dizisindeki Zekai’nin ekmek fırınına para verip vitrindeki ekmeği kapıp kaçması gibi…

Arkasından fırıncı şöyle bağırıyordu: “Üstünü almadın!”

Deniliyor ki, “Migros ve CarrefourSA yerli ürünleri yüksek fiyata özellikle satıyor”.

Kolayı var: Ambalajın üzerine fiyat yazarsın, olur biter!

Ayrıca, ülkede market ve bakkal yokmuş gibi söylenen bu mazeret çok gülünç.

*

Gelelim İsrail’in Ankara Büyükelçiliğine…

Türkiye Tel Aviv’deki Büyükelçisini Ankara’ya çağırarak yeniden eski düzene döndü İsrail’le ilişkiler konusunda. Çok iyi ve ciddî bir gelişme!

Ancak İsrail aynısını yapmadı. Bir de sosyal medya hesabıyla yaptığı açıklamalar yok mu, insanı deli ediyor!

Yahu azıcık onur varsa onların da mütekabiliyet ilkesiyle yaklaşarak Ankara’daki büyükelçilerini çağırmaları lâzım, ama yok!

Her gün bir kışkırtıcı mesaj paylaşılıyor sosyal medya hesaplarından. Çok yüksek miktarda etkileşim alıyorlar bir de.

Şahsen bu hesabı engelledim. Madem ülkem ilişkileri dondurdu, takip etmememe rağmen ayrıca bir de engelledim bu hesabı. Size de tavsiye ederim.

Bir de hesabın ismi beni başka bir derinlikle uyuz ediyor: “İsrail Türkiye’de”…

Hele bakın cambaza!

*

Diplomatik davranmak ilk adımdı. İkinci adımda yeni kozlar ortaya koyuyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Artık bıçak kemiğe dayandı!

Orada izzetten bir nur var.

Biz o nur çadırına giremiyoruz.

En azından boykotu adam gibi yapalım da izzetli yaşayalım.